Alex
Dünkü geceden sonra şaşkınlığımı hala üstümden atamamıştım. Acıdığım o kız meğer ne kadar güçlüymüş. Ezik bulduğum o kız meğerse nasıl hakkını biliyormuş. Hayranlıkla izlsmiştim Adel' i. Bugün hafta sonuydu sonbahardı ama yine de dondurma yemek istiyordum. Çıktım ve en sevdiğim dondurmacıya gidecektim ama yolda nedense Adel' i de almak istedim. Yolumu Seed Botanic Cafe' e çevirdim. İçeri girdim Adel çalışıyordu.
- Merhaba Adel.
- Aaa merhaba Alex.
- Naber.
- İyi ben moladaydım. Sen nasılsın?
- İyi bende. İşten saat kaçta çıkıyorsun?
- Yarım saate kadar çıkarım. Hafta sonları erken başlayıp erken çıkıyorum da niye sordun?
- Ooo. Çok iyi. Bir planın var mı peki?
- Yok.
- Tamam. Peki bana eşlik etmek ister misin? Dondurma almaya gideceğim.
- Dondurm mı? Ekim ayında mı?
- Evet. Bu çılgınlıkta bana eşlik etmeye ne dersin?
- Imm. Olur. Ben dondurmayı çok severim. Sanırım boğazımı toprağın altına göndermeyi göze alabilirim. Dedi ve içimi ısıtan bir gülümseme sundu.
- Tamam öyleyse. Burada bekleyeceğim. Bu arada bir caffee macchiato.
- Tamamdır hemen hazırlıyorum.
Tam karşıfaki bir masaya oturdum.
Yarım saat kadar bekledikten sonra Adel arka tarafa gitti. 5 dakika sonra çıktı. " Artık gidebiliriz. Aslında buralarda benim çook sevdiğim bir dondurmacı var. Çikolatalı dondurmalarını çok seviyorummm. Gerçek bir çikolata ve yoğun. En sevdiğin dondurma ne? " dedi.
- Fıstıklı yeşil olandan. Onu çok seviyorum.
- O da çok güzel bende çok seviyorum.
Dondurmacıya geldik ve siparişlerimizi verdik. Külahta aldık ve dükkandan çıkıp yürümeye başladık. Gerçekten inanılmaz bir dondurmaydı ama ne şansızlık ki yere düşürdüm. Adel daha ağzını bile sürmemişti. O da üzülmüştü.
- Ah dondurma kısmı da yere değmiş. Ah be.
- Ayy. Dedi ve düşündü. Sonra dondurmasını bana uzattı.
- Alex ben daha hiç yemedim. Benimkini alabilirsin.
- Yok olur mu öyle şey ye sen.
- Olur. Zaten hasta olursam kötü olur. Sen ye. Midem bulandı zaten.
- Emin misin?
- Evet. Al hadi eriyor.
- Teşekkür ederim.
En sevdiği tatlı demek. Neden bana verdi öyleyse.
* * *
Günü yine pazartesi etmiştik. Kalkıp okula gittim. Çantamı sınıfa bıraktım ve Jack' le dolaşmaya başladık. Francis daha gelmemişti. Okulun kamerasız tek noktasına gittik. Birden bağırışma sesleri geldi. Duvar kenarına gidip Jack' le izlemeye başladık. Adel. Gregor ve Stewart Adel' i dövüyordu ama tıpkı okuldaki ilk günümde olduğu gibi. Büyük bir hırs ve zevkle. Adel yere düştüğünde Stewart üstüne basacaktı ama onu ittirdim. Jack bile olaya ne ara karıştığımı anlamadı. Ona gitmesini söyledim çünkü dövüşte pek iyi değildi. Zarar görmesini istemiyordum. Stewart ne olduğunu anlamamış bir şekilde bana baktı.- Neden kendine göre birini seçmiyorsun?
- Bittin olum sen.
Üzerime doğru koştu ve üzerime atlayacakken bir yumruk patlattım. Gregor yandan araya girdi ama duvara ittirip yüzüne yumruklar savurdum. Arkadan Stewolart gelirken ona da bir tekme koydum. Adel' de şaşkın şaşkın bakıyordu. İkisi de yere yığılınca Adel' i aldım ve çekiştire çekiştire okul önlerine götürdüm.
Adel
Alex bir anda ikisini de dövmeye başlamıştı. Benim için. Daha fazla kalbime laf geçiremezdim. Ben aşktım. Bundan çok etkilenmiştim. Kalbimi kolay kaptırmıştım ama belkide buna ihtiyacım vardı. Sevmeye, sevilmeye.
- İyi misin Adel?
- Ben. Ben sayende iyiyim. Teşekkür ederim.
- İyi güzel. Rica ederim. Yaralanmışsın çok dövdüler mi?
- Biraz ama sen tam vaktinde yetiştin. Ben minnettarım.
- Sen iyi olda. Gerisini boşver.
Bakışlarımı fark etmiş olacak ki ne dediğini fark edip düzeltmer yaptı.
- Y- yani işe gidiyosun iyi olmalısın ve ve dövülme dövilmek iyi değil. Şey.
- Hıhıh anladım ben. Alex.
- Evet?
- İyi ki bu okula gelmişsin ama sakın bir daha başını belaya sokabilecek bir şey yapma!
Biraz şaşkın ve mutlu bir şekilde bana baktı.
- Şe- şey teşekkür etmeli miyim?
- Sen bilirsin. Her neyse daldık dersi unuttuk derse girelim.
- Hiçbir şey olmamış gibi mi?
- Ben gerçekten iyiyim. Hatta koşabilirim bile.
- Koş o zaman. Hızlı mısın?
- Evet hatta beni geçebileceğini sanmıyorum.
- Yaa öyle demek. Görelim bakalım.
Alex
Gülerek koşyorduk ve gülüşü hala huzur veriyordu ben ben acaba aşık mıydım? Yoksa neden onu dövenleri şikayet etmektense onları dövmek isteyim. Neden hep bir yere giderken onu çağırmayı düşüneyim. Neden gülümsemesi huzur versin. Neden onunla ilgili şeyleri hep bilmek isteyeyim ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Karanlığında Dolunay
Romance∼ Adel ∼ Uzun yıllardır içimde bir burukluk, bir boşluk var. Yeni yollar arıyorum. Çıkış kapıları ama bulamıyorum. Belki benim şanssızlığım.Yalnız olmak. Bu dünyada. Ah hayır köpeğim Marley var. Her şeyimden vazgeçip büyüttüğüm Marley ama bana dest...