8.bölüm: Varım

243 29 5
                                    


Yeni bolumle geldimm. Alttaki yıldızı parlatıp satır aralarına yorum yapıp düşüncelerinizi belli ederseniz çok mutlu olurum ❤️ seviliyorsunuz✨🦋

Sare Aral'ın Ağzından,

Uçurumun kenarındaydım üzerimdeki kırmızı elbisemin etekleri rüzgarla birlikte savruluyordu. Bir elimde büyük bir deniz kabuğu vardı. Diğer elimde avcumun içi boydan boya kesikti. Kan avuçlarımın içini dolduruyordu. Saçımın ucundaki toka nerdeyse düşmek üzereydi.

Ağlıyordum.

Gözümdeki yaşlar durmak bilmiyordu. Deniz kabuğunu uçurumdan aşağıya attım. Elimdeki kanı, kan kırmızısı elbiseme sürdüm. Yine onun sesi vardı kulaklarımda. Bu lanet ses neden peşimi bırakmıyordu. Gözlerimi kapattım.
Onun aşşağılamasıyla doldu kulaklarım.

"dokunma bana" diyordu küçük kız.

"neden ellerini vücuduma sürüp duruyorsun"

adamın şereften yoksun elleri bütün tenime değiyordu. Devam etti durmadı.

Küçük Kız daha ne olduğunu bile idrak edemezken karşı çıkmaya, bağırmaya başladı ama hiçbir işe yaramadı.O çığlık atıyordu ama çığlıklarını sadece kendisi duyuyordu.

Düşünceleri kafamdan atmak ister gibi başımı iki yana salladım. Gözümden akan bir yaş yanağıma doğru süzüldü. Yağmur şiddettini daha çok arttırıyordu. Saçımın ucundaki tokayı çekip çıkardım. Uçuruma doğru bir adım attım. Ve bir tane daha, tam kendimi boşluğa bırakacakken o tanıdıkses kulaklarıma doldu....

"Sare"

gözlerimi açmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Karanlık bedenimi esir almış gibiydi.

"beni duyuyormusun" biraz daha zorlayınca yavaş yavaş gözlerim aralandı. Açmamla birlikte şiddetli ağrıyı hissetmem bir oldu. Küçük bir inilti döküldü dudaklarımdan.
Sağıma doğru baktığımda o vardı yanımda. Gözleri bu sefer çok yorgun bakıyordu. Kumral saçları dağılmış alnına dökülüyordu. Bir eli yatağın kenarındaydı.

"nasıl hissediyorsun" dedi.

"i,iyiyim" sesim çok zor ve kısık çıkıyordu. Etrafıma bakındığımda burası ameliyathane gibi bir yerdi. etraf karanlıktı sadece yattığım yerin üzerindeki büyük ışık açıktı.Odada vücudumdaki monitörlerin dıt dıt sesi yankılanıyordu. Soluma baktığımda bir adam daha vardı.

Koyu Sarı saçlarını hafif kaldırarak şekil vermişti. Yeşil gözleri oldukça parlaktı yanımdaki sandalyeye oturduğu için boyunu göremiyordum ama kasları fazlasıyla kendini belli ediyordu.

Ağrım gittikçe çoğalmaya başladı. Yutkunup Burağa döndüm.

"Ufuk" dedi. "Oda doktor. Ameliyatını birlikte yaptık"

anladım anlamında gözlerimi kapatıp açtım. Burak arkada malzemelerin olduğu yerden serum getirip biten serumla değiştirdi. aynı anda hem serum hemde kan takılıydı.

"ağrılarını gittikçe daha fazla hissediceksin ilaç işe yaramadığı için bir şey yapamıyorum ama en azından serumla vücudunun besin ihtiyacını karşılayabiliyoruz"

Bu sırada Ufuk'un telefonu çaldı.

Bir süre karşı tarafı dinleyip sonrada

"tamam geliyorum" dedi.
Burak "ne olmuş" diye sordu.

Yangınlar Bize Mi Ağlar?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin