Hwang hyunjin lilyyi sürüklerken az bile olsa acıma duygusu hissetmiyordu.Umrunda bile değildi artık hiçbir şey. Tüm saray kraliçenin geldiği durumu görmüştü ama Prens jeongin prens yongbokun kaçırılmasına sebep olanın kraliçe olduğunu halka duyurmuştu.
Kraliçe artık haindi halkın gözünde.Hwang ise bebeğinin bıraktığı bilekliği bulmuştu.
Tekerlek izlerinden takip ediyorlardı yolu ve lily durmadan yalvarıyordu krala.
Askerleri ve kralı takip eden chan konuştu; "Biraz daha konuşursan seni cidden gebertirim,bunca zaman kendi oğluna nasıl zarar verdin aklım almıyor ama felixe bir şey olmaması için dua et!"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Minhonun tedavisine jisung yardım ediyordu.Herkes prensi arıyorken sarayda pek kimse kalmamıştı.İlk defa minhoya bu kadar yakın olmak jisung için güzeldi fakat kafasına aldığı darbeye baktıkça içi acıyordu.
Özenle temizlediği yaraya merhem sürdü ve temiz bir bezle sarmaya başladı.
Minho mırıldanarak bir şeyler anlatıyordu ama jisungun tek anladığı"yongbok"kısmıydı.
Tamamen kıskançlıktan doğma bir şekilde yongboktan haz etmediği doğruydu,yine de onun için gerçekten endişelenmişti.
Bulundukları odanın kapısı çalınınca "gir" diye seslendi.
Seungmin endişeli bir şekilde odaya daldı.
"Tanrım olanlar doğru mu yongbok kayıp mı cidden?"
-Merak etme kralımız onu bulacaktır.
Jisungun üzgün sesi odadaki sessizlikten önce duyulan son şeydi.
Changbin ise çoktan Hwangın yanına doğru yola koyulmuştu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hwang geldiği harabe gibi yerde lilyyi changbinin yanına bıraktı ve sinirle kapıyı ittirdi.
Harabe evin üst katından inen adamlar Hwang hyunjin ve Bang chan ile karşılaşmayı beklemeseler de hızla saldırdılar.
Hwang kılıcını sapladığı adamdan çekerken yerde meleğine verdiği beyaz bilekliği gördü. Güzel sevgilisi son ana kadar Hwanga ipucu vermek için tüm bilekliklerini bırakmıştı.
Çok adam olmamasına şaşırarak üst kata yöneldiler.
Arisu ortalarda yoktu ve başka adam da yoktu.Yatakta biri vardı ve üzerinde kan bulaşmış bir çarşaf seriliydi.
Hwang kalbindeki sızıyla chana döndü,chan da Hwangla aynı durumdaydı.
Titreyen eliyle çarşafı kavradı Hwang, meleğini burada bulmak istemiyordu Asla istemiyordu Bu kanın ona ait olmasını istemiyordu onun sevgilisi çok narindi ve bu kan kaybıyla, Dayanamazdı ki
Gözüne dolan yaşı geri çekmek istedi ama başaramadı.
Bang chan Hwangın titreyen elini tutarak yavaşça örtüyü çekti.
Yongbok değildi, O değildi,
Hwangın bebeği değildi orada yatan ve daha da tuhafı, Yatan beden arisuydu.
Gözleri kan dolmuş bedenin boynuna kalem saplanmıştı.
Hwang şükür ederek olduğu yere çöktü,
Neler olduğunu anlamamıştı asla ama, En azından meleği hala hayatta olabilirdi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
