Katsuki'nin ağzından
Aizawa sensei antreman olacağını söylediği için sınıfça dışarı çıktık.
" Bu antermanda tek olmayacaksınız. Hepiniz için kendi özgünlüklerinize uygun rakipler ayarlandı. Şimdi ilk grubu açıklıyorum:
Todoroki
Iida
Sero
Uraraka
Ashido"
İsmini söyledikleri ağaçlık alana doğru yol aldı. Geri kalanlarda büyük ekrandan, ağaçlara,kayalara yerleştirilen kameralardan onları izlemeye başladı. Hemen yere oturup bağdaş kurdum. Benim gibi bir kaç kişide yere oturdu.
Sadece yarı yarıya yı izliyordum.
Yarı yarıya'nın karşısındaki adamın oldukça başarılı bir ekstra olduğunu anlamak için lanet Deku gibi inek olmaya gerek yok.
Yüzüne yumruğunu geçirdikten sonra yarı yarıya nın resmen nefes bile almasına izin vermeden karnına tekme attı pic kurusu.
Normalde yarı yarıya' nın onu hemen alt etmesi gerekti ama birşeyler ters gidiyor...
:
:
:
Todoroki'nin ağzından
Çeneme attığı yumruk ile yana düşmem bir oldu. Hiçbir fırsat vermeden karnıma tekme attı. Geriye doğru sendelerken...
"Bakıyorum da baban seni hiç zorlamamış. Oysa Todoroki ailesinden kendini geliştirmek için ölen bir çocuk vardı."
Dediği şey ile kalbime bir ağrı girdi. Şuan onun ağzını yüzünü dağıtabilirdim... Ama yapmadım. Neden bilmiyorum ama bunu yapacak güç bile bulamadım kendimde. Sinir bozucu bir kahkaha sesi kulaklarımı doldururken ayağa kalkmaya çalıştım.
Yakalarımdan tutarak beni havaya yükseltti. Yüzüme doğru eğilerek;
"Yoksa 'cani' ailenin masum çocuk rolünü oynayan sen misin ?"
"Hiç güleceğim yoktu . Ben buraya gerçek bir dövüş için geldim ama bakıyorum da bir 'Todoroki'nin' benden ders alması gerekiyor"
Dediği gibi yakalarımı bıraktı, ayakta durmaya çalışırken ayağıma çerme takarak beni sırt üstü yere yatırıp üstüme çıktı. Ardı arkası kesilmeyen yumruklar atarken özgünlüğümü unutmuş gibi sadece bileklerinden çekerek kendimden uzaklaştırmaya çalıştım.
:
:
:
Katsuki'nin ağzından
O yavsak, yarı yarıya'ya birşeyler dedikten sonra sırt üstü yere yatırıp üstüne çıktı. Güzelim yüzüne ve vücudunun farklı yerlerine yumruklar indirmeye başladı.
Yerimden bir hışımla kalkıp ağaçlık alana doğru koştum. Ne olduğunu bilmiyorum ama her ne olduysa yarım hiç iyi değil.
Koşarak çıktığım alandan ağaçlık alana vardığımda kameralardan nerede olduklarını bildiğimden direkt olarak oraya adımladım.
Oraya vardığımda o itin bileğinin donduğunu ve yarımın nefes nefese bir ağaca tutunarak, sakinleşmeye çalıştığını gördüm. Ara sıra öksürerek boğazını kaşıyordu...
Boğazı kızarmış siktigimin iti boğazını sıkmıştı.
Bileğindeki buzdan kurtulmuş ve sinirli bir şekilde yarımın üzerine yürüyen çocuğu görmem ile bir saniye bile düşünmeden yüzüne yumruğumu geçirdim.
Geriye doğru sendelerken onun gibi asla beklemeyerek karnına tekme attım. İki büklüm olmuş midesini tutarken tam çenesine sert bir yumruk geçirdim. Dizlerinin üzerine düşünce saçlarından tutup yüzüne baktım. Kim olduğunu bilmiyorum ama yeni düşmanım olduğunu biliyorum. Yüzüne doğru avuç içimi kaldırdım ve bir patlama yarattım.
Arkamdan gelen bilmem kaç kişi beni geri çekmeye çalışıyordu. Kolumu sertçe savurmam ile hepsi geriye adımladı. Hemen ayağa kalkıp yarımın yanına gittim. Bana , her zaman herkese duygusuz bakan gözleri bana üzüntü, şok ve korkuyla karışık bakıyordu.
" Ne yapıyorsun sen!"
Sesindeki titremeyi duymazdan gelemeyerek şokla gözlerimi araladım.
"Ne yani bıraksaydım da seni öldürse miydi?!"
"Sen ne zamandır beni düşünüyorsun Bakugou?"
"Seni düşündüğüm falan yok"
Koca bir yalan
"Adama karşı çıkmadın sana birşey olu- YANİ!! Kimse benim sınıfımdaki ekstraların canını yakamaz. Hem başka bir şey olduğu belli asla karşılık vermedin. Aklından ne geçiyordu senin?"
"B-ben"
Derin bir nefes alarak;
"Anlatmak zorunda değilsin"
Dedim.
Bana öyle bir baktı ki... Şaşırdığı belliydi ve çok tatlı gözüküyordu ...
"Teşekkür ederim... Bakugou..."
512 kelime
