Ben Kumsal. Bugün yeni yıla sadece birkaç saat kaldı. Her şey çok güzel geçiyor. Hatta mezun olduktan sonra Arya ile bir eve çıkmayı bile düşünüyoruz. Tabi ki de uygun bir yer bulmak şartı ile. Aslında ailemle fazla sorunlarım yok fakat Arya ve ben farklı yerlerde oturuyoruz ve mezun olmamızdan sonra görüşememekten korkuyoruz. Ailem de pek karşı değil aslında.
Akşam Arya ile dışarıda geziyorduk ki o sırada karnımız acıktı. Bir şeyler yemek için bir kafeye oturduk. Arya bana bakarak "Ben yeni yılda kendim için sınavımdan geçmeyi diliyorum" dedi. Bende güven vericek bir ses tonuyla "Bence sen okuldaki en iyi öğrencisin" dedim. Haklıydım da.
Sonra hamburgerini ısırırken "Sen ne diliyorsun?" diye sordu. Aslında tek istediğim çıkmak için iyi bir ev bulmaktı. "Ben yeni yılda bir ev bulmamızı ve mezun olmadan oraya taşınmamızı diliyorum ve sonra mutlaka Endonezya'ya taşınmayı diliyorum ve Yeni yılda müthiş iyi eğlenmeyi diliyorum" dedim. Konuştukça isteklerimiz artıyordu sanki. Arya da "Ben kendime bir erkek diliyorum, havalı, cana yakın bir erkek, aşkı ciddiye alan biri." dedi. "Evet, ciddiye almayanları ben senden alırım" dedim. Çünkü bu bendim. Aşkı pek önemsemezdim. Benim için eğlence gibidir. Ardından Kola tenekesini Arya ya uzatarak "Bunlardan bu akşam bir çift gelir mi ?" diye sordum. O da yemeğe daldığı için "hıhı ıhııı" gibi sesler çıkartarak kola şişesini benimkiyle tokuşturdu. Artık eve gitmemiz gerekiyordu. Akşam için hazırlanacaktık sonuçta. Arya ile ayrıldık ve o evine ben yurda gittim.
Yurda geldiğimde lobiden bozma masayla sandalyenin olduğu yerde oturan Hayat Abla'ya geldiğimi söyleyip odama çıktım. Hemen hazırlanmalıydım. İlk önce hemen duşa girdim ve ardından bugün aldığım siyah dar elbisemi giydim. Kahverengi saçlarımı saldım ve makyajımı yaptım. Buluşmak için kutlamanın yapılacağı sahil kenarındaki lunaparka gittim. Gittiğimde Arya çoktan gelmişti zaten. Gerçekten zamanlaması harika bir kız. Her zamanki gibi gösterişten uzak bir şeyler giymişti. Yeşil uçuş uçuş bir elbise vardı ve üzerinde yarım kot ceket. Saçlarını örmüştü. Farı beyaz. Rimeli azdı. Vardığımızda çoktan az zaman kaldığını fark ettik ve oyalanmak için kalabalığa karıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİSSOSİYATİF #Wattys 2016
Teen Fiction"...Başıma gelen bu olaydan sonra sanki parçalara ayrılmıştım. İlk günü hatırlıyorum da o ben değildim. Çok farklı ruh halleri içindeydim. Hep de böyle devam etti. Hangisi bendim veya hâlâ bir ben var mıydı oralarda? Benim haricimde, aynı beden...