3

1.1K 58 7
                                    



Bazen kalbime bir ağırlık çökerdi, ağrırdı kalbim. Hasta hissederdim, ölümüm ağrıyan kalbimden olacağını düşünürdüm.

Bu hayatta tek bir erkekle münasebetim olmamıştı, dedikodu yapmamıştım, kimsenin hakkını da yememiştim.

Ancak bazen öyle bir an geliyordu ki, kendimi dünyanın en günahkar insanı hissederdim.

Bu his benim sonum olacak sanardım.

"Ay Süveyda! Anladık sevmiyorsun böyle şeyleri ama şu telefonunu yanından ayırma be kızım! Merakta bırakıyorsun insanı!"

Sağ elim kalbimin üzerinde duruken, düşüncelerimi bölen halamın sesiyle başımı ona çevirdim.

Kendisi dışarıdaydı, beni aramış ulaşamamış olmalıydı.

"Kusura bakma hala, çok sevmiyorum biliyorsun."

"Tamam tamam, sen naptın ben yokken?"

"Hiç, kitap okudum biraz. Duş aldım, Esra'ya gideceğim birazdan."

"Tamam kuzum, ben de dinleneyim biraz, selam söyle Esra'ya."

"Tamam hala."

&&

"Nilay biliyor mu?"

Esra'nın evinde, kış bahçesinde oturmuş hem kahve içiyor hem de dün ki düğünü konuşuyorduk.

Esra'nın hali hal değildi, depresyonda olduğu çok aşikardı.

"Bilmiyorum. Umrumda değil."

Hayattan bezmiş hali, kararık içimi daha da karartıyordu.

"Adam evli, üstelik karısı hayat dolu bir kadın. Ne onun üzülmesine değer, ne de senin. Yapma bunu kendine."

Kıpkırmızı olan gözlerini ağır ağır bana çevirdi, dudakları yukarı doğru kıvrıldı.

"Onun için neler yaptım, hepsini biliyorsun. Nasıl vazgeçmemi istersin? O kadınla ailesi istediği için evlendi. Duygusal bir bağları yok, çocukları da yok."

"Evet, ailesinin zoruyla evlenmesi kötü olmuş. Ama yine de o evli, nasıl evlendiği fark eder mi?"

"Evlendiği kişi, ağabeyinin eşinin kuzeni. Tamamen şirket evliliği. Ona dokunmuyor bile, karısı da onu sevmiyor zaten."

"Nereden biliyorsun? Onun söylediklerini biliyorsun sadece. Evde yaşananları hiç birimiz bilemeyiz."

O kızarmış gözleri artık dolu doluydu.

"Ben ona inanıyorum."

Sen iflah olmazsın demek istesem de konuşmadım.

"Dün Koray'ın diğer kardeşleriyle de tanıştım. Hepsi birbirinden farklı insanlar, Kuzey samimi, Nilay'ın rengi belli değil, Korhan denen adam ise buz gibiydi."

Bunları Esra'nın ağzından biraz da olsa laf almak için söylüyordum. Bilmek, tanımak istiyordum o aileyi.

"Nilay kendi halindedir, tanıyorsun zaten. Kuzey, dünyanın en çapkın insanıdır. Eminim sana da yürümüştür. Korhan Arslan ise kapalı kutu, en ürküncü o bence. Duvarları olan bir adam, ailede onun sözü geçer, o yönetir, o alır, o satar. Korhan'ın komutundan çıkamaz, hiçbir Arslan üyesi."

İlgilenmiyormuş gibi görünsem de dikkatimi çekmişti bu insanlar.

"Ya Koray? Onu atladın."

SÛVEYDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin