Ablam 80'lerde Kaldı

9 1 0
                                    

Sabah uyku mahmurluğuyla dağılan saçlar bir kedinin yalayışıyla uyandırdı muhattabını. Soluk yüzü gri tişörtüyle daha da soluk gelmişti gözüme. Sabah kahvaltısını radyo eşliğinde hazırlamayı sever radyoda çıkan şarkıya göre modunu yakalardı. Bazende modunu şarkıya uydururdu keyifliyse ve dans etmek geliyorsa içinden kanalı değiştirirdi. Bir aşk şarkısıydı bu sabah çalan, yumurtaları haşlarken salaş tişörtüyle bir oraya bir oraya sallanıyordu. Çayı üç kez okudu üfledi babanne gibi her yemeği okur üfler besmelesiz yemezdi. Geceleri aynaya bakmaz, gündüz uyanır uyanmaz yine saçını aynaya bakmadan yapardı. Bazenleri onun başka bir gezegenden geldiğini düşünürdüm. Güzel gözükmek istediği zamanlar saçlarına bigudilerden bukleler yapardı. Buklelerine bir de fular kondururdu en turuncusundan. Plakları çok severdi hiç plağı yoktu ama yine de hoşuna giderdi.

 Plakları çok severdi hiç plağı yoktu ama yine de hoşuna giderdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Masal gibi hayalleri vardı. Totemleri vardı merdivenden inerken ya da çizgilere basmazsa o gün güzel bir şey olacak demekti. Güneş tenini ısıtırken çok keyif alsada o bir kış aşığıydı karların lapa lapa yağışında çocuklaşırdı. Mutluluğu kendinde aramayı çeyrek asır önce öğrenmiş gibiydi. Herkesin kendini sev çağrılarından insan nasıl kendini sevebilir sorgusuna eğilip bükülüyordu soruları. İnsan kendisiyle dost olmalı diye bir bilgi çınlatmıştı kulağını işte o zaman insan kendini sevebilirdi. Oturdu düşündü kendisiyle dost olsa en çok ne yapardı neler yapmaktan hoşlanırdı yahut nereye götürürdü kendini. Birlikte makyaj yapmaktan zevk alabilirdi ya da yeni bir kursa gitmekten yeni bir şeyler öğrenmekten haz duyardı. Ya da bir seyahate çıkmak isterdi bolca konuşup kendini yatıştırdığı dinleyebildiği tabularını yıkabildiği. Yeni insanlar tanıyıp yeni fikirler edinme fikride hoş gelmişti ona. Yeni hikayeler duymak istiyordu. Romanlar pekala bunu sağlasada 'tebdil-i mekanda ferahlık vardır' sözünü de azımsamamak gerek...

.

.

.

Bir hafta sonra...

.

.

...

Yeni bir pencereden bakmak gerek bazen hayata. Birgün erken uyanırsın pencereyi açıp o temiz havayı ciğerlerine bayram ettirircesine çekersin uykuda tutmaz ya sonrasında. Hiç yapmadığın bir alışkanlığı yapma cesareti gelir içinden çantana atıştıracak bir şeyler atıp birkaç eşyayla yola çıkıverirsin.

 Hiç yapmadığın bir alışkanlığı yapma cesareti gelir içinden çantana atıştıracak bir şeyler atıp birkaç eşyayla yola çıkıverirsin

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sillage "KOKUNUN İZİ"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin