Bölüm şarkısı: Erdal Güney:Saklımdasın
Selam arkadaşlar uzatmadan konuya gireyim.Bol beğeni ve yorum yapmayı unutmayın lütfen ☺️Kısa ve öz. Takip ederseniz sevinirim.
Bademli hanesinde hazırlıklar tüm hızıyla sürerken hava kararmaya yakın bir zamanda işlerini bitirmiş kendilerini çardağa yorgun şekilde bırakmışlardı.Oturmadan önce de renk renk minderleri çardağın boş yerlerine sermişlerdi kalabalık olacakları için ancak yeterli olurdu.
Akşam gelecek olan köyün gençleri için çeşit çeşit yemekler , tatlılar hazırlamışlar gelecek olan misafirlerden önce birazcık dinlenmeye çekilmişti kadınlar.Herkesi şaşırtan şey ise bugün Seher'in hiçbir işten kaçmaması olmuştu.
Normalde iş yapmayı sevmeyen Seher elinden geldiğince işleri üstlenip en iyi şekilde yapmıştı.
Hatta Zarife kızının bu haline şaşırıp "gidip birkaç fakir fukara doyurayım,rabbim benimde yüzüme güldü"diye geçirmişti içinden.Asiye ise içinde ki mutluluğu tarif edemiyordu .Sevdiği adam evlerine gelecek onun yaptığı yemeklerden yiyecekti.Turan'ın birçok kez köyde yapılan düğün ve mevlüt yemeklerinden neleri sevip neleri sevmediğini öğrenmiş olan Asiye ;Turan için İçli köfte ,meyir çorbası bide kendi elleri ile burna tatlısı yapmıştı.
Turan'ın yemek yerken yüzünde oluşacak tebessümü düşünüyordu Asiye.Asker adamdı neticesinde her zaman istediğini yiyemiyordu o dağ başında."Kız Seher sofrada eksik birşey yok değil mi ?Rezil olmayalım misafirlere.
"Yok ana herşey tamam bir eksiğimiz yok."..
Yatak odasından elinde Cesur abisinin kendisine tahtadan yaptığı silah ile karşısındaki olmayan düşmanlara ateş açan Mıstık ağzından çıkardığı 'dıkşın,dıkşın'sesiyle evdekilerin kafasını göçürmüştü.
Zarife tam oğlu Mıstık 'a susmasını söyleyecek iken evin kapısı çalınmıştı.
Herkes oturduğu yerden kalkarak mutfak kapısının önünde dururken evin en küçüğü olan Mıstık kapıyı açmak için merdivenleri hızla inip kapıyı açmaya gitmişti.
Kapıyı açtığında ilk içeri giren Salih efendi kendisini Mıstık 'ın yanına atarak diğer misafirlere yol vermiş 'tekrardan hoş geldiniz 'diyerek içeriye davet etmişti.
İçeriye ilk giren kısa asker tıraşlı olan boyu hemen hemen Turan'a yakın iri bir adam girmişti.Yaşı diğerlerinden büyük duruyordu.Onun arkasından dört tane daha diğer adama benzen kişiler girdiğinde Asiye bu adamların Turan'ın ekip arkadaşları olduğunu anlamıştı.
Onların arkasında köyün genç delikanlıları gelip sofradaki yerlerini alırken Yengesi ile kızlar herkese 'hoş geldiniz 'diyerek karşılıyordu.
Gözü hala kapıda olan Asiye Turan'ı göremeyince üzülmüştü ki kapıdan önce Tahir ardından da Turan girmişti.
Turan üzerine kendine en çok yakışan asker yeşili bir gömlek altına da siyah keten bir pantolon giymişti.
Onu o halde gören Asiye derin bir nefes çekti içine.
Turan çardağa adım atmadan önce Asiye ile göz göze gelmiş birkaç saniye baktıktan sonra tekrar önüne dönerek kendi arkadaşlarının yanına oturmuştu.
Dayısı kapıyı kapatmış merdivenlere doğru gelirken çalınan kapı ile tekrar arkasını dönüp kapıyı açmıştı.
Gelen köye yeni tahini çıkan doktor Sinan 'dı.Asiye annesini kontrole götürdüğünde tanışmış idi doktor bey ile.
Pek nazik ,kibar bir beydi.Doktor Sinan önce dayısı ile el sıkışmış ardından merdivenleri aşarak kalabalığa karşı selam vermişti.
Doktorun selamını alan gençler çardakta uğultulu bir ses yükselmesine neden olmuştu.
Doktor Sinan bu kez de Yengesi ve Seher'e karşı ufak bir baş selamı vermiş Asiye de takılı kalan gözleri ile herkesin
duyacağı şekilde konuştu."Merhaba Asiye nasılsın iyisindir İnşaallah."
Asiye kendisne selam veren doktor 'a cevap vermeden evvel gözleri elinde olmadan Turan'ın yüzüne dönmüştü.Turan yüzünden hiçbir şey anlaşılmasa da bedeninin gerildiği sıktığı çenesinden belli idi.Asiye içinde bu duruma sevinerek doktor 'a cevap verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahta'nın Tütünü (Sezon Finali)
Teen Fiction-Adıyaman'ın bir hikayesi var mı dayı? -Bu memlekette neden tütün ekilir bilir misin? Ciğerimizi yakmış sevdaların dumanı dışa vursun da bize kan kusturmasın diye.