İş Birliği

7 1 3
                                    

Adel

Eve zar zor yürüdüm. Sevdiğim adam bana sırt çevirdi. Son umudum artık her şeyin boka sardığını görüyor ve annem gibi çok uzaklara gitmek istiyordum. Belki bu bir kaçış yolu olurdu. Annem gibi artık arkamda gidişime üzülecek insanlar da yok. Kafamda kuruşlarım ve belkilerim bittikten sonra akşam çok kötü ateşlendim. Tir tir titriyordum. 40 41 derece kadar çıkmıştı ateşim. Hemen kalkıp (çok zor ve soğuktan ağlayarak) duş aldım. Ateşim düşmüştü ertesi gün daha iyi olursam ilaç da alacaktım.

Alex

Adel' in hala bana bunu yapabileceğine inanmasam da hişbir şey söylemiyordu. Neden? Nasıl başka bir açıklaması olabilirdi ki. Ondan bir sözle ayrılsam bile bedenen ve ruhen ayrılamadım. Sevdiğim kızı hala geri istiyordum ama gururuma bunu yediremiyordum. Ertesi sabah okula geldiğimde o yoktu. Bayan Fiona çok ateşlendiğini söyledi. ( ve evet hergün matematik dersimiz var) okul çıkışında eczaneden ilaç aldım ve Adel' in evine gittim. Ben neden buraya geldiğimi bile unutmuştum.

Adel' in bana çıkarttırdığı anahtarla evinin kapısını açtım. Beynim çoğu yolu ayaklarımsa sadece bu yolu ezbere biliyordu. İçeri girdiğimde Adel uyuyordu. Mutfağa baktım lavobonun içinde yanmış bir tencere ve  tezgahta bir sürü yemek malzemesi vardı. Heryer peçete kolonya ve ağrı kesiciyle doluydu. Ateş ölçeri alıp ateşine baktım. 39.7. Biraz düşürmüş. Biraz. Muhtemelen bu haliyle yemek yapmaya çalışmış ama hali gücü olmadığından yapamamış. Onu- onu özledim. 1 günde mi? Evet. 1 günde. Üstümü başımı çıkarıp yapabildiğim tek çorbayı yaptım. Mutfağı topladım ve o sırada Adel uyandı.

- Alex? Burda ne işin var? Sen eve nasıl- a doğru anahtarla. Dedi boğuk bir sesle. Yüzü sapsarı olmuştu.

- Bu koku ne?

- Çorba. Ben yaptım.

- Neden?

- E hastasın di-

- Alex bir ayrıldık. Sen benden ayrıldın. Ben bu bok çukurundan çıkarken sen benim tırmandığım ipi kestin ve ben yine yere çakıldım. Bu hayatta zaten hep dütüm ben tam kalkarken tekrar tekrar düştüm ama artık yeter. Sende benimle oynama.

- Tıh. Sana iyilik edende kabahat. Teşekkür edeceğin yerde söylediklerine bak.

- Bunu sana onlar mı söyledi?

- Kimler?

- Sharon ve

- Yo. Yo yo yo. Bunu nasıl düşünebilirsin?

- Sen nasıl benim seni aldattığımı düşünebilirsin?

- Adel eğer bana bu konu hakkında bir açıklaman varsa dinlerim. Yine de dinlerim ama sen bana tek kelime etmiyorsun ki!

- Ben ben.

- Sen sen ne Adel? Sen ne? Gerisi var mı yok. Buraya sadece bunun için gelmedim. Anahtarı vermek için de geldim. Bu sana son iyiliğim olsun. Çünkü sen her ne kadar düşüp çakılsanda ben bi o kadar boşluğa düştüm ama ben sana bunu ödetirim. Çünkü bunu hak edecek hiçbir şey yapmadım ben.

Dedim ve anahtarı masanın üzerine koyup evden çıktım. Ben çok uzun zaman sonra çocuk gibi ağlıyordum. Adel beni karşında çok savunmasız bırakıyorsun.

Ertesi gün okulda teneffüste bankta oturuyordum. Sharon ve diğerleri karşımda durdular. Sharon yapmacık bir ses tonuyla.

- Günaydınn Alex.

Cevap vermeyince yanıma oturdu.

- Alex Adel' in sana yaptığı şeyi duyduk. Senin gibi birine nasıl böyle bir şey yaptı bilmiyoruz. Onun bir sürtük olduğunu söylemiştik. Bize inanmadın ama yinede sana bir teklifimiz var.

- Siz ona annesi yüzünden sürtük diyordunuz ama bunun annesiyle bir alakası yok. Bu bir. İkincisi senin teklifine verilecek tek cevap hayır olur.

- Ama bir intikam oyunu. Bence ilgini çeker. Sana yaptığı affedilmez bir şey. Neden intikamını almayasın ki?

- Ben sizin gibi değilim.

- İçimde hiç intikam tutkusu yok diyorsun ama bence onun sana ne  yaşattığını anlaması gerek. Herkes sen onu terk ettiğinde onun yıkılışını anlatıyor.

- Ben onun canını yakamam.

- Ne. Yoksa hala onu seviyor musun? Sana inanmıyorum. Bunlardan sonra nasıl hala onu seve-

- Hayır! Hayır onu sevmiyorum. Nasıl sevebilirim.

- Bende öyle düşünmüştüm. Biz  sen intikam alırsın demiştik ama neyse sanırım yumuşak bir insansın.

- Değilim. Şu planınız ne?

- Bizim tarafımızda olucaksın.

- Ne?

- Senin bizden yana olman bile onu yıkar. Yerlebir eder. Onun sana yaptığı gibi.

- Ben emin değilim.

- Hadi ama Aleeex. Küçük bir oyun. Eğlenceli olacaaaak.

Sesini kıvırtarak heyecanla bu teklifi sundu bana. Ben ben yumuşamamlıydım. Bana yaptığının bir bedeli olacak. Ona verdiğim dağlar kadar sevginin, saygının, değerin çarçur edilmesinin. Hepsinin bir karşılı olmalıydı.

- Kabul.

Gecenin Karanlığında DolunayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin