9

246 38 10
                                    

Bölüm yazmam için beni motive etmeniz lazım👀
BU YÜZDEN🥲 LÜTFEN HAYALET OKUYUCU OLMAYIN👻 YORUM ATIP 💬OY VERIRSENIZ⭐ MOTIVE OLURUM🥳 TEŞEKKÜRLER. 💪

Hayat bazen bizi istemediğimiz yollara sokar. Hiç bilmediğimiz bir yerde tek başımıza kalmış gibi hissederiz. Içimizde kocaman bir boşluk bütün hislerimizi içine çekerek yok eder. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını düşündüğümüz an ümidimizi keseriz.

Fakat bazen hiç beklemediğimiz bir anda birileri çıkıp gelir ve her şeyi bizim yerimize toparlar. Kalbimizdeki boşluğu sonsuza dek kapatır. Içimizde eksik olduğunu hissettiğimiz her şeyin yerine kendisinden bir parça koyar. Zaman geçtikçe onsuz yaşayamaz hale geliriz...

Benim bütün boşluklarımı Namjoon kapatıyor. Bu yüzden hepinizden ricam INDIGO'ya stream kasın. Emeklerinin karşılığını almasını istiyorum.




(Yazardan)
(3. Kişi anlatıma mı devam edeyim yoksa 1. Kişiden mi? Bunu belirtirseniz sizin isteğinize göre yazmaya çalışacağım.)

Jimin ve Jeongguk minik kızla uzunca vakit geçirmişlerdi. Ördekleri beslemeyi bitirdiklerinde ufaklığı ailesi çağırmıştı ve minik olan oppalarını da ailesiyle tanışmaları için peşinden sürüklemişti. İkili minik kızı kırmayıp ailesiyle tanışmışlardı. Pek uzun sürmeyen sohbetin ardından Hwa-Young'un ailesi Jeon'un babasının aile dostu çıkmıştı ve minik kız bunu duyunca havalara uçmuştu. Ailesinin büyük oppasının babasıyla arkadaş olması Jeongguk ile daha fazla oynayabilmesi demekti. Ufaklık gözlerindeki parıltılarla ikiliye döndü.

"Jeongguk oppa sizinle sonra yine görüşebilecek miyiz~ Lütfen olur de sizinleyken çok eğlendim~."

Ufaklığın bu sözleri etrafındaki herkesi güldürmeyi başarmıştı.
Annesi kızının saçlarını okşadı.

"Bebeğim bildiğim kadarıyla Jeongguk oppan doktor ve pek boş zamanı olmayabilir."

"Ah hayır pek yoğun olmuyorum zaten. Boş olduğum zamanlarda tabiki de birlikte vakit geçirebiliriz."

Hwa-Young heyecanla ellerini çırpıp Jimin'e çevirdi bakışlarını.

"Jiminie oppa sen de geleceksin değil mi~
Lütfen lütfen lütfeeeen~"

Jimin miniğin önünde diz çökerek küçük kızın burnuna hafifçe dokundu.

"Tabiki de geleceğim Hwa-Young seninle oyun oynama fırsatını kaçırır mıyım sence?"

"Tabiki de kaçırmazsın~"

Kimsenin reddedemeyeceği bakışlarını ailesine dikti.

"Anneciğim babacığım birazcık daha oppalarımla oynayabilir miyim~"

Hwa-Young'un babası iki gence bakarak gözleriyle fikirlerini sordu adeta.
İkisi de gülümseyerek kafalarını olumlu anlamda salladılar.
30 larında görünen adam eğilerek kızının yanağından öptü.

"Pekala çiçeğim gidebilirsin ama eve dönme vaktimiz geldiğinde itiraz istemiyorum tamam mı?"

"Tamamdır babacığım~"

Ufaklık koşarak Jeongguk'a doğru ilerleyip iki oppasının da arasına girerek ellerini tuttu.
(Sadece hayal edin...)

O gün ikindine kadar hepsi çok güzel vakit geçirmişlerdi. Birlikte top oynayıp çiçek toplamışlar köpekleri sevmişlerdi. Vakit çabucak geçmiş annesi minik kızı gitmeleri gerektiğini söyleyerek çağırmıştı. Hwa-Young gitmeden önce Jimin'in ona yaptığı çiçekten tacı kafasına takıp prenses selamı vermişti.

Psikolog-JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin