Selam arkadaşlar sizleri daha önce bilgilendirim ama yinede buradan ufak bir geçiş yapalım.Erzurum'un Ayazı kitabımda geçen Elif ve Cesur karakterlerim için ayrı kitap yazıcağımı belirtmiştim.
Bu kitapta öncelik olarak diğer karakterler im ile başlıyacağım.Cesur ve Elif hikaye ye daha sonra giriş yapacaklar.
Bölüm şarkısı: Sevcan Orhan:Evlerinin önü yonca
Sabah gözlerini açtığında dışarıdan gelen Seher'in sesiyle uyandı Asiye.Sanki konuşmasa dünyada yeri olmayacak diye geçirdi içinden.
Yan tarafına döndüğünde anasının da yeni uyanmış kendisini izlediğini gördü.Kesin oda Seher'in sesine uyanmıştı.
Yerinden doğrulup da bir yandan yatağını toplayıp diğer yandan da anası ile konuşmaya başladı.
"Ana ...kız bu Seher ne cadaloz öyle , sabah sabah kafamızı göçürdü.
Allah bunu alacak adama sabır versin.Yoksa çekilmez bu kızın çenesi."
"Deme öyle ona da kolay değil ki . Köyde adı çıktı evde kaldı diye .Bütün görücüler sana geliyo ama o bir kere bile sana öfkelenmedi kısmetimi kapatıyon diye .
O da böyle mutlu olmaya çalışıyor."
Hasret kadın her zaman konuşmazdı ama konuştuğu zamanda doğru konuşurdu.
Aslında Seher çok güzel bir kızdı .Uzun dalgalı saçları,mavi iri gözleri vardı.Sadece birazcık etine dolgundu.Köydeki kadınlar oğullarına kendi beğendikleri kızı alırlardı.Kilolu kızlar yerine ince belli kızlar onlara göre daha makbulmüş.Sanki kendilerine alıcaklar gibi kendi zevkine uyana talip olurlardı.
"Haklısın ana ben densizlik ettim."
Hasret kızina cevap vermek yerine yatağının yanındaki perdeyi çekip dışarıyı izlemeye başladı.
Asiye üzerini değiştirip dışarıya çıktığında yengesinin susamlı tandır yaptığını diğer yandan da Sehere sinirlendiğini gördü.
Ağzının içinden birşeyler söylüyordu çünkü.
"Hayırlı sabahlar yengem."
"Oy ! Senmiydin güzel kızım bende seni o yelleoz Seher sandım.Gene girdi bir deliğe çıkmıyor .
Anca ye, iç ,yat babam.Deli edecek bu kız beni.Yarın birgün evlendiğinde ne halt yiyecek bilmem.
"Öyle deme yenge o da iş yapıyor .Yoruluyor tabi bırak dinlensin ben sana yardım ederim."
"Hı ! görmesem inanacam .Kendi doğurduğumu bana mı satıyon kız sen ?."
"Estağfurullah yenge hiç öyle şey yapar mıyım ben."
Pişirdiğimiz tandırları bezin arasına alıp ayağa kalktı Asiye .Mutfağa geçip kahvaltıları hazırlar iken yengeside çardaktaki dağınıklığı topluyordu.
Asiye elindeki sofra bezi ile çardağa çıktığında Seher işin bittiğini görmüş olacak ki seke seke çardağa geliyordu.
"Ay canım kardeşim bana tandır mı yapmış?Kız beni bu kadar şımartmayın koca evinde de aynı ilgiyi isterim yoksa."
"Neredeydin sen yengem sinirliyidi sana ?"
"Aman onun her zaman ki halı boşver.
E getirsen kız sofrayı serelim karnım sırtıma geçti açlıktan."
"Hadi be ordan eminim sen birşeyler yemişsindir. Yoksa bu zamana kadar aç kalmaz yere yığıldı kalırdın.".
"Ay canım benim nasılda bilir kardeşinin huyunu.Tabi yedim kız sabah cebime kuru üzüm aldıydım onu yedim de aç yerime gitmedi "
Dediği ile ikiside aynı anda kahkaha atmaya başladı .Zarife yengesi yatak odalarından çıkıp yanlarına gelince eline aldığı süpürge ile Seher'i kovalamaya başladı.
"Seni eşşeksıpası seni bide işten kaçıyor.Kız sen kime çektin bilmem ki ."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahta'nın Tütünü (Sezon Finali)
Teen Fiction-Adıyaman'ın bir hikayesi var mı dayı? -Bu memlekette neden tütün ekilir bilir misin? Ciğerimizi yakmış sevdaların dumanı dışa vursun da bize kan kusturmasın diye.
