Alex
Adel çok güzel gözüküyordu. Annem gibi ama bir şey fark ettim. Ben ben ona yakın davranıyordum. Çünkü annemin tekrar yanımda olduğunu hissetmeye çalışıyordum. Onu kullanıyordum. Oysa çaresiz ve tek bir kişinin bile değer vermesine muhtaç. Kendimi bir pislik gibi hissetmiştim. Ne yapıyordum ben. Ona arkadaşım gibi değil annem gibi davranmaya başlarsam bunu fark edince çok üzülür. Buna hakkım yok.
Adel
Babamla konuşurken ağlamak üzereydim ve sonra Alex geldi. Zayıf biri gibi görünmek istemediğimden hemen toparlandım saçımı toplayıp kalktım ve Alex bana bakıyordu. Farklı bakıyordu ama sebebini bilmem gözleri dolmuştu. Nedenini anlamaya çalışıyordum.
- İyi misin Alex?
- Ben... Ben iyiyim. Sadece. Neyse Yürüyelim mi?
- Olur tabi.
1 2 dakika sessizce yürüdük ve Alex konuşmaya başladı.
- Biliyor musun annem öldüğünde 7 yaşındaydım. Gözümün önünde öldüğünü gördüm. Amcamdan nefret ettim. Babam da anneme pek iyi davranmazdı ama amcamı öldürecekti neredeyse. Sonra amcam müebbet yattı. Bense sana her baktığımda annemi görüyorum. Çünkü ona çok benziyorsun. Bu yüzden senin böyle ilgilendiğimi fark ettim ama yanlış yapıyorum. Arkadaş olduğumuzu sanıyordum ama ben sana annem gibi yaklaşıyorum. Özür dilerim.
Alex' in söyledikleri beni çok şaşırtmıştı. O da sevgiyle büyümemişti sanırım. Yine de beni arkadaşı olarak görüp görmediğini merak ettim.
- Peki sen beni arkadaşın olarak görmüyor musun?
- Hayır tabii ki arkadaşımsın. Ben sadece seni annem gibi görüp fazla değere boğup bir anda boşluğa düşürmek istemiyorum. Bugün benim için sadece farkındalık oldu.
- Anlıyorum. Bu insanın anne özleminden kaynaklanıyor bende yaşadım. Seni suçlayamam.
- Ee senin hikayen nasıl başladı?
- Ben. Ben bunu konuşmak için kendimi hazır hissetmiyorum. Benim için zor oluyor.
- Pekala kendini hazır hissettiğinde ben burdayım. Arkadaşın olarak!
Buna gülümseyerek " Bana saygı gösterdiğin için, herkes dışında bana kulak verdiğin için teşekkür ederim." dedim ve mezarlıktan çıktık. Ertesi sabah okula geldiğimde cadılar bayramı süsleri asılmaya başlanmış ve balo afişi asılmıştı. Yarınım belki de ilk güzel cadılar bayramım olacaktı. Partiden sorumlu olan Zoi' ye Marley' i getirip getiremeyeceğimi sordum.
- Hey merhaba Zoi.
- Merhaba.
Zoi sesini çıkaramayan pısırık bir kızdı. Arkadaşım değildi ama benden nefrette etmezdi.
- Partiye hayvan alıyor musunuz?
- Nasıl bir hayvan ki biraz tarif et.
- Orta boy bir köpek.
- Üzgünüm köpeklerden küçük ve havlamayanları alıyoruz.
- Ama Marley havlamaz ve ortalığı karıştırmaz. Ben işe giderken, okula giderken evde yalnız bırakıyorum gayet uslu ve akıllıdır. Şu ana kadar hiçbir şey kırıp dökmedi.
- Tamam sözünden çıkmıyorsa kabul edebilirim.
- Çıkmaz. Hiç sözümden çıkmaz.
- Peki. Buraya yazıyorum. Adel Glory ve köpeğimin ismi ne demiştin.
- Marley
- Tamamdır. Herhangi bir sorun çıkarsa parayı senden alırlar haberin olsun.
- Tamam. Teşekkür ederim.
Okul bittikten sonra eve gittim ve hazırlıklara başladım. Harley Queen olacaktım. Ayrıca Marley Harley' nin sırtlanına çok benziyordu.
Güzel bir peruk aldım. Ucunu boyadım. Sırada kıyafetler kaldı. Tabii ki Harley' nin şortu kadar kısa bir şort giyemezdim. Daha uzun bir şort aldım. Boyadım. Sonra bir beyzbol sopası aldım. T- shirt' ü bulmak çok zor olsa da bir kostüm dükkanında buldum. Marley' eyse güzel dikenli bir tasma. Her şey tamamdı yarını iple çekiyordum.
* * *
Ertesi akşam hazırladıklarımı giyindim. Marley' i yıkamış kurutmuştum. Sonunda baloya geldiğimizde ilk gördüğüm Alex olmuştu ama Alex' i görünce kaşlarımı yukarı kaldırıp gözlerimi pug köpekler gibi açmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Karanlığında Dolunay
Romance∼ Adel ∼ Uzun yıllardır içimde bir burukluk, bir boşluk var. Yeni yollar arıyorum. Çıkış kapıları ama bulamıyorum. Belki benim şanssızlığım.Yalnız olmak. Bu dünyada. Ah hayır köpeğim Marley var. Her şeyimden vazgeçip büyüttüğüm Marley ama bana dest...