Hemen bir yere yerleşince geri sayıma başlamıştık. Herkes bir ağızdan. "Beeeeş! Döööört! Üçççç! İkiiiii! Biiiiiir!" diye bağırdığında Arya ile birbirimize sarıldık. "Mutlu Yıllar Arya." Ardından şampanya kadehlerimizi tokuşturarak "Hayatımız şimdi gerçekten başlıyor." dedim. Çünkü öyleydi. Ardından havai fişekleri izleyerek kutlamaya devam ettik. Gerçekten çok güzeldiler. İnsanların "Vuhuuuuu" diyerek bağırışlarının arasında farklı bir atmosfer oluyordu ...
Artık yeni yıla girmiştik. Dediğim gibi her şey daha yeni başlıyor. Arya ile birbirimize sarılarak yeni yılımızı kutladık ve Arya bize içki almaya gitti. Bende o sırada tanımadığım insanların yeni yılını kutluyordum. Yeni insanlara açık bir kızım. Arya geldi ve beni kolumdan çekerek ben de buradayım dercesine elini salladı ve onu gördüğümü başımı sallayarak belirttim. Yanına gittim ve sohbet etmeye başladık.
Ardından yanımıza tanımadığım birisi geldi ve bize elindeki fişekleri vererek "Bunlar sizin için kızlar" dedi. Teşekkür ettik ve fişeklerimizi yere koyduktan sonra yaktık. "Merhaba ben Kayra" dedi ve elini uzattı. "Merhaba, ben Kumsal ve bu da arkadaşım Arya" dedim elini tutarak. Fişeklerin kıvılcımları üstüme geliyordu ki "Dikkat et." Dedi gülümseyerek ve beni kolumdan tutup geriye çekti. Kolumla dertleri ne anlamıyorum.
Arada neler oldu hatırlamıyorum ama sonra kendimi pistte buldum.Dans ediyorduk. Sanırım dilediğim eğlence bu gece gerçekleşecekti. Tatlı bir çocuktu. Dans etmeye devam ediyorduk ki birden ellerimi yanaklarında buldum ve öpmeye başladım. Gerçekten benden beklenebilecek tarzda bir hareketti. Ne kadar içtiğimi hatırlamıyorum bile. Arya kenarda bir koltukta oturuyordu ve bir kızla sohbet ediyordu. O kadar uzun süredir birisiyle birlikte olmamıştı ki lezbiyen olduğundan falan şüphelenmeye başladım. Biz dans ederken "Burası çok gürültülü oldu yukarı çıkalım mı?" dedi sırıtarak. Dişleri de güzelmiş bayağı . Başımla onayladım ve dansı bırakıp Arya'nın yanına gittim. Yanındaki kıza "Merhaba" dedikten sonra Arya'nın kulağına eğilip "Ben yukarı gidiyorum." dedim. Oda fısıldayarak "Bol şans." dedi. Arya'nın yanağına hoşça kal öpücüğü verip ayakkabılarımı alarak salonu terk ettik. Sonrasını anlatmak bile istemiyorum. Pişman mıyım ? Hayır.
Sabah her zaman ki gibi öksürerek uyandığımda yatakta yatıyordum ve yanımda dünkü çocuk vardı. Neydi adı; evet Kayra. Fakat aramızda kesinlikle bir bağ yoktu. Buda dün geceyi daha suçsuz yapıyordu. Yatakta doğruldum ve tekrar öksürdüm. Yandaki sehpadaki not defterini aldım ve "Üzgünüm eve gitmeliyim, hasta hissediyorum. İyi uykular. Senin yüzünden değil dün gece harikaydı. Çok fazla votkadan :D -Kumsal" yazdım. Zaten bunu hep yapmak istemişimdir. Notu yatağın baş ucuna koydum ve elbisemi giydim. Aşşağı kata indiğimde kimse kendinde değildi. Sabah saatin altısıydı. Arya'yı da alıp evden çıktım. Otobüs'e yetişmeliydim. Otobüs durağına indiğimizde anonsu duyduk ve elimizde çantalar koşmaya başladık. Önümüze o kadar çok engel vardı ki. Küçük çocuklar, yavaş yürüyen yaşlılar ve dev valizler. Sonunda "Affedersiniz" diyerek hepsini atlatarak araca yetiştik ve Arya'ya sımsıkı sarılarak "Sınavlarında bol şans" dedim. Aslında buna pek ihtiyacı yoktu. Hızla otobüse binerken Arya çantamı uzatarak "Teşekkür ederim, bizim için güzel bir ev ara tamam mı? Sana güveniyorum" dedi. Ona öpücük atıp el sallarken de gözlerimin şişkinliğini fark etmiş olmalı ki "Ara sıra birazcık da uyu!" diye bağırdı tatlı bir sesle. Otobüsün kapıları kapanınca kendime boş yer bulup oturdum ve kulaklığımı takıp "Here Comes The Rain Again" i açtıktan sonra biraz da olsa uyumaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİSSOSİYATİF #Wattys 2016
Jugendliteratur"...Başıma gelen bu olaydan sonra sanki parçalara ayrılmıştım. İlk günü hatırlıyorum da o ben değildim. Çok farklı ruh halleri içindeydim. Hep de böyle devam etti. Hangisi bendim veya hâlâ bir ben var mıydı oralarda? Benim haricimde, aynı beden...