Felixin görüntüsü yavaş yavaş silikleşirken Hwang eliyle tutmak mümkünse hiç bırakmamak istedi.
Gözde cariyesi yanı başında durmuş ona sesleniyordu.Hwang yüzünü başka yöne dönerek konuştu:
‘Senin burada olmaman lazım mümkünse haremden de ayrıl demiştim ne diye buradasın?’
-Kralım biliyorum fakat aşık olduğunuz adam,Lee felix…
‘Ne olmuş felixe?’
-Onunla konuşmamı ve her şeyin bir anlık sarhoşluğunuzla beni ona benzetmenizden dolayı olduğunu anlattım.Başta sizinle ilgili hiçbir şey duymak istemediğini söyledi.Sonrasında ben onu ikna ettim ve sizin beni tamamen felix zannederek benimle olduğunuzu ve odanızdaki ona ait tabloları bile anlattım.
‘Sarhoşken seninle bilinçli beraber olduğumu söylemişim onun canını yakmak için,nasıl böyle bir aptallık yapabildim bilmiyorum.Ben ona hiç kıyamıyorken onu darmadağın etmişim ve bütün bunları kıskançlıktan delirdiğim için yapmışım.Kendimi iğrenç hissediyorum.’
-Kralım sanırım sizden tamamen vazgeçecek,her şeye ben sebep oldum ben gelip sizi rahatsız etmesem belki de bunlar olmayacaktı.Bunca zaman zorbalık görmeyeyim diye beni gözdeniz olarak tuttuğunuz için teşekkür ederim,ben artık gidiyorum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-Felix,hadi güzelim sen tavuk çok seversin bundan da ye biraz sonra gidersin yeonjunla.
Jeongin felixi biraz daha oyalamak ve Hwangla karşılaştırmak adına oyalansa da felix minik hyunjini uzun süre yalnız bırakamıyordu.Tombul minik felixin peşinde civciv gibi ‘babaym’diyerek dolaşıyordu.
‘Tanrım ınnıe bunu da yedikten sonra mutlaka gitmem lazım.’
-Tamam tamam gidersin.
Tam o anda muhafızların misafir bilgilendirmesi yapması üzerine jeongin şaşırarak dışarı çıktı.Yeonjun tüm heybetiyle kapıda beklerken kucağında sarışın ve tombul bir bebek vardı.
*Babaaa*
Miniğin hiç de minik olmayan çığlığı üzerine felix sesi tanıyarak dışarıya fırladı.Oğlunu kollarına alarak kokusunu içine çektikten sonra kafasını kaldırınca Hwangla gözgöze geldi.
Hwang gözünün önündeki huzur kokan tabloya baktı.Bebeği bir başka bebeği sarmalamıştı.Tombul oğlan minik parmaklarıyla felixin çilli yüzüyle oynuyor ve çığlık atıp duruyordu. Hwang felixe doğru bir adım atınca yeonjun araya girdi.
-Giitmemiz gerek kralım,yolumuz uzun.
Hwang felixe bakınca onun da onayladığını gördü ve yumruk yaptığı ellerini mümkünmüş gibi daha da sıkarak çekildi yeonjunun önünden.
Felix hwangın önünden geçerken narince kolundan tutarak fısıldadı Hwang:
-Seni bahçemizde hep bekleyecem papatyam*
3 ay sonra
Oğlumm,hyunjinimm Papatyalar açmış...
Bir geziye gidelim mi?
Babanla tanışalım...
"Babammm!!!"
Tombul bebeği kucağına alıp papatyalar arasında ilerledi felix.Onlarca davet mektubunun sonunda gelen tek bir kişinin tek bir mektubuyla yola çıkıyordu.
Canım sevdiğim,
Ne yazmam gerekiyor bilemiyorum,seni bilmeyerek aldattım ve suçluyum.Sen de benden gittin ama seni suçlamıyorum papatyam.Ben bunu hak ettim.
Görevimi devrediyorum güzeller güzelim.Jeongine devrediyorum ve her zaman düşünüp durduğunu öğrendiğim o gölün yanında şirin bir sandalda seni bekliyor olacağım.
Papatyalar açmışlar. Doğa yeniden canlanıyor ve iyi şeyler hissediyorum. Geleceğini hissediyorum miniğim.
Seni bekliyorum,seni ve minik oğlumuzu. Beni affetmezsen de seni seviyor olacağım biriciğim.
Senden başkasını hayatım boyunca sevmedim ve bu kalp seninle başlayıp seninle son bulacak güzel prensim.
Seni seviyorum Sana aşığım ve sana saygı duyuyorum.
Seni özlüyorum her gün, Her bir saat Her bir an.
Bana geleceğin anları hayal ediyorum. Her gün farklı şekilde geliyorsun ama uyanıyorum papatyam.
Bu bir davet, Gelirsen birlikte Gelmezsen yine kalbimde senle gideceğim.
