Ağaçtan topladığı elmaları elindeki çakıyla soyan minho nehire girmiş olan yongboka bir bakış attı.
-Tanrım yongbok elma yiyorum ve bebek gibi sızlanıp duruyosun,suya giricem diye de sızlanıp durdun o yüzden üşümen beni ilgilendirmez
"Minho lütfen kıyafetlerim uzakta ve omuzlarım sudan çıktığı gibi üşümeye başlıyorum."
-O zaman sudan çıkma
"Yaa minho lütfen!"
-Biraz daha yalvarırsan belki hahahahha
Minho yanakları kızarmış çocuğa bakınca daha fazla dayanamadan yerinden kalktı ve hırkasını çıkardı.Yongbok sudan titreyerek çıkıp minhonun kocaman olan hırkasına sıkıca sarıldı.
Minho onun neredeyse pürüzsüz ve narin vücudu karşısında şaşırsa da hemen kafasını sallarayarak görüntüyü kafasından silmeye çalıştı.
Yongbok hem hırkaya hem de kendisine sımsıkı sarılmıştı,bu minik çocuk her zaman onun baş belasıydı.
At sesleri ile tedirgin olarak arkasına döndüğünde asla ve asla kral Hwang Hyunjini görmeyi beklemiyordu.
Felix korkuyla minhoya daha sıkı sarılmışken Hwangın gözleri ateş saçıyordu.
Attan inerek direkt olarak minhonun üzerine yürüdü.
'O elini prensin üzerinden çek hemen!'
Hwangın emri ile felixin belini bıraktı minho,Hwang felixi kendine çektiği anda fark etti çocuğun ıslak saçlarını ve üzerinde hırkadan başka hiçbir şey olmadığını.
Daha ne kadar delirebilirdi bilmiyordu Hwang,kafayı yemek üzereydi.
Güzel çocuk onun emrini aşmış üstüne bir de bu havada çırılçıplak yüzmüş ve bunların hepsini minhoyla yapmıştı.
"Efendim kolum- kolumu sıkıyorsunuz"
-Sus ve yürü felix!
Evet bu isim,
Hwang ne zaman yongboka çok sinirlense babasının koyduğu ismi ile seslenirdi ona.
Küçük olan kralın ciddi olduğunu anladı sesini etmeden onu takip etti.
'Sen de' diyerek minhoya baktı Hwang,
'Bir daha yongbok ile görüşemezsin eğer ki görürsem baban mevkisini kaybetmiş bil'
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yongbok Kralın odasında ona ait yatakta ve üzerinde gecelik benzeri bir elbiseyle oturmuşken kral elindeki havluyla onun saçlarını kurulamaya çalışıyordu ve küçük olan utanmıştı. Koskoca kral tüm işini gücünü bırakmış onunla uğraşıyordu.
"Efendim şey aslında saçımı başka biri kurutabilir."
-Kim mesela minho mu?
"Hayır hayır demek istediğim siz kralsınız sonuçta ve bu kötü hissettiriyor."
Hwang hyunjin elindeki havluyu bırakıp yongbokun önünde diz çökerek oturdu. Minik elleri avucuna aldıktan sonra yumuşak bir şekilde öptü çocuğun avuç içini
-Sen de prens değil misin?
Yongbok kelimenin tam anlamıyla titriyordu ama bu korkudan mı heyecandan mı çözememişti.
"Öyleyim ama..."
-Aması yok hem sen benim için bu imparatorluktaki en kıymetli şeysin tamam mı? Ben kıymetlimin koruma olmadan gezmesini ve kendini bu şekilde hastalandıracak şeyler yapmasını istemem.
Yongbok utançla kafasını eğdi,kral ise güzelliği karşısında büyülendiği çocuğun yanağını sevdi ağır ağır. İçi gidiyordu bu çocuğa ve biliyordu Neden hiçbir cariyeye arzu duymadığını,
Çünkü kimse bu çocuk kadar güzel değildi,narin değildi,akıllı değildi ve en önemlisi Kalbini kaptırdığı kişi değildi
Bu minik çocuk, Tahtın başına geçtiğinde Hwang, 18.yaş gününü kutlayan bu çocuk,
Onu doğum gününde dans ederken ilk gördüğü andan beri adamın düşündüğü tek şeydi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
