9.bölüm

594 19 18
                                    

Rüzgarla sevgiliydik. Hayatımda herşey düzgün gidiyordu. Gayet mutluydum. Uzun zamandır tatmadığım mutluluğu tadıyordum.

Okul çıkışlarında göreve gitmediği zamanlarda Rüzgar geliyordu beni almaya.

Boş zamanlarımızda da beraber geziyorduk. Sanki uzun yıllar tanıyor gibiydim.

Öyle bir hissiyat veriyordu. Ona sarıldığımda bütün dertlerim bitiyordu. Öğrencilerimle kafeye gitmiştik. Bir sürü anı biriktiriyordum her biriyle. Kısa zamanda birbirimize alışmıştık.

Rüzgarla mesajlaşıyordum. Kapı sesinden babamın geldiğini anlamıştım.

Babam Rüzgarla sevgili olduğumuzu bilse ne tepki verirdi bilemiyordum. Babam diğer babalar gibi değildi. Bizi -abimle beni- hiçbir zaman sahiplenmemişti. O yüzden ne tepki vereceğini bilmiyordum. Kıskanmayacağı kesindi.

Rüzgar acil işinin olduğunu söylemişti. Bu gece askeriyedeydi. Boş zamanında yazıyordu.

Babam içeri girmişti.

"Kızım."

Dedi ve elindeki kutuyu uzattı.

Şaşkınca elindeki hediye paketi olan kutuya bakıyordum. Bana hediye almıştı.

Evet, ilk defa hediye almıştı. Kaç senelik babam...

"Al hadi kızım, sana aldım."

Hediyeyi alıp açtım. Bir kol saatiydi. Bunu çok beğenmiştim. Koluma taktım.

Babamın bana sarılmasıyla 2.kez şok geçirdim. Herşeyi bekliyordum sanırım, bunu asla.

Masumca düşünüyordu genç kız, halbuki bunlar oyunun bir parçasıydı. Herşey bir oyundu. Ve bu oyunda piyon Efsundu. En sevdikleri bu karmaşık oyunun içerisindeyken Efsun herşeyden habersizdi. Herşeyi herkesi kendi gibi masum zannediyordu. Ama hiçbir şey normal değildi. Efsunun düşündüğünün aksine...

Şaşırsamda mutluydum. Bunca sene sonra gelen bir sevgi icin mutluydum. Sevdiğim 3 erkek vardı. Babam , abim ve Rüzgarım...

Bir yerde denk gelmiştim.

"Anne babasından sevgi görmeyen çocuk onları sevmekten vazgeçmez, kendini sevmekten vazgeçer..."

Çok doğruydu. Babam beni sevmişse de sevgisini göstermemişti. Annemden haberim dahi yoktu. Babama en kısa zamanda iletişim kurduğumda bunu soracaktım.

Sonunda bende kollarımı doladım.

Biraz böyle kaldıktan sonra babam geri çekilmiş ve geçen gidip geri döndüğümüz belgeleri götürmem ile ilgili konuşmuştuk.

Babam hiç kimseye söylememem gerektiğini bunun bir devlet sırrı olduğunu da eklemişti.

Dışarı çıktığımızda arabaya doğru yürürken Rüzgar da bizim olduğumuz yöne geliyordu. Üstündeki üniforma ile nefes kesiciydi.

Babamın önünde durup asker selamı verdi.

"Komutanım, bende sizin yanınıza gelecektim. Mustafa albayım sizi acilen çağırıyor."

Babam acil olduğu için gitmiş giderkende beklememi söylemişti.

Rüzgar bana doğru dönüp

"Bir yere mi gidiyorsunuz?"

Dedi başta şaşırdığı çok belliydi ancak yüz ifadesini normale çevirmişti.

"Evet, babamla dolaşacağız biraz."

Sevdiğim insanlara yalan söyleyemiyordum. İstemsizce gözlerimi başka yöne çevirmiştim. O da 'öyle mi' dercesine bakıyordu.

Hafiften gülüyordu, sanırım sinirdendi. Evet, sinirdendi.

EFSUNLU RÜZGAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin