Kook arkaya dönüp ona baktı. Sonra yine önüne döndü. Jimin sinirle onun omuzuna arkadan bir yumruk attı. Kookun vücudu kaslı ve sertti. O yüzden hiç Jiminin ona vurmasını hiss etmemişti bile. Kook o an ona döndü ve onun ince bileklerinden tutarak, kendine çekti. Küçük olan kendini tutamayıp, Kokun tam yanına düştü. Kendiside bunun nasıl olduğunu anlamadı. Büyük olan küçüğünün bileklerini tek eliyle arkada birleştirip tutarak kelepçe yapmıştı. Diğer eliyle ise yine korkudan titreyen o minik civcivin yaşla dolu gözlerine, solgun yüzüne ve en son patlamış dolgun dudaklarına dokundu.
Kook artık bu güzelliğin karşısında aciz kalmıştı. Kook bir anda Jiminin patlamış dolgun dudaklarını öpmeye, onları emerek dahada kanatmaya başladı. Ağzına gelen metalik tat bile Kooku durdurmamıştı. Jimin aklını kaybediyordu. Bir yandan korku,bir yandan acı vardı vücudunda. Ama kendisi de artık bunu kabul ediyordu sanki. Bir anda durmuştular. Jimin Kookun ağzına doğru fısıldadı.
"Ellerimi bırak. Bileklerim çok acıyor"
Kook o an çekildi ve sinirli sesle
"Hayır! Olmaz! Yoksa bana vurup kaçacaksın"
Jimin kısık sesle
"Lütfen. Söz veriyorum kaçmayacağım. Sanada vurmayacağım. Yemin ediyorum. Yalvarıyorum. Gerçekten canım acıyor"
Kook hemen Jiminin bileklerini bıraktı. Onu kalçalarından tutarak kendine çekip kucağına oturttu. Kook Jiminin dudaklarına parmaklarıyla dokunarak, o güzel dudakları öptü. Saçlarını parmaklarıyla tarayarak, boynuna gömdü dudaklarını. Burnuna o bebek kokusu gelince içine çekti derince. Sonra boynuna öpücükler kondurarak, yeniden o dolgun dudaklarına dokundurdu ince dudaklarını. Önce minik öpücükler kondurdu dolgun dudaklara. Sonra deliler gibi öpmeye ısırmaya başladı miniğinin dudaklarını. Jimin artık dayanma gücünü kaybetmişti. O büyüğüne karşılık vermeye başlamıştı. O Kookun üst dudağını dişleri arasına alarak emmeye başladı. Kook bir an afalladı ve durdu. Sonra o da Jiminin alt dudağını dişleri arasına alarak ısırdı.
Tanrım bu küçük beden kendi isteği ile onunla öpüşüyordu. Bu hazzı kimse bölemezdi. 15 dakika aramsız öpüşmeden sonra, nefes alma ihtiyacıyla ayırdılar dudaklarını. İkiside nefes nefese kalarak ayrıldılar birbirlerinden. Jimin kendine inanamayarak şokta Kooka bakıyordu. Onlar sevgili çiftler gibi öpüşmüştüler. Kook geriye çekilerek Jimine baktı. Sonra kıkırtılı sesiyle konuştu
"Eve dönmemiz gerek. Soona hanım endişelenecek. Belkide bizi arıyordur"
Jimin kafasıyla onayladı. O Kookun üzerinden tam kalkarken, Kook onun belinden tutup durdurdu. Sonra boğuk sesle
"Haaa! Bir daha seni böyle dar giysilerde görürsem, seni o an beceririm. Anladın mı?! Nerede olduğumuza bakmayarak, seni o an, o yerde SİKİCEM ANLADIN MI?! Sarı civciv?"
Jimin şokta büyüğüne bakarken Kook sinsice sırıtıyordu. Jimin dar giysilerde çok seksi duruyordu. Minik bedene ne giyse yakışıyordu. Ahhh o kalçalar var ya Kookun aklını alıyordu. Jimin kalkmak istediğinde, Kook onu kalçasını sıkarak bir makas aldı. Jimin acıdan inlerken Kook hala sinsice gülüyordu. Kook onu kucağına alarak çadırdan çıkardı. Arabaya doğru yürüyerek, kapını açtı. Jiminin minik bedenini koltuğa bırakarak kıkırtıyla
"Sen burada bekle sakın kaçıyım deme anlaştık mı? Ben çadırı kapatıp, kaldırıp geliyorum. Soona hanım artık endişelenmiştir"
Jimin sadece kafasını salladı. Kook çadırı hall edip arabanın şöför koltuğuna oturdu. Arabanı çalıştırdı. Yol boyu gelen aramalar ve mesajlar onların endişelenmesine neden olmuştu. Hepsi Soona hanımdandı.
♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡
Sizce Soona hanım neden onları arıyordu?
Diğer bölüm Jimin ve Jungkook neler yaşayacaklar?
♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡
♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡
Yeni bölümle sizinleyim. Okuyan her kese teşekkürler
Melek arkadaşım Eladenizim iyiki varsın seni seviyorum. Her şey için teşekkürler.
ВЫ ЧИТАЕТЕ
METANOİA...... JİKOOK
Fanfiction𝐓𝐀𝐌𝐀𝐌𝐋𝐀𝐍𝐃𝐈 İnsan ona gıcık olan üvey kardeşe aşık olurmu bilmem ama Jimin olmuştu. Jungkookta Jimine aşık olmuştu ama nedense bunun farkında değildi maalesef.