Tahmin edersiniz ki depresyondayım. :)
Zaten benim gibi bir geri zekalıya bu yakışırdı. Kız eski sevgilisini kıskandırmak için beni oltaya getirmiş. Bende gitmiş saygı diyorum sevgi diyorum. Asıl bana bir posta dayak ve küfür edilmesi gerek. Bu sefer pek üzülmemiştim ama şok içindeydim. Bu filmlerde bile olmazdı. İki üç veledin eğlencesi olmuştum.
"Alper?"
Hocanın sesiyle kendime geldim. Sorarcasına hocaya baktığımda önümde ne kitap ne defter olmadığından söylenmeye başladı. Son sınıfsın sınava sayılı günler kaldı falan filan. Hocayı dinlermiş gibi yapıp o gittikten sonra tekrar sırama yattım. Dün gece de oyun oynadığım için uyuyamamıştım bu yüzden sanırım bir beş dakika sonra uyuya kalmıştım. Rüyamda küçük balık nemo olduğumu ve Ahlem'iyse köpekbalığı olup beni kovalerken görmemi yaşadıklarıma ve bilinç altıma bağladım. Remin hangi evresindeydim bilmiyorum ama omzumun dürtüldüğünü hissettiğimde istemeden de olsa uyandım. Karşımda Beyza'yı görünce anlam verememiştim. O da bunu anladığından sessizce konuştu.
"Eve gidip uyu istersen."
Etrafıma baktığımda ne birileri ne de eşya falan vardı. Doğrulup biraz gerindim. Beyza'yı kapıdan çıkarken gördüm. Zaten içinden bir şey çıkarmadığım için toplu olan çantamı kaptığım gibi Beyza'ya yetiştim. Gerçekten iğrenç biriydim ama o gün Bora sen ortada bıraktın diye gönlünü almaya çalışıyorum deyince artık onunla konuşmam gerektiğini fark ettim. Evlerimiz de yakın olunca yolda yürürken konuşabiliriz diye düşündüm. Ama şimdi yüzüme tükürüp "SİKTİR GİT YANIMDAN PİÇ" dese yine hakettim deyip susarım. Hakettim.
Beyza'nın arkasına geçip omzundan tutarak adımlarımı yavaşlattım. Bana bakınca gülümsedim. O da bana gülermiş gibi yaptı. :D
"Nasılsın."
Uzun süre sessizlik olunca konuşmayacak sandım ama sonradan isteksizce:
"İyi diyelim." dedi.
İyi diyelim iyi olsun mu demek istedi şimdi anlayamadım.
"Ee bölüm değiştirecektin ne oldu?" dedim.
"Yok değiştirmeyeceğim. Sadece AYT de Sosyal 1 kısmını da çözeceğim."
"İyi yapmışsın, kalmış şurada bir iki ay. değiştirsen ne fark edecek."
Kafasını salladı. Okul kapısının önüne gelmiştik hemen okul kapısını ittirdim ve geçmesine izin verdim.
"Sağol"
"Ne demek. Ee görüşmeyeli ne yapıyorsun?"
"Ders."
"Evet, doğru olan da bu zaten."
"Neyse Alper işim var gidiyorum ben. İyi günler sana."
"Nereye? Eve gitmiyor musun?"
"Yok bir işim var benim. Hadi görüşürüz."
Hızlıca uzaklaşınca dudaklarımı büzdüm. Önümdeki taşa (çakıl taşı kaya değil) tekme attım. Derin bir iç çekip eve gittim.
Hayat zor arkadaşlar. Ama geri zekalı olmak daha zor. Geri zekalı biri olarak söylüyorum.