Jisung heyecanla minhonun her zaman dinlendiği ağacın yanına koşarken minhoyu orada bulamamanın şaşkınlığıyla etrafına bakınmaya başladı.Minho ise yukarıdan jisungun şaşkın suratının keyfini sürüyordu.
-Yukarıdan da sincapa benziyorsun,
Jisung kafasını kaldırınca her gördüğünde nabzını hızlandıran yakışıklı yüzle karşılaştı.Minho yandan gülüşüyle ona bakıyordu.
"Heyy aşağıya in! Zaten canım çok sıkkın lino"
Minho tırmandığı ağaç dallarına dikkatlice geri basarak indi ve yanaklarını düşürmüş çocuğa arkadan sarıldı,kokusunu içine çektikten sonra minik bir öpücük bıraktı 1 yıldır sevgilisi olan asi çocuğun boynuna.
-Yine noldu minik sincap?
"Ne olacak Kralımız yine tüm sinirini benden çıkardı,yongbok olmadığı için üzgünüm tamam mı! Senden kıskandığım için ve ona kaba davrandığım için!"
Minho çocuğu yavaşça kendine çevirip dolu gözlerinin üzerine sırayla öpücük kondurdu. Yongbok onun için de büyük bir kalp ağrısıydı. Kardeşiydi,en yakın arkadaşıydı. Ama Hwang gibi öfkesini etrafa saçmıyor,kendi içinde yaşıyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Kralım"
-Gel komutan Changbin,sorun ne?
"Sınırdaki olaylar, Arisunun çetesi-"
Hwang duyduğu isimle olduğu yerde iyice gerildi,bebeğinin kayboluş sebebi olan çetenin izini dahi bulamamışlardı.
-Her şeyi anlat changbin
"Adamlarımızın dediğine göre Arisudan sonra çete yeni bir lider seçmiş,kim olduğunu bilmiyoruz ama eskisi gibi her yere saldırmıyorlar ve işin garibi bizim lehimize olacak şekilde hareket ediyolar."
"Kendi aralarındaki kaos tamamen yok olmuş,ekibin lideri bi düzine adamımızı tedavi etmiş Dediklerine göre lider.."
Hwang gergince kıpırdandı ve bir şeyler tahmin ediyordu,tahmin ettiği şey gerçek olamazdı,olmamalıydı.
-Devam et changbin
"Dediklerine göre lider, kaybolan prens yongboka çok benziyormuş fiziksel olarak."
Hwang changbinin odasından çekilmesini bekledi,gitmesinin ardından hızlanan kalp atışlarını yavaşlatmak istedi lakin işe yaramıyordu.Kalbi acıyordu. Sevdiği çocuğun hayatta olması ihtimaline mi sevinse yoksa eğer yaşıyorsa onu kaçıran düşman çetenin liderine dönüşmesine mi öfkelense bilemedi.
Hiç olmadığı kadar öfkelendi,ya lider dedikleri kişi sahiden yongboksa
İşte o zaman affetmezdi Hwang
Asla affetmezdi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Felix yeonjunla oturduğu tepeden sarayı izliyordu. Sevdiği adam ordaydı ve kimseler bilmiyordu. Her şey için açıklaması varken cesareti yoktu. Yeonjun tek dostu olarak destek olurcasına elini felixin beline koydu.
"Gitmeliyim yeonjun, onu görmeliyim"
-Felix hayır,zamanı değil.Minik hyunjinin annesini aldığımızda ve lillynin adamlarını o köylerden çıkardığımızda gidip göreceksin, Minik hyunjinin annesine söz verdin lix.
