Kook Jigunu kendi ve duvar arasında sıkıştırarak yumruklamaya başladı. Jimin o an ayağa kalkarak Kookun kolundan tutdu. Sonra sinirli sesle
"Ne yapıyorsun be adam. Sen hayvanmısın ha?"
Kook Jimine bakmaya başlamıştı. Ama hala Jigunu yumruklamaya devam ediyordu. Jimin Kooku durdurmak istesede gücü yetmiyordu. Kook o an sinirle Jimini itmişti. Jimin dengesini kaybederek yere düşdü. Jimin yeniden ayağa kalkarak son gücüyle Kooka bir yumruk atdı. Kook afallamıştı. O an Jimin Jiguna bağırarak
"Git burdan ve bir daha buraya gelme. Yoksa bu hayvan seni öldürecek. Beni de unut Jigun."
Jigun o an ayağa kalkarak, kapıya doğru koştu. O kapını açıp evden uzaklaştı. Kook afallamıştı Jiminin bu haraketine. Ama kendini toparlayıp Jimine baktı. O kanlı dudaklarını elinin tersiyle silerek Jimine doğru gelmeğe başladı. Kook hırçın ve acımasız,sesiyle
"Sen bana mı vurdun sarı civciv?.Ben bunun hesabını senden sormazmıyım?. Sana hayatı zindan edeceğim bekle sen.!"
Kook yumruklarını sıkarak Jimine bakıyordu. Sonra bir anda Jimine doğru yürüdü. Jimin arka arkaya yürümeye başladı. Son anda dengesini kaybeden Jimin yere düştü. Jiminin o dolgun dudakları kanamıştı yine. Jimin kanayan dudağını elinin tersiyle silerek Kooka baktı. Sonra kendisinde cesaret toplayarak Kooka bağırmaya başladı.
"Daha ne yapacaksın ki, ha! Yetmedimi! Benimle oynamaktan yorulmadınmı!? bıkmadınmı Kardeşim? Kendin her haltı yiyorsun. Yatmadığın altına almadığın karı, kız kalmadı. Her yerde o sarı cadıya sevgilim diyorsun ama kendin benimle evlisin. Benim hislerim oyuncakmıdır senin için. Yeter artık Kook. Bende insanım. Seninde insan olmanı istiyorum. Bana insan gibi davranmanı istiyorum. Seks yapmak için makine olmak istemiyorum artık. Ben sadece yoruldum ve çok bunaldım. Sana nefret ed....."
Hıçkırıklar konuşmasına engel olmuştu Jiminin. Yaşlar süzülüyordu yanaklarından. Her hıçkırdığında omuzları sarkıyordu küçük olanın. Kook Jiminin ne kadar acı çektiyini görünce kendinden nefret etdi. Ne yaptığını kendiside anlamamıştı. Ama o an yapmıştı o haraketi. Kook o an Jimine yaklaşarak onu kendi ve duvar arasında sıkışrırarak. Duvara bir yumruk atdı. Kookun eli kanamıştı. Muhtamelen acıyorduda. Ama Kook bunu aldırmadan Jimine dahada yaklaşarak onu öpmeğe başladı. Jimin o an şaşırmıştı. O yüzden bir şey yapmamıştı. Sadece şokla o canavara bakıyordu. Kook Jimini o kadar sert öpüyorduki Jimin nefessiz kalmıştı. Jimin son gücüyle Kooku kendinden bir az uzaklaştırarak kısık sesle
"Kook sen ne yapıyorsun alçak. Demin beni vurmaya çalışıyorsun şimdi öpüyorsun. Dengesizmisin adam ya"
Kook Jimine sarıldı o an sıkıca. Bu minik adam ona her zaman iyi gelirdi. Kook bu bebeğin vanilya kokusunu içine çekti usul usul. Sonra boğuk sesle
"Sen dua et ki, sarı civciv. Bu günüm iyi geçmiş. Sinirimi çıkarmışım. Seni dövmüyorum, öpüyorum. Yoksa halin yaman olurdu. Be güzelim."
Kook Jiminin boynuna burnunu sürterek onun kokusunu içine çekti. Sonra ayağa kalkarak, ilk yardım çantasını alıp Jiminin kanayan dudağına pansuman yapmaya başladı. Jimini kucağına alarak odasına kaldırdı. Jimin onun kucağında sakince duruyordu. Kooksa hala Jiminin kokusunu içine çekmeye devam ediyordu. O minik bedeni yatak odasının önünde kucağından indirdi.
Kendi kafasını Jiminin rizasına indirerek onun dolgun dudaklarına sesli bir öpücük kondurdu. Sonra onun saçlarını parmaklarıyla tarayarak saçlarına bir opücük kondurdu. Jimin bu canavara sessizce bakarken Kook sadece kendi odasına doğru yürüdü. Jimin odasına girip duş yapıp uyumak için yatağına girdi. Kook sahiden dengesiz biriydi. Hem öpüyor, hem dövüyordu. Hem canını yakıyor, hem seviyordu. Jimin anlamıyordu. Kook ne zaman ne yaptığını bu minik adam hiç anlamıyordu. Jimin bu düşüncelerle uykuya dalması baya zaman almıştı ama başarmıştı sonunda.
♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡
Yeni bölümle sizinleyim. Okuyan her kese teşekkürler
Melek arkadaşım Eladenizim iyiki varsın seni seviyorum. Her şey için
ВЫ ЧИТАЕТЕ
METANOİA...... JİKOOK
Fanfiction𝐓𝐀𝐌𝐀𝐌𝐋𝐀𝐍𝐃𝐈 İnsan ona gıcık olan üvey kardeşe aşık olurmu bilmem ama Jimin olmuştu. Jungkookta Jimine aşık olmuştu ama nedense bunun farkında değildi maalesef.