2 HAFTA...7

45 12 7
                                    

Kook sakince ona bakıyordu. Hiç bir şey söylememişti. Jimin nerden biliyordu onun sevgilisi olduğunu? Sessizliği Jimin bozdu

"Bu gün anneme söyleyeceğim beni anneannemlere göndersin. Bir az orada kalacağım. Senden uzakta olmak istiyorum"

Jimin çok sinirliydi. Delirecekti sanki. Kook bir şey söylemedi. Çok sakin duruyordu. Jimin şok içinde ona bakıyordu. Kook sandalyeden kalkıp evden ayrıldı.

Kook o gece eve dönmemişti. Jimin kendince

'Sevgilisine gitmiştir mutlaka'

diye geçirdi içinden. Annesiyle konuşmuştu o gece Jimin. Annesi kendi annesini aramıştı. Kadın bu duruma çok sevinmişti

"Gelsin güzel torunumu özlemiştim zaten" demişti

Jimin o gece sakince odasına kalkıp uyumuştu. Sabah olduğunda Jimin ayağa kalkıp bavulunu hazırladı. Sonra işlerini hall etti ve güzelce giyinip aşağı indi.
Annesi onu görünce ona sarıldı

"Kuzum hazırmısın gidelim mi?"

Jimin sadece başını olumlu anlamda salladı. Annesi onu anneannesine göndermek için tren istasyonuna getirdi. Annesi Jimini trene bindirerek
ona iyi yolculuklar diledi

Trende Jimin Kookun neden böyle yaptığını düşündü. Sonunda bir anlam veremediği için, sadece gözlerini kapatıp, dinlenmek istedi. 8 saatlik yolculuk Jimini uyutmuştu. Tren durduğunda Jimin uyanmıştı. Jimin trenden inerek anneannesine gitmek için bir taksiye bindi. Taksi söylenen yere geldiğinde durmuştu. Jimin taksiden indi ve anneannesinin evine doğru yürüdü. Annneannesi Jimini görünce mutlu olarken ona doğru geldi ve küçük bedene sarıldı.

Kadın yalnız yaşıyordu. Onun sadece 2 tane Alman köpeği vardı. Köpekler Jimini görünce havlamaya başladılar. Jimin onlara yaklaşarak onların tüylerini hafifce taramaya, okşamaya başladı. Anneannesi Jimini çok seviyordu. O sevgili torununu köpeklerden ayırıp ona sıkıca sarıldı. Jimini her gördüğünde kadının yüzünde güller açıyordu resmen. Hep gülüyor, her zaman mutlu oluyordu. Şimdide ona sarılarak gülüyordu. Jimin zar zor konuştu

"Annneannem ben geldim ama geri dönemiyeceğim galiba. Beni boğuyorsun"

Kadın bir anda Jimini saran kollarını gevşetti ve ikiside kahkaha atttı. Kadın Jiminin bileklerinden çekiştirerek eve götürmüştü.

Böylece zaman geçiyordu. Jimin bu 2 haftanın nasıl geçtiğini anlamamıştı. Burası huzur doluydu. Onu döven, tehdit eden kardeşi ve onu umursamayan annesi ve babası yoktu. Sadece mutlu ve huzurluydu minik civciv.
Jimin mutfakta oturmuş kahve içiyordu. Anneannesi gelip seslice

"Jimin Mina gelmiş seninle konuşmak istiyor"

Jimin Minanı görür-görmez yüzü düştü
Anneannesi kıza seslenerek

"Gel Mina. Otur sana da kahve getireyim"

Mina gelip Jiminin yanına oturdu. Onlar kahvelerini içip kahvaltılarını yaptılar. Jimin sadece Kooku düşünüyordu

'Acaba ne yapıyor o canavar?'

En son ona sarılırken Jiminin içine bir hiss dolmuştu. Kook ona başka bakıyordu. Jimini bu düşüncelerden telefonun sesi ayırdı.
Anneannesi telefonu açıp birileri ile konuştu. 10 dakika sonra kapatıp mutfağa geldi. O an kadının cep telefonu yine çaldı. Kadın telefonu açıp kulağına götürdü.

"Ah Yuri o yolu bilmiyor mu? Peki ben bir şeyler düşüneceğim sen üzülme canım kızım"

Kadın telefonu kapatıp Jimine döndü.

"Güzel torunum Kook buraya gelmiş ama yolunu kaybetmiş. Sen gidip onu ala bilirmisin? yoksa, ben mi gideyim?"

Jimin gitmek istemese bile kafasını olumlu anlamda salladı. Kadın arabanın anahtarlarını verip, yolu tarif etti. Jimin anahtarları alıp arabaya bindi ve Kookun olduğu mekana geldi. Oraya vardığında sinir krizi geçiren bir Kookla karşılaşacağına kendini alıştırmıştı artık. Bu Kookun doğal haliydi. O her zaman sinirliydi bir şeylere. Kook Jimini görüp sinirle güldü

"Ooo annennemiz senimi gönderdi? Bir az sakinleşmem için mi yoksa?"

Jimin sakince mırıldandı

"Aslında şöförü gönderecekti ama-"

Kook eliyle Jiminin ağzını kapattı. O ellerini onun beline sararak kendine çekmişti. Kook Jiminin kokusunu içine çekti. O bu minik adamın vanilya kokusuna 2 haftadır hasret kalmıştı. Kook Jimine öyle sarılmıştı ki, onu kollarından bırakmak istemiyordu.
Jimin çok şaşırmıştı kardeşinin bu haline. Kook ona sarılıyordu. Ona vurmuyor canını yakmıyor sadece sarılıyordu.
Kook bir an yüzünü gömdüyü boyundan kaldırarak mırıldandı.

"Sana bu gün huzur yok sarı civciv. Seni bu gün öldüreceğim. Hazır dur canın çok yanıcak"

Jimin o an anladı ki Kook deyişmemiş sadece oyuncağı elinden alınmıştı. Bu gün ise Kook kovuşmuştu oyuncağına.

💝💝💝💝💝💝💝💝💝💝💝💝💝💝💝💝

Kitabı okuyan her kese tşekkür ederim. Okurken Yıldıza basmayı unutmayın. Teşekkürler.

💓💓💓💓💓💓💓💓💓💓💓💓💓💓💓💓

ELA DENUZİM seni çok seviyorum. İyiki varsın melek arkadaşım.

METANOİA...... JİKOOKМесто, где живут истории. Откройте их для себя