BÖLÜM -10-

1.6K 132 270
                                    

Yayımlanma Tarihi 18.12.2022

Ben geldim! Size uzuuuun bir bölüm bıraktım. Umarım çok severek okursunuz :) Lütfen yıldıza dokunmayı ve düşüncelerinizi satır aralarında benimle paylaşmayı unutmayın. Çünkü en büyük motive kaynağım yorumlarınızı okumak. Sizleri çok seven Mahinev :)

Oy sınırı: 50 oy

Yorum sınırı:200


''O sinekler ölmek zorunda mı gerçekten?'' diye sormuştum bundan on sene önce. Annemin ölümünden birkaç ay öncesiydi.

''Ölmezlerse gece seni ısırırlar. Ve onlarla başa çıkamaz hale gelirim.'' diye karşılık vermişti babam.

''Isırmak zorundalar mı?''

''Karınlarını bu şekilde doyuruyorlar.''

''Isırırlarsa ne olur peki?''

''Sinir bozucu bir kaşıntısı olur.''

''Sadece bu kadar mı? Bunun için mi onları öldürüyorsun?'' Cevap vermek yerine gözlerini devirdi.

''Ama baksana şunlara baba ufacıklar. Birkaç ısırıktan ne olur?''

''Odadan çıkman gerekiyor. İlaçlama yapıp geliyorum.''

Bulunduğum bu durumla kıyaslanamazdı fakat aklıma gelmişti işte babamla aramda geçen birkaç hafta önceki konuşmamız. Belki benzer bir konuşmaydı ama ortadaki birkaç sinek değil erkek kardeşimdi.

Gözlerim dolmuştu Ağlamamak için kendimi tutuyordum. Daha sonra ağlayabilirsin fakat daha sonra bu ana geri dönemezsin diye kendime hatırlattım.

''Lütfen baba lütfen yalvarırım bunu yapma.''

''Sen karışma." Elijah yerde dizleri üzerine çökmüş bekliyordu.

''Artık onunla başa çıkamıyorum.''

''O bir sinek değil bu şekilde konuşamazsın.'' Yanlış bir şey söylemek istemiyordum. Onu sakinleştirmem gerektiğini biliyordum. Kendime hâkim olamıyordum. Gözümde birikmiş yaşları kolumun tersiyle sildim.

''Evet, aynı şey değil bu daha zor. Şu haline bir bak. O eski kardeşin değil. Bu evde kurallar var Lucy, kurallara uymazsanız cezalandırılırsınız."

''Ne olursa olsun o hala benim kardeşim. Böyle olmak zorunda değil. Bunu yaparsan seni hiçbir zaman affetmem.'' Bir yandan onu ikna etmeye çalışıyordum diğer yandan dua ediyordum.

Yüzündeki kararlılığı gördüğüm zaman ayaklarına kapanıp yalvarmaya başladım. Ağlamaktan kendi dediğimi anlamıyordum.

Eğilip Elijah'ın kulağına bir şekler fısıldadı özür dilediğini anlayabildim.

Ayağa kalkıp elindeki kemeri almaya çalıştım. Bir yararı olmadı yalnızca küçük bir kargaşaya neden oldu.

''Bunu görmeni istemiyorum uzaklaş buradan, eve gir hemen.''

Çaresizce arka bahçeden ayrılırken Elijah'ın gözüne başarısızlığımın utancıyla baktım. Bana gülümsedi. Gülümsemesi öyle parlaktı ki sanki babam biraz sonra sırtına kemerin tokasıyla beş kez vurmayacak gibiydi.

Dudaklarımı birbirine bastırıp ellerimle ona kalp şeklini yaptım. Arkamı döndüğümde babamın Elijah'ın sırtına kemerin tokasını indiren acı ses geldi.

Kanımdaki Yabancı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin