XVIII

539 60 5
                                    

Baktığın o gözler, kim bilir kaç defa göz yaşı döktü.
Baktığın o dudaklar, kaç kere hıçkırık döktü o güzel dudaklarından...

Hoşlandığım o kişi, yakışmıyor canın acıması.

Gülmen için neler yaparım bir bilsen, bilmiyorsun ama gülümseme yüzüne çok yakışıyor.
Seni mutlu ol yeter ki, gülüşün için bile ölürüm ben senin için...

-

Armand üçüncü yıla girecekti. Bu sefer yanında, Louis de vardı.

Draco, Armandlaydı. Draco her zaman ki gibi saçma şeylerden bahsediyor, Armand ise sessizce onu dinliyordu.

Hayatı böyle sakin geçiyordu.
Ama unutmayın, meyve tohumsuz açmaz...

"Draco, ödevimiz var. Son teslim tarihi yarın!" Draco gözleri fal taşı gibi açıldı.
"Git" Armand ona söyledi. Draco itiraz etmeden arkadaşlarının yanına gitti.

Evet, onun arkadaşı yoktu. Sessiz olduğu için herkes onla arkadaşlık
Kurmak yerine ona bulaşmayı düşünmemişlerdi.

Koridorlardan geçerken, kardeşi ve Weasley'i gördü. Ikisi onu görünce sırıttı.

"Ooo burada kimler varmış bakıyorum da! Dilsiz, onun konuşamadığını biliyor muydun, Ron?" Arthur devam etti. "Slyhterinden dışlanıyor." Ron güldü. Ona adım attı. "Kesin hepsi onun değersiz biri olduğunu anlamıştır."

"Noldu Armand? Konuşmayacak mısın, yoksa dilini kedi mi yuttu."

Armand hâlâ sessizce onlara baktı. Yüzünde duygu yoktu.

Arthur sinirlendi. "Ne öyle bakıyorsun, sen kimsin de seçilmiş kişiye böyle art niyetle bakabilirsin!" Armand yapmadığı bir şey için suçlandığı için iç çekti.
"Yerini bilmesi gerekiyor, değil mi J?"

Arthur sırıttı. "Kesinlikle" Armand ona ne olduğunu anlamadan yüzüne yumruk yedi. Yumruğun etkisi ile yere serildi.

"Eh, Ron hâlâ bir şey yapamıyor yazık, Black soyu senin gibi işe yaramaz görmemiştir."

Armand, sinirle yumruklarını sıktı.

"J kesinlikle ailesi dışladığına eminim, galiba zaten evlatlıkmış"

"Hahaha kesin ailesi red etmiştir. Onun gibi rezil birini isteyen olacağını sanmıyorum. Black delirmiş olmalı, babam öyle diyor."

Armand bu nokta da sihrinin kontrolünü kaybettiğini hissetti. Sinirlenmişti.

Birden büyüsü etrafı sardı. Ona sataşanlar duvara vurdu.
Arthur inledi, sinirle ona baktı. "Bunu ailem duyacak, Armand."
Ron bağırdı. "J'nin babası duyana kadar bekle bunu!" Bağırdı. Hızla ortadan ayrıldılar.

Armand onlar gidince sinirli bir nefes verdi.

Yüzü kesinlikle morarmıştı. Acısını hâlâ hissediyordu.
Yere yattı ve iç çekti.

Şuracıkta ölse fena olmazdı, değil mi?

wrong choice.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin