Gözlerimi açtığımda İstanbul'a varmıştık bile. Hemen otobüsten inip bir taksiye bindim. Annem,ablam ve babam. Hepsini çok özlemiştim. Bir yıl olacaktı neredeyse. Evin kapısına yaklaştığımda resmen anılarım canlandı. Ablamla kavgalarımız. Bahçedeki salıncağı kırdığım gün. İlk kez erkek arkadaşım olduğunu söylediğim zaman. Ne çabuk geçti diyemeyeceğim çünkü doya doya yaşamıştım küçüklüğümü. Yapmadığım hiç bir şey yoktu resmen. Çıplak ayakla koridor duvarına tırmanmak. Kutuya girip merdivenlerden inmek. Kola ve mentos. Unutulmayacak şeyler. Ama her şeyin aslında yeniden başlayacağını ben bile tahmin edememiştim.
Evimiz çatı katıyla beraber üç katlıydı. En alt katta oturma odası, mutfak, babamın ofisi ve tuvalet vardı. Ahşap merdivenlerden üst kata çıkıldığındaysa ablamın odası, annemlerin odası, misafir odası ve iki tane tuvalet vardı. Bir üst kat yani çatı katında benim odam vardı. Odamı gerçekten çok seviyordum. Krem rengi duvarları vardı ve çatı katı olduğu için üçgen duvarın bitiminde yuvarlak bir pencere vardı. Pencerenin orda çalışma masam vardı. Bir şeyler çizerken dışarıyı seyretmeyi çok severdim. Onun haricinde üç tane de dikdörtgen pencere vardı. Bebek mavisi renginde de perdeler vardı üzerinde. Merdivenlerden çıkıp odaya girdiğim yerde hemen basamakların yanında tek kişilik bir
koltuk ve kitaplığım vardı. Fazla kitap okumazdım aslında ama az ve güzel kitaplarım vardır. Duvarın diğer köşesine yakında yatağım vardı. İki kişilikti ve küçükken korktuğumda hep annem benimle yatardı. Yatağın yanlarında sehpalar ve dolabımın yanında da koltuğum ve televizyonum vardı .
Eve girince annemlere sarıldım ve annem "Neler oldu her şeyi anlatmanı istiyorum." dedi. Lütfen, ne olmuş olabilirli okulu bitirip geldim sadece. Dersleri anlatacak hâlim olmadığına göre "Akşam ablam ve babam gelince beraber konuşuruz, hepinize tek tek anlatamayacağım." dedim. Annem bana bir kez daha baktı ve anlıma öpücük kondurarak "Haydi eşyalarını yerleştir o zaman." dedi. Hızlı adımlarla merdivenlerden çıktım. Odama girdiğimde hiçbir şeyin değişmediğini fark ettim. Nasıl bıraktıysam öyleydi şuan. Kapıyı kapattım, çantamı yere koydum ve kendimi ipek gibi olan yatağıma attım. Ve derin bir 'Oh' çektim. Aslında oh'dan çok bundan sonrasını nasıl yapacağımı düşünen bir nefes gibiydi. Daha bize ev bulacaktım. Tavanıma bakındım ve bir süre daha orda o şekilde kaldım.
Gözlerimi açtığımda hava kararmıştı. Nerede olduğumu anlamak için etrafıma baktım ve fark ettim ki evdeydim. Bunu tekrar hatırladığımda yüzümde kendiliğinden bir tebessüm oluştu. Hemen ışığı açıp kendime baktıktan sonratekrar kapatıp odamdan çıktım ve annemlerin yanına gittim. "Anneee!" diye seslendim nerede olduklarını anlamak için. "Kızım gel mutfaktayız." dedi. İçeri gittiğimde her zamanki gibi babam yemeği hazırlamak için anneme yardım ediyordu. Ablam daha yoktu. Ben hemen masaya oturdum ve ekmeği böldüm. Babam her zamanki gibi şarabını doldurdu ve anneme "İçine soğan koymayı unutma. Geçen seferki güzel değildi." dedi bana bakarak ve göz kırptı. Annemle uğraşmayı hep severdi. Gülümsedim ve sonra anneme baktığımda o da gülümsüyordu. Aslına bakarsak babam yemekleri annemin yaptığından daha güzel yapıyor diyebiliriz. Babam anneme öğüdünü verdikten sonra bana sarıldı ve masaya yanıma geçti. Babam şarabından bir yudum alırken "Önümüzdeki günlerde dört eve bakacağım ve biri önümüzdeki aydan sonra boşalacak." dedim. Annem ve babam birbirlerine baktılar ve annem mutfaktaki işini bırakarak bana döndü, "Beklemek istemiyor musun? Okulun nasıl gideceğini görseydin." dedi. Gülümseyip tabağımdaki yemekle oynarken "Ben taşınmak istiyorum." dedim ve tabağıma odaklandım. Annem buna karşıymışçasına baktı ve "Anne!" dedim çatalımı ve kaşığımı bırakarak. "Artık burada deliriyorum." Ses tonum gayet sakindi. Annem babama sanki 'Vay be' dermiş gibi bir bakış attılar birbirlerine. Annem "Yani beni bunlarla yalnız bırakacaksın." dedi buruk bir gülümsemesiyle. Ablam ve babamdan bahsediyordu. Bu sözden sonra annem ve babam birbirlerine bakarak güldüler. Ardından babam konuyu değiştirmek için annemin yanına doğru giderek "Biraz da muskat ekleyebilirsin yemeğe çok güzel bir aroma katar." dedi. Bende yaptığım işe devam ederken "Buda yatak odasına aksiyon getirir." dedim ciddi bir ifadeyle. Bu sözümden sonra annemle babam 'nerden biliyorsun' dercesine suratıma ilginç bir şekilde baktılar. Bizde bir şeyler biliyoruz sonuçta.
Ardından doyduğum için kalktım annemle babama "İyi geceler." diyip onları öptüm. Sanırım hâlâ söylediğim şeyin şokunu yaşıyorlardı. Ne var ki bunda? Bunları düşünürken odama çıktım ve ellerimi yıkayıp, saçlarımı taradıktan sonra ve diğer işlerimi de halledip yatağıma yattım. Ne de olsa yarın Arya ve ben için ev bakacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİSSOSİYATİF #Wattys 2016
Teen Fiction"...Başıma gelen bu olaydan sonra sanki parçalara ayrılmıştım. İlk günü hatırlıyorum da o ben değildim. Çok farklı ruh halleri içindeydim. Hep de böyle devam etti. Hangisi bendim veya hâlâ bir ben var mıydı oralarda? Benim haricimde, aynı beden...