16

242 44 80
                                    

Ben geldimmmmm
Bolumu yazmaya basliyorum ama taslakta tutacagim cunku kimse yorum yapmıyor.

Jeongguk ne diyeceğini bilemeyerek elini ensesine atıp kaşıyarak Jimin'e döndü. Gözlerini kaçırarak zor da olsa konuşma yetisini geri kazandı.

"Bunun cevabını kendin hatırlayacaksın Jimin."

Minik olan gözlerini doktoruna dikip anlamadığını belirtircesine kırpıştırdı.

"Peki hatırladığım zaman çok fazla şey mi değişecek?"

Küçük olanın gözleri tekrardan dolmuştu. Jeon ise miniğine ne cevap vermesi gerektiği konusunda derin düşünceler içindeydi.

"Çok şey değişecek Jimin ama korkma kötü şekilde olmayacak. Gözlerini sil şimdi ağlamanı istemiyorum."

Jimin istemsizce dolan gözlerini elinin tersi ile silip doktoruna çevirdi.

"Şey... Bir şey daha sorabilir miyim hyung?"

Büyük olan kafa sallayarak miniğini onayladı.

"Tabiki de."

Minik olan parmaklarıyla oynamaya başlayıp kafasını eğdi.

"B-bu gece de beraber uyuyabilir miyiz?"

Derin bir nefes alıp sözlerine devam etti.

"Seninle olduğum zaman içimdeki o boşluk kapanıyor hyung. Nasıl veya neden olduğunu bilmiyorum ama seninleyken daha huzurlu hissediyorum."

Jeongguk'un gözleri çoktan dolmuş ağlamamak için kendisini zor tutuyordu.

"Benim için sorun yok tabiki de uyuyabiliriz ama yine bir şeyleri hatırlayıp kendini daha fazla yormanı istemiyorum Jimin-ah."

Jimin hevesle vücudunu havalandırıp yalvaran gözlerle büyüğüne baktı.

"Yormayacağım hyung söz veriyorum."

Jeon, küçüğüne kocaman gülümsemesini sunarak kafasını olumlu anlamda salladı.

"Pekala o halde aşağıyı toplayıp geliyorum."

Küçük hevesle ellerini çırpıp büyüğünü onayladı.

"Yardım etmek istiyorum hyung."

Jeongguk kaşlarını çatıp onaylamaz bakışlarıyla konuştu.

"Hayır bugün yeterince yoruldun ben gelene kadar buradasın. Hemen halledeceğim."

Jimin masumca kafasını sallayıp doktorunu onayladı.

"Peki hyung bekliyorum."

Jeon son kez gülümseyip arkasını dönerek aşağıya indi. Heyecandan kalbi çıkacak gibi hissediyordu. Derin bir nefes alıp aşağıya inerek ortalığı hızlıca toparladı. Mutfaktan çıktığında çalan telefonunu fark edip Yoongi'nin çağrısını cevapladı.

"Alo"

"Jeongguk nasılsın?"

"Iyiyim hyung sen nasılsın?"

"Ben de iyiyim. Jimin ne yapıyor?"

"Yukarıda şimdi beni bekliyor. Aşağıyı toparlayıp yanına çıkacağım."

"Jeongguk senin için ne kadar zor olduğunu gözlerinde gördüm bugün. Eğer onu gördükçe üzülüyorsan Jimin'i gelip alabilirim. Onun yanında söyleyemedim."

"Hayır hyung benim için hiçbir sorun yok. Hatta Jimin birkaç gün daha burada kalmak istiyor. Eğer izin verirsen lütfen bir süre daha kalsın."

"Emin misin Jeongguk? Bu senin için zor olmaz mı?"

"Aslında hyung... Bugün Jimin bazı şeyleri hatırladı. Arabada birlikte kaza yaptığımızı hatırlıyor. Geri kalan her şeyi hatırlamak istediğini ve bu yüzden kalmak istediğini söyledi. Kendisini zorlamaması şartı ile kabul ettim ama senin de onayını istiyorum. Hem psikoloğu hem de unuttuğu sevgilisi olarak söz veriyorum ona bu süreçte zarar gelmesine izin vermeyeceğim. İzin ver kalsın lütfen."

Yoongi telefonun diğer ucunda anlık bir şok geçirse de kendisini toparladı.

"Hatırladı mı? Nasıl?"

"B-bana sarıldığı an hatırladığını söyledi."

"Şuan iyi mi?"

"İyi hyung merak etme halsiz olunca taşıdım yukarıya uzanıyor şuan. Birazdan yanına çıkacağım."

"Sizin adınıza sevindim Jeongguk. Kardeşime iyi bak sana güveniyorum."

"Bakacağım hyung endişelenme. Jimin burada kaldığı sürece işe de gitmeyi düşünmüyorum önceliğim o."

"Pekala o halde onunla ilgileneceğin için teşekkür ederim tavşancık."

Jeon hyungunun taktığı lakaba gülümseyerek konuştu.

"Asıl izin verdiğin için ben teşekkür ederim kedi hyung."

İkili de telefonun iki ucundan kıkırdayıp vedalaşarak telefonu kapattılar.

Jeon son kez Bam'ı kontrol ederek yukarı kata doğru adımladı.

Odaya girdiğinde uyuyakalmış bir sarışın görmeyi beklemiyordu. Yanağını yastığa dayadığı için dudakları büzülmüş saçları yastığa düşmüştü.
Miniğinin bu haline tebessüm edip dolaba ilerleyerek bir şort ve tişört çıkarttı.

Jimin'in yanına yaklaşarak burnunu küçüğünün saçlarına gömdü. Kendi şampuanı ile karışan kokusunu derince içine çekerek önündeki saçlara minik bir öpücük kondurdu.

Yüzündeki gülümseme ile banyoya ilerledi. Üzerini hızlıca değiştirip Jimin'in yanına geri döndü.
Miniğini rahatsız etmemeye dikkat ederek yatağa sakince girdi. Battaniyeyi ikisinin de üzerine örterek Jimin'i görebileceği şekilde kafasını yastığa koydu.

Elini tereddütle de olsa miniğinin yanağına getirip parmaklarının tersi ile yüzünü okşadı.

Küçüğünün yanaklarını öpmeyi çok özlemişti.

Kolundan destek alarak Jimin'in üzerine doğru eğilip dudaklarını nazikçe küçük olanın yanağına bastırdı.

Uyandırmamaya dikkat ederek yerine yatıp Jimin'i izlemeye devam etti. Bir süre sonra küçük olan yerinde kıpırdanıp Jeongguk'a doğru kayarak kafasını doktorunun boynuna gömdü. Jeon ne tepki vereceğini bilemez halde öylece donup kaldı, bir süre sonra kolunu minik olanın beline dolayıp kendisine çekerek küçüğünün saçlarına burnunu gömüp gözlerini kapattı.

25 oy 50 yoruma yeni bolum ⚠️

Kisa oldu ama sinava az kaldi derslerime daha cok yuklenmem lazim affedin

Kisa oldu ama sinava az kaldi derslerime daha cok yuklenmem lazim affedin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Cok guzelsiniz cok...

Psikolog-JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin