BÖLÜM -13-

720 67 22
                                    

Canım arveleslerim... Sona yaklaşıyoruz.

Sezon finalinde çok ağladım. Şimdi bunun sırası değil gerçi ama bu bölüm bi BOMBA var. Sizi seven Mahinev.


Kollarımı Balamir'in beline doladım, motorun üzerinde dengede kalmak kolaydı ama eğer düşersem onu da beraberimde düşürmeyi isterdim. Diğer yandan içten gelen bir güvenle bunu yapmayacağını biliyordum. Nasıl ve neden bilmiyordum ama biliyordum bir şekilde. O, henüz düşmeyecekti. Bir motorun üzerindeyken değil, amaçlarına giden o yolu hızıyla yutarken değil...

Ne Tomris ne de Aspar bilecekti ikimizin bildiği gerçeği, Çengel'in kızı olduğu gerçeğini. Çünkü bu gerçek, ikisinin gerçeğine uymayacaktı ya da Balamir kardeşlerini bu sırra ortak etmek istemiyordu.
Motorla yaptığımız yolculuk yaklaşık kırk dakika sürmüştü, sonunda geldiğimiz yer hurda arabaların sırayla dizildiği büyükçe bir arazinin ortasındaki depoydu. Motor yavaşlayıp durduğunda toprak yoldan kalkan toz boğazımı kaşındırmıştı am uzun bir süreden sonra ilk kez mutluydum.

Elijah'a bir adım daha yaklaştığımdan emindim, babamı köşeye sıkıştırdığımda ve onu köşeye sıkıştıranın terk ettiği kızı olduğunu anlayınca onu ikinci kez düşünmeden iteceğim o boşluğun hayaliyle yanıp tutuşuyordum.
Kaskı başımdan çıkardım, "Bu adamlara güveniyor musun?" diye sordum deponun girişinde oturmuş gözlerini bana dikmiş adamları işaret ederken.
Balamir onlara bakmadan kaskları yerine yerleştirdi. "Kimseye güvenmiyorum," dedi yalnızca. "Ama bu işten para alacaklar. Şafak herkese yüklü bir para vereceğini söyledi, yarısı hesaplarına yatmıştır. Anlayacağın diğer yarısı için birbirimize güvenmek zorundayız."

"Abi!" diye bağıran Tomris'in sesini duymamla başımı o tarafa çevirdim. Saçının bir kısmını tepesinde topuz yapmış, kalanını serbest bırakmıştı. Öndeki iki tutamıysa kalın birer örgü halinde iki yanına bırakmıştı. Egzotik güzelliği karşısında etkilenmemek elde değildi, saçlarının kızıllığı gözlerindeki öfke kadar koyuydu.

Balamir onu görünce gözleri kısılıp küçücük olana dek gülümsedi ve kollarını iki yana açtı. "Benim güzelim," dedi ona doğru koşan Tomris'i beklerken. Birbirleriyle sarılmalarını izledim, Tomris'in kollarını Balamir'in boynuna korkusuzca, sanki kendine ait sığınacağı tek limanmış gibi dolaması içimde bir şeyleri harekete geçirdi.

Babamdan bir kez daha ama bu sefer daha kuvvetli bir şekilde nefret ettim. Elijah'la böyle olabilirdik. Hatta en az bu kadar güzel olacağımıza emindim.

"Aspar yokluğunda her şeyi tıkır tıkır halletti," diye fısıldadı Tomris şımarıkça. "Gözüm üzerindeydi, seni hayal kırıklığına uğratmadık değil mi maviş?"

Balamir kız kardeşinin yüzünü ellerinin arasına alıp usulca alnını öptü. "Size güvenebileceğimi biliyordum."
"Ama ona güvenebileceğinden nasıl emin olabilirsin?" dedi Tomris bana hiç bakmadan yalnızca başıyla işaret ederek. "Onun kim olduğunu unutmuş gibisin."

Balamir derin bir nefes çektiğinde göğüs kafesi aldığı nefesin derinliğiyle şişerken vereceği cevabı merakla izledim. "Onun kim olduğunu unutmam için onunla tanışmam gerekirdi Tomris, işe bak ki Winona'yla bugün tanıştım. Sen de onu tanımayı dene, seversin."

Tomris'in iri mavi gözleri abisinin söylediklerinin üzerinde yarattığı şaşkınlıktan dolayı irileşti. Hafif aralık dudaklarından anlaşılmaz bir mırıltı döküldü. Bakışları hedefini şaşmayan bir ok gibi benim gözlerime saplandığında yalnızca, "Senin için deneyeceğim maviş. Ama hedefim yalnızca bir kez şaşar, umarım kendini güzel tanıtır."

"Hedefimiz aynı," dedim tatlı tatlı. "O yüzden dilerim hedefin bir daha şaşmaz."

"Hadi hanımlar," dedi Balamir yumuşak bir sesle. "Bir an önce planın üstünden geçmeliyiz."

Kanımdaki Yabancı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin