Kırık Bebek 🙋

Ali ve Ayşe

- Git başımdan.

Öfke ile bağırdım. Ali'nin gözlerinin mavisi değişti. Çenesini sıktı. Gözlerindeki detayı seviyordum.  Başparmağı dudaklarıma değdi. Az sonra olacakları ona bakmaktan dolayı tahmin edemedim. Gülümsedi ve başını salladı. Daha ne olduğunu anlamadan sırtımı duvara yasladı. Ali'nin elleri hareket etmeye başladığında ağzımı kapatan avucunu ısırmak istedim. Ayaklarım kurtulmak adına tekme atma savaşı verecekti.

Vücudum bana yapacak olduklarını düşündükçe titredi. Ama biliyordum. Ben ona sekste bağlı olan tarafta yer alıyordum.

- Benimle böyle konuşur isen sadece tahrik olurum Ayşe.
Sesindeki kendinden emin tavır beni perişan etti. Çünkü; o konuşunca hormonlar benden asla yana olmuyordu. Kavga ettikçe canım onu öpmek için ayrılıp gidiyordu karşısına. Kontrolü kaybettim Ali'nin ses tonunda. Kalbim hızlı atarken istediğim şeyin ne olduğunu biliyordum.
- Şimdi hazır isen seni bırakıyorum.

Vücudum duvardan kurtuldu ve Ali bana yatak odasını gösterdi.
- Uslu olmaz isen istediğini sana veren tarafta yer almam.
Hep bir tehdit hep bir ego.
Küfür ettim ona.
Ali kahkaha atarken alarm sesiyle gözümü açtım yatakta.

Güçlü kadınların yenilmez olduğunu söyler her biri. Yüzlerini görmek yasaktır bize. Tam olarak tutunacak dalı olmayanlar daha sert çarpar zemine. Benim adım Ayşe.
Almanya'da yetimhanede kimsesiz olarak büyüdüm. Annem hakkındaki bilgiler hep aynı. Şapka takan ve uzun boylu genç kadın seni getirdi buraya. Annen olduğunu söyledi bize. Vicdansız kolyesini bana bırakıp gitmişti. Kolyeyi takmıyorum. Ondan bir parça beni ezik yapar. Hiçbir şartta yenilmek yakışmaz bana.

Ölümcül bir makineye dönüşmek ondan kolay oldu. Babamın kolları beni atmadı omzuna. Sokaklarda çocuklar Noel'de hep gülerdi. Biz yetimhanede büyüyen çocuklar ise kapıya bakardık. Biri gelse ve bizi alsa buradan. Sıcacık evimiz olsa diye dua ederdik. Şimdi soğuk ellerim. Bitkin hep saatler.

Alarm sesiyle uyanır uyanmaz saçımı topladım. Elimi yüzümü yıkamadan tableti açtım. Takip cihazının sinyallerine göz attım. Adam iki gecedir aynı bara gidiyordu. Bar hakkında kısa bir araştırma dün yaptım. Bira içme bahanesiyle girdim içeriye. Bar değil kocaman bir saray. İlk katında alkol servisi var. İkinci katı sadece gece açık. Eğlence düzenleniyor veya parti. Çatıya ise sevgiler gidiyor yalnızca. Geveze garson bana nerede ise tüm binanın temeline dökmüş oldukları çimento sayısına kadar detay verecekti.

Adamın bar sevdiğini biliyordum. Özgeçmişini okumuştum. Benim için alkolik olmasının önemi yok. Deponun yerini tespit için bekliyorum. Bugüne kadar iki adrese gittim. Birinden boş döndüm. Emirleri çiğner isem patronum kızar. O yüzden ikinci adrese şansım yaver gider ise beni adam götürecek.
Çabucak elimi yüzümü yıkayıp ardından makyaj yapıyorum.

Geçmişi düşününce adam ellerimden kaçtığı için ceza almıştım. Türkiye'de yaşayan sevgilim Efe'nin yanına gidemedim. Telefonum alındı. Sonuç mu ? Efe terk etti beni. Dolabı açtım. Efe'nin hediyesi olan siyah dar elbiseyi giyindim. Külotlu çorap sonrası yanımdan eksik olmayan bıçaklar devreye girdi. Silahsız gider isem sağ çıkamam. Her ihtimali göz önüne alacaktım. Çantamı kapattım. Saçımı dağınık topuz yaptım. Yanıma kaban aldım.

Evden çıkmadan önce Kapadokya'ya Efe ile çekilmiş olduğumuz resime baktım. Sanki orada çok mutluyum. Şimdi ise katillerin soğukkanlı duruşuna sahipti gözlerim. Eve gelince resmi atacağım çöpe. Gözlerime yaklaşan tuzlu suyu bırakmam istemiyorum. Ağlamak yakışmaz bana. Efe sahip olduğum en iyi insandı gezegende. Çorba yapardı bana. Yara alınca düşmüş olduğumu söylerdim. Doktora gelirdi benimle. Ben gözümü onunla açtım.
Evin kapısını kapattım. Asansörün gelmesini bekledim. Kendime satın aldığım bu evi Efe'ye vermiştim. Efe beni ister ise bugün dışarıya atar. Gözümü kırpmadan öldürülmek için onu tetiğe basarım.

Ölür gider isem Efe'ye avukat ulaşır ve zengin olur. Her iş için milyon dolar alıyorum. Ara sıra yatırım yapıyorum. Dikkat çeker isem kimliğim açığa çıkar. Asansör geldiğinde kapı açıldı. İki sevgili öpüşmek ile meşguldü. Beni gördüklerine memnu olduklarını söyleyemem.
Asansör yukarıya çıktığında onlar indi. Tek başıma kalmıştım yine. Asansör zemin katta durdu. Güvenlik görevlisi Alex karşıladı beni. Anahtarı ona teslim ediyordum.
- Bayan Samyeli. Yine mi ?
- Alex. Sık sık anahtar kestirmeye gidemem. Akşama alacağım nasılsa senden.
Alex güvenilir bir adam. Evime hiç girmeye kalkmadı. İki kızı var ve eşine aşık. Onların mutlu yuvasına bir kez davet edildim. Benim kim olduğumu öğrenmiş olsaydı kesinlikle Alex beni evine almazdı.
- Bara mı gideceksin bayan Samyeli ?
Alex'in sezgileri çok kuvvetlidir. Ya da benim cümlelerim fazla açık. Bara gidiyorum diye adam öldürmeye giden başka katil yoktur. Gülümsedim.
- Biliyorsun müziğin sesiyle ritim tutmayı severim.
Alex anahtarı saklarken ben çoktan dış kapıdan çıkmıştım. Araba yerine taksiyle gidecektim. Şehri bilmeyen ama eğlence isteyen o kız görüntüsünü artık yakınım.
Bara girer girmez ağır parfüm kokusu burnuma geldi. Bara girince geçen sefer bana bilgiler veren garsonu gözlerim aradı. On dakika sonra elindeki tepside biralar ile gelirken gördüm onu. Aradığım adam üst katta mıydı ? Yoksa çatı katında mı diye merak ediyordum.
Garson geldi ve bana selam verdi.
- Çok seksi oldun. Seni hatırlıyorum.

Elbette benim kadar güzel bir kızı tüm gözler hatırlar. Onunla flört ediyor gibi davranmanın bana faydası olacaktı.
- Adını söylemedin bana ?
- Ali.
Barın diğer tarafına geçti. Bana bir meyve suyu uzattı.
- Portakal suyu sevdiğini söylemiştin. Böğürtlen ve vişne karışımın hazır.
Esmer uzun saçlarını bugün arkadan bağlamıştı Ali. Pek yakışıklı adamlardan değildi. Ama gözleri onu farklı kılıyordu.
- Hiçbir yerde seni bulamadım.
- Beni mi aradın ?
Ali'nin peşime düşme sebebini merak etmiştim. Dikkatli olmaz isem adam buhar olup uçacak.
- Bugün ikinci katta parti var mı ? Eğlenmeye geldim bara.
Ali telefonuna baktı. Sosyal medya hesabını gösterdi bana.
- Senin resmini güvenlik kamerasından aldım. Flört etmek için mesaj yazacaktım. Görüntü uzak olunca bulamadım.
Ali ile ilişkiye girecek değildim. Dediklerine aldırış etmezdim normalde. Eğilip bana fısıldadı.
- Aradığın adam tuvalette. Ayşe Samyeli.

Elimde tuttuğum meyve karışımı bardağı yere düştü. Çantamı dokundum hemen.
- Merak etme. Patron beni sadece koruma amaçlı saldı peşine.
- Bana bilgi kimse vermedi.
- Bir kez hata yapan kişiye ekip ikinci şansı vermez Ayşe.
Bira döktü bardağına. Gülümseyip bir yudumda birayı bitirdi.
- Ben onu hallederim.
Lanet olsun. Ekip beni kara listeye mi atmıştı ? Ama neden ki ? Bir kez işi berbat etmiştim. Kafamdan sorular geçerken Ali başka bir adama selam verdi. Gözden kayboldu. Tedirgin oldum.
Ali siyah bir gömlek giyinip geri geldiğinde yanıma sokuldu.
- Sevgilim harikasın. İyi ki beni bara ziyaret etmeye geldin.
Dudağıma yapıştı. Çantadan silahı çıkarttım. Ali'nin karnına değdi tetik. Ama Ali dudağımı bırakıp kulağıma fısıldadı.
- Tahrik olma Ayşe. Sadece sevgili rolünde oyna benimle.
- Sana ihtiyacım yok Ali.
- Rica ederim Ayşe.
Kendimi berbat ve acemi katil gibi hissettim. Ali ise elimi tuttu.
- Benim dışında kimseye güvenme Ayşe. Senin dostun olduğumu unutma. Şimdi silahını çantaya koy hemen.
Emir sadece patrondan alırdım. Şimdi arkamda Ali vardı.
Ayağa kalktım ve bardan çıkmak için yürüdüm.
- Ali. İş senin. Evime dönüyorum.