Sana Karşı Bir Şey Hissetmiyorum

88 2 0
                                    

Multimedya'daki videoyu izleminizi öneririm.

İyi okumalar.

Taehyung.
Jungkook, bu hayattaki tek şansımdı; onu her şeyden korumak, ona tüm iyilikleri göstermek istiyordum, sadece bana ait olsun istiyordum. Sanırım bu konuda fazlasıyla bencildim.
"Taehyung" dedi Jungkook.
O, benden önce uyanmıştı.
Hâlâ yatakta yatarken gözlerimi açıp onun beni izleyen gözleriyle karşılaştım.
"Günaydın" dedi gülerek.
"Sen beni öpmezsen günüm aymaz." Dedim uykumdan dolayı boğuk çıkan sesimle.
"Pekala, seni öpeceğim ama sende uyanacaksın. Söz mü?" Dediğinde gülüp başımı salladım.
Jungkook, eğilip yanaklarımı öptü. Bu hoşuma gittiğinde güldüm.
"Bir daha öper misin?" Dedim yine boğuk sesimle.
Jungkook, gülüp eğildi ve tekrar yanaklarımı öpecekti ki onu kendime çekip dudaklarını öptüm.
İkimizin de gözleri açıktı ve Jungkook, şaşkınlıktan açılmış bambi gözleriyle bana bakıyordu. Hâlâ onun dudaklarını öperken gülüp gözlerimi kapattım.
Onun üst dudağını öperken o benim alt dudağını öpüyordu.
Birazdan, kendimi çekip ona sarıldım.
"Günaydın, kar tanem." Dedim yine boğuk sesimle.
Jungkook'un güldüğünü, enseme gelen sıcak nefesle anladım. Jungkook, kendini benden çekip yataktan indi ve ben yatakta doğrularken o üstünü düzeltiyordu.
"Sen bana sadece 'günaydın' demeye mi geldin?" Dedim yatakta doğrulup saçlarımı karıştırırken.
"Hayır, yani evet." Dedi Jungkook.
Anlamayıp kaşlarımı çatıp ona bakarken yataktan çıkıp terliklerimi giyerek karşısına geldim.
"Ne oldu? Söyle." Dedim iki elimi de omzuna koyup eğilip yüzüne bakarken.
Jungkook, başını kaldırıp bana baktığında dolu gözleriyle karşılaştım.
"Jeon, ne oldu? Söyleyecek misin?" Dedim merakla.
Jungkook, hâlâ yüzüme bakarken dudaklarını araladı.
"J-Jimin Hyung geldi ve, ve..." deyip dudaklarını ısırdı.
"Ne oldu yani Jimin geldiyse? Söylesene." Dedim hâlâ iki elim omzundayken.
Jungkook, gözlerime bakıp konuştu.
"Tae" deyip siyah ceketinin koluyla dudaklarını sildi.
Ben Jungkook'un neden böyle davrandığını anlayamıyordum. Kaşlarımı çattım.
"Söyleyecek misin artık? Dedim iki omzundaki kollarımla onu sarsıp.
Jungkook, "Tae, ben... yani ben seni hiçbir zaman sevmedim." Dediğinde anlamsız bakışlarımı yüzümde gezdirdim ve omzundaki ellerimi daha da sıktım.
"Bu da ne demek şimdi?" Dedim sinirli bakışlarımı üstünde gezdirirken.
Jungkook kesinlikle yalan söylüyordu, belliydi çünkü okuyabilirdim onun yüzünden bunu.
Jungkook, "Duydun işte" dedi sesini yükseltip yüzüme bakarken. Dudaklarını yalayıp devam etti.
"Ben aslında sana oyun oynadım, Tae. Senin o bara geleceğini biliyordum, bu yüzden de senin ilgini çekmek istedim. Sonra sana kendimi acındırıp bana iş vermeni sağladım ve sana ailem hakkında milyonlarca yalan söyleyip beni evine almanı sağladım. Sonra sende bana aşık oldun ve dudaklarımı öpmeye başladın, ama ben her öpüşümüzden sonra lavaboya gidip kustum ve hatta şu an bile midem bulanıyor." Dediğinde ağzımı aralamış, hiçbir tepki vermeden onu dinliyordum. O devam etti.
"Yani anlayacağın, Tae; seni maddi ve manevi yönden kullandım." Dediğinde hiçbir şey demeyip yüzüne baktım ve omzundaki ellerimi ondan çekip kapıyı açıp odadan çıktım. Sinirle merdivenleri indim ve salonun giriş kapısında duran Jimin'i gördüm.
Yanına gidip "Mutlu musun?" Diye bağırdım.
Jimin, güldü.
"Tabii ki de mutluyum, gerçekleri gördüğün için."
Bunu yaptıranın Jimin olduğunu biliyordum.
Merdivenlerden ses geldiğinde Jimin, bakışını oraya çevirdi. Bende yönümü oraya çevirdiğimde Jungkook'un bavulunu aldığını gördüm.
Jungkook, durup bize baktı ve konuştu.
"Ben artık sizi daha fazla kullanmak istemiyorum, verdiğim rahatsızlıktan dolayı da özür dilerim. Bir daha görüşmeyeceğimiz için 'Görüşürüz' de demeyeceğim. Yine de teşekkür ederim." Deyip bana baktı ve bir süre bakıp bakışlarını kaçırdı ve evin kapısını açıp evden çıktı.
Kapı sert bir şekilde kapandıktan sonra Jimin konuştu.
"Umarım gerçekleri görebilmişsindir Tae. Gerçi ben sana kaç bin kere dedim o çocuk iyi birine benzemiyor diye, ama beni dinleyen kim ki? Al işte, şimdi kendi söyledi bizi kullandığını." Dediğinde ona bakıp dudaklarımı yaladıktan sonra konuştum.
"Haklısın, Jimin. Sana güvenmeliydim." Deyip yanından ayrıldım ve kapıyı açıp evden çıktım. Arabamın anahtarını çıkarıp arabayı açtım ve binip arabayı çalıştırıp gaza basıp uzaklaştım.
Jungkook kesinlikle yalan söylüyordu, çok fazla emindim. Eğer öyle olmadaydı, neden onu öpmeme izin versindi ki?
Yaklaşık 15 dakika sonra Jungkook'un baristacılık yaptığı kafeye gelmiştim. İşten atılmıştı ama belki arkadaşları yeni çalıştığı yeri biliyorlardı.
Arabayı park edip durdurdum ve inip kilitlendikten sonra kafeye girdim. Sipariş vermek için kasalara gittiğimde Jungkook'un burada olup olmayacağını merak ediyordum.
Ben sırada beklerken bir baristanın yaptığı kahveyi düşüp kırdığını gördüm.
"Özür dilerim" dediğinde bu kişinin Jungkook olduğunu anlayıp sıradan çıktım ve kasanın içine girdim.
Yere eğilip Jungkook'un düşürüp kırdığı bardağı toplayıp ona geri verdiğimde bana baktı sadece.
Bende ona bakarken güldüm.
"Daha dikkatli olmalısın, Jeon." Dediğimde hâlâ bana bakıyordu. Dudaklarını araladığında gözlerim dudaklarına kaydı, pespembe dudakları çok güzel görünüyordu.
"T-Teşekkür ederim." Dedi kekeleyerek.
Ona bakarken güldüğümde yanına yaklaştım ve elimin çenesine koydum.
"Eğer teşekkür etmek istiyorsan, başka yollarla bunu etmelisin." Deyip çenesini kendime yaklaştırdım ve burnumu burnuna değdirip gözlerimi kapatıp dudaklarını öpmeye başladım.
Şu an herkes bizi izliyordu, ama bu şu an için umurumda değildi.
Jungkook, birazdan alt dudağımı öpüp kendini çekti ve bana baktı.
"Seni sevmediğimi söyledim, bunu yapma." Dedi dudaklarını silip.
"Peki, Jeon, nasıl istersen öyle olsun." Dedim ve kasalardan çıkıp kafenin kapısını açtım ve çıkıp arabama bindim.
Jungkook neden öyle davranmıştı ki şimdi bana?
Her şey bir anda anlamsızlaştı ve bunun en büyük sebebi Jungkook'tu.
...
Akşam Jimin ve diğer arkadaşlarımla birlikte bir bara gitmiştik.
Jimin'in ardaşlarından adının Taemin olduğunu bildiğim çocuk konuştu.
"Buraya gelmek kimin fikriydi? Gayet güzel düşünmüşsünüz."
Jimin, güldü.
"Ben söyledim, kafa dağıtmak için." Dediğinde güldüm ve bir parmağımı dudaklarıma götürüp güldüm.
Birazdan, sahnede bir elektrogitar sesi duyuldu ama kimse bakmadığı için bende bakmadım.
Şarkıcı çocuk şarkı söylemeye başladı.
"O gidiyor"
"Ve ben hiçbir şey yapamıyorum."
"Aşk gidiyor"
Bu ses tanıdık geldiğinde kalbim deli gibi atmaya başladı. Kafamı çevirip baktığımda sahnedeki kişinin Jungkook olduğunu gördüm.
"Ben ise aptal gibi duruyorum burada."
"Gittikçe uzaklaşan ona bakıyorum,"
"Küçük bir noktaya dönüşüyor ve yok oluyor."
"Zamanla bu da geçecek mi ki?"
"Eski günleri düşünüyorum,"
"Seni düşünüyorum."
"Eğer sen de, eğer sen de"
"Henüz çok geç kalmadığımızı düşünüyorsan"
"Tekrar birbirimize dönemez miyiz?"
"Eğer sen de , eğer sen de"
"Sen de benim gibi acı çekiyorsan,"
"Her şeyi bizim için kolaylaştıramaz mıyız?"
"Keşke benimken bilseydim değerini."
Jungkook, bu sözleri söylerken dolu gözlerle onu dinledim ve anılarımız canlandı gözümün önünde. Jungkook, şarkıyı söylemeye devam ettiğinde ona bakıp eşlik ettim.
"Senden ne haber?"
"Sahiden de her şey yolunda mı?"
"Ayrılık vakti yaklaşıyor"
"Seni unutmam lazım"
"Ama bu hiçte kolay değil."
Jimin'in diğer arkadaşı Jinyoung, konuştu.
"Tae gerçekten de acı mı çekiyorsun? Bu kadar içten söylemek ne?" Dediğinde önümdeki viski bardağını alıp kafama diktim ve boş bardağı bırakıp onlara baktım.
"O sahnedeki çocuk benim sevgilimdi." Dediğimde herkes şaşkınlıkla bana baktı.
Jimin'in diğer arkadaşı Ha Sungwoon konuştu.
"Nasıl yani, sen gay misin?" Dddi şaşkınlıkla.
Jimin, "Gay falan değil, Jungkook sadece Tae'yi kullandı ve bitti." Dedi önündeki soju bardağını alıp kafasına dikmeye hazırlanırken.
Elimi, pantolonumun ceketine attım ve sigara paketimi çıkarıp bir sigara alıp geri yerine koydum.
Çakmak almadım, çünkü masada yanan mumdan faydalanacaktım. Sigaramı, mumun ateşine götürdüm ve sigaram yandığında dudaklarımın arasına alıp içmeye başladım.
Bu sırada Jungkook'un söylediği şeyleri dinliyordum.
"Bunca zamandır sadece mutlu olmayı istedim, ama beceremedim. Bu yüzden de bu şarkıyı söylemek istedim." Dediğinde gülüp sigaramı dudaklarımın arasından çektim ve dumanı serbest bıraktım.
Jungkook, bizim ilişkimizi kendi elleriyle mahvetti ve bunun enkazından çıkacak tek kişi de oydu.

Meddle About - TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin