Taekook//My Brother's Lover

✿24✿

Gençler, ficin finali geliyor her an final yazabilirim ama merak etmeyin bonus bölümler atarım U.U

bu gün veya yarın bir namjin fici atabilirim her an

~Diana Oppa🐼

🐯

Sorgu odasına girdiğimizde Yoongi esmer uzunca boylu bir çocuğu altına almış öldürürcesine yumrukluyordu, parmaklarındaki yüzüklerden olsa gerek her vurduğunda daha güçlü bir ses çıkıyordu.

"Durdurun şunu!" Komiserin bağırmasıyla iki polis Yoongi'yi kolundan tutmaya çalışsa da yoongi ikisini de saniyesinde tek yumrukla göndermiş ve işine devam etmişti.

"Onu öyle durduramazsınız,"

"Ne yapmamız gerekiyor," diyerek bana döndüğünde düz bir bakış attım. 

"Park Jimin'i çağırın." Komiser Lee yanındaki polise döndü. 

"Park Jimin'i çağırın derhal," diyerek tekrar etti beni. Jimin hızla içeriye girdiğinde önce şaşkınlıkla baktı ardından sinirle ellerini beline yerleştirip altındaki adamı döven Yoongi'ye baktı.

"Yoongi Min!" Yoongi yumruğunu havada durdurdu ve kımıldamadan Jimin'e baktı.

"Jagiya?" Jimin ise sinirle ona bakıyordu. 

"Siktirtme Jagiya'nı, kalk derhal ayağı!" Yoongi anında kalktı ve Jimin'in yanına geçti.

"Kızdın mı?"

"Kızdım tabii! Burada Taehyung'un işiyle uğraşıyoruz yeterince gerginiz adamın biriyle kavga ediyorsun!" 

"Hak etti ama,"

"Yoongi," dedi Jimin sinirle Yoongi'nin dövdüğü adamın zoraki kalktığı sırada. "Adam komiser."

"Hayır değil," diyerek araya girdi Komiser Lee, "Bizim müdürlüğümüzde Komiser Yie diye biri yok, bu adam gizlice girmiş buraya."

"Bak," dedi Yoongi heyecanla. "Komiser değilmiş işte!"

"Komiser olmadığı senin karakolda kavga çıkardığın gerçeğini değiştirmez, Hyung," dediğimde Jeongguk içeriye girerken Jimin bağırdı.

"Hay ağzını Gguk öpsün!"

"Olur," Jeongguk'un dediğiyle kıkırdadım ve Komiser Lee'ye döndüm.

"Biz gidebiliyor muyuz?" Komiser başını iki yana salladı.

"Sizin davanız henüz sonuçlanmadı, nöbetçi savcı sizin dava gününe kadar tutuklu yada tutuksuz yargılanacağınıza karar verecek. Siz şimdi hepiniz kapıda bekleyin lütfen," başımla onayladım onu.

"Teşekkürler," tam Yoongi ile dışarıya çıkıyorduk ki Komiser Lee onu durdurdu.

"Siz durun Bay Min, siz ve Bay Yie bu geceyi nezarethanede geçireceksiniz." Jimin sinirle bağırdı.

"Hah! Afferin Yoongi! Kal şimdi bu gece burda da gör gününü, gidiyorum ben kalmayacağım seninle!" Ve hızla odadan çıktı.

"Ya Jimin!" Yoongi bağırdığında Komiser Lee diğer polislere döndü ve emrini verdi.

"Min'i ve Yie'yi nezarethaneye atın, geceyi orada geçirsinler de akılları yerine gelsin!"

"Jimin cidden haklı Hyung, iki dakika rahat duramıyorsun," diyen Jeongguk'un peşinden gitmiştim.

"Haksızsın ve her şeyi abartıyorsun," diye fısıldadım ve bende çıktım.

Koridora çıktığımda Jeongguk sandalyelerden birine oturan Jimin'in yanına oturmuş onunla konuşuyordu.

"Jeongguk, aşırı sinirliyim şuan. Elim ayağım titriyor, anlatabiliyor muyum?"

"Anlıyorum Hyung, sakin ol. Yoongi Hyung'u biliyorsun, Yoongi Hyung işte."

"Başlarım onun Yoongi'liğine! Yapmayacağım dedi, değişeceğim dedi! Biliyordum ya, cidden değişmeyeceğini biliyordum. O kadar malım, o kadar gerizekalıyım ki! Devam etmeliydim, kafamı sikeyim!" Yanlarına gittiğim sırada araya girdim.

"Bi tık abartıyorsun, hem ne dedi de sen kabul ettin. Yani, ne sözü verdi ki sana?"

"Babamı biliyorsunuz, e Yoongi'yi de biliyorsunuz. Tam tersi birini isterdi babam, onu anlattım Yoongi'ye o geri zekalı da söz verdi bana bir daha asla kavga etmeyeceğim dedi! Şimdi gelmiş bizim burda götümüzün tutuştuğu bir zamanda kavga çıkarıyor, PİÇ HERİF!"

Ve hızla ayağı kalkıp koridora doğru koşuyordu ki Jeongguk belinden kavradı ve onu ayağı kaldırdı.

"Bırak beni geberteceğim onu! BIRAK BENİ GGUK, ÖLDÜRECEĞİM O PİÇ PEZEVENK YABŞAK KEDİYİ."

"Jimin dur, sakin ol," koridora giren Hoseok'a döndüm.

"Yoongi'yi öldürme sakın, daha evleneceksin onunla," diyen Seokjin'le durdu Jimin ve ona döndü sinirle.

"Evlenmeyeceğim onunla! Piç herif, ben böyle karakol kapılarında mı bekleyeceğim?" Namjoon şaşkınlıkla ona baktı.

"İyi de sen Yoongi'yle evlenmek için ölüyordun, ne oldu şimdi?"

"Aşırı sinir bozucu biri olduğunu fark ettim ve vaz geçtim,"

"Jimin sakin ol biraz, bu kadar fevri karar verme."

"Veririm," dedi ve hızla tekrar sandalyesine oturdu ve eş zamanlı olarak sinirle sağ bacağını titretmeye başladı.

"Bay Min'i görebilirsiniz," diyerek içeriye girdi polislerden biri.

"Ben gidiyorum," Jeongguk bana baktı.

"Bizde gitsek mi?"

"Yok," diyerek ret ettim onu. "İkisi baş başa konuşsun, bende sana bir su alıp geleyim. Yüzün bembeyaz olmuş yorulmuşsun bayağı," beni başıyla onayladı ve Jimin çıkarken Jeongguk sandalyeye oturdu. Ve bende hızla aşağıdaki kantine indim.

Niye bu kadar az oldu lan

Ve

Niye bu kadar saçma geldi gözüme

~Diana Oppa🐼