BÖLÜM -7-

1.5K 153 143
                                    

Hepinize selam! Evet, evet sonunda bölüme geldik! 🫀Hayatımda yazdığım en sancılı bölüm olabilirdi hatta adını "bitmeyen bölüm" koydum. Ama çok şükür bitti! Umarım beğenirsiniz meleklerim. 🤍

Sizi seven Mahinev. 🖤

Oy sınırı: 50

Beğendiğiniz şarkıları aşağı bırakmayı unutmayın 🤍

Bugün güzüm. Ve biraz üzgünüm. Kısa saçlarım terden yanağıma yapışmış, gıcık bir kaşıntı bırakıyor ama buna rağmen en küçük sese dikkat kesildiğini bildiğimden ıslak saç tellerini oradan çekmek için hareket edemiyordum. Çünkü onu yalnızca o farkında değilken böyle izleyebilirdim.

Shakespeare'in kelimelerini ruhumun çamaşır leğeninde sıkar gibi sıkarcasına... Ya da bir meyvenin posasını çıkarırcasına... Delicesine, notalarcasına, ressamcasına... Güz yağmuru çatıya, pencerele pat pat vururken nefesimi dahi öyle dikkatli çekiyordum ki ciğerlerime sanki bedenim kendini yeniden kodluyordu.

Şimdi neden Ressam dediklerini anlıyordum.

Klişe, resim yapabildiği için, boyalarla seviştiği için... Ama bundan çok daha fazlasını görebiliyordum. Gizli sığınağım derken yalan söylememişti çünkü arkası bana dönükken ve bedeninin yanında ufacık kalan tabureye oturmuş çıplak ayaklarını yerde bir ritimle yere vururken fırçanın tuvale indirdiği o hışırtılı sesi yağmurla ahenk içerisinde duyabiliyordum.

Bu, gizli bir andı.

Benim bile bozmaya cüret edemeyeceğim kadar gizliydi hem de.

Karanfil'in mekanını bastığım ve adamlarını kurşundan geçirdiğim gece korkmamıştım. Elimde mermiler eksilmiş silahla, üstüm başım kan içinde Ressam'a koşarken korkmamıştım. Ampul'le anlaşma yaparken korkmamıştım. Ressam'ı zehirlerken korkmamıştım.

Ama şimdi?

Bu anı bozmaktan iliklerime kadar korkuyordum.

Vakit ne gece ne de gündüzdü. Güneş ortalıkta değildi ama gece de çekiliyordu. Savaş meydanının boş olduğu vakitlerdi, ölülerin ölü, yaralıların yaralı ama yaşayanların bomboş olduğu vakitler. Şimdi onu izlerken ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum.

Bir şey hissetmeli miyim onu bile bilmiyordum.

Sadece hareket etmeye cesaret izlemiyordum ama onu cesurca izliyordum.

Parmaklarına bulaşan boyayı üzerindeki beyaz gömleğin eteklerine sildi. Kirpiklerim titredi, gerçekten böyle tutkuyla bağlı mıydı renklere? Altında bir eşofman altı vardı, muhtemelen uyanınca geçirmişti üzerine. Gece yanıma uzandığında pantolonu vardı.

Dudaklarım minik bir hareketle yukarı kıvrıldı. Sahi, gece birlikte uyumuştuk. Sadece, birlikte uyumuştuk. Bugüne dek bir erkeğin yanında sadece uyumak için hiç yatmamıştım. Ressam'ın da kadınlarla "sadece uyumak için" yattığını düşünmüyordum.

"Manzara güzel mi Öksüz?"

Yüz ifadem anında mahkeme suratına döndü. Konuşmayana dek onu seviyordum.

"Şaşırtıcı derecede yeteneklisin. İlla bir yere vuracaksan insanlara değil tuvale vur." Kemiklerim uzandığım pozisyondan sızlıyordu, kendimi döndürüp ayaklarımı yere sarkıttım ve ellerimi karnımın üzerinde birleştirip gözlerimi tavana diktim.

"Hangi manzaradan bahsettiğimi çok iyi biliyorsun." derken sesinden akan alay odayı hafifletti. Şimdi yağan yağmur ızdırap vermiyordu. "Fark etmediğimi zannediyorsun ama ben fark ettim."

Kanımdaki Yabancı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin