Ali ve Ayşe

642 55 10
                                    

Bardan çıkar çıkmaz etrafa göz attım. Barın kenarındaki Noel için süslenmiş çam ağaçlarının arkasına geçtim. Ali adamı öldürüp çıkmaz ise fişi çekerdim. Deponun yerini bulmak istiyor ise patron adamın çıkışına herkes onay verirdi. Tıpkı benim gibi.

Noel ağacının yanında beklerken siyah bir araba geldi. Bara doğru yürüyen on kişilik grup dikkatimi çekti. Adamın sahip olduğu mafyaya ait tiplere benziyordu gelenler. Bara girmenin bir yolunu ararken çöpleri atan adamı gördüm. Kapı açıktı. Arka kapıdan girip adamların neler konuştuğu öğrenmem mümkündü. Bir adım atmıştım ki içeriye giren adamların beş tanesi arka kapıdan çıkmıştı. Büyük balık yoksa bara mı geliyordu ?
Arkamdan gelen ayak sesini duymuştum. Daha dönemedim yüzümü Ali ağzımı kapattı.
- Sessiz ol Ayşe.
Elini bıraktığında ona küfür ettim. Ali ise bana telefonunu gösterdi. Patron mesaj atmıştı Ali'ye. Resimdeki adamın sadece uzağa bakarken resmi çekilmişti. Boynunda sekiz dövmesi vardı.
- Patron adamı istiyor. Depoyu unutun dedi.
- Adamı nerede bulacağız ?
- Onlar geldi ise büyük balık geleceği içindir. Şimdi bara dönüyoruz. Ben önden gideceğim. Ve kesinlikle seni tanımıyorum.

Ali'nin tavrını benim için üzücü değildi. Kimseye katil iseniz güven duygusu oluşmaz. Öldür, temizle, kurtul üçlemesi vardır bizim işte. Yere öfkeyle basan ayaklarım adrenalin dalgasıyla çalkalanan bir vücut ve hepsinin bitmesini isteyen ben. Doğruca tuvalete gittim. Aynaya baktım.
- Sekiz dövmeli adam benim.
Olumlu telkin işe yaradı. Tuvaletten çıkar çıkmaz onunla burun buruna geldim. Yanımdan geçerken bana göz attı. Barın ikinci katından müzik sesleri geliyordu. Ali'de üst kata çıkıyordu. Öyle ise oyun başlasın.

Tuvaletten dönerken saçlarını ıslatan mafya lideri maksimum yirmi dört yaşında vardı. Tıraş olmuştu. Kahverengi gözlere sahipti. Barmen ona votka uzattı. Boynundaki dövme resimden daha kaliteli duruyordu. Hangi sanatçı yaptı ise dövmeyi işinde iyiydi. Basit bir dokunuş değildi dövmesi. Kolundaki akıllı saatine baktı. Ardından sanki onu izleyen bir çift gözün varlığını anlamıştı.

Bakışları yakıcı ve kesinlikle o çekici biriydi. Vücuduma dokunsun istedim. Efe öpüşmeye başlarken benimle hiç yangın duymadım göğsümde. Adamın bakışına şehvet duymuştum. Kahverengi gözlerine gün boyunca aşkla bakardım. Mafya liderine aşık katil olur muydu ? O da sarsılmış gibiydi karşımda. Gergin ama lider olduğunun farkında. Alfa erkeğine pas verir isem sonu yatakta biterdi. Votka ile yanıma geldi. Özgüveni yüksekti.
- Gözlerini çeker misin benden ?

İletişime geçme çabası güldürdü beni.
- Bakışlar kalbim aynası diye boşuna söylenmiş sözlerde seni buldum.
- Yok canım.
Yanıma geldiği gibi gidiyordu. Ali sırıttı bana. Büyük balık radara girip çıkmıştı. Kaybetmiş olduğuma emindi bizimkisi. O adam tekrar gelecekti yanıma. Yoksa gözlerimi çekmeyi değil ömrünü silmeyi göze alırdım. O mafya ise bende kurşunları olan kadınım. Efe ile eğlenceli saatlerimizi düşündüm. Bara gitmedik hiç. Dilek feneri uçurdum onunla.

Oturduğu yerden elbisemi süzen mafya lideri dövmeli sekiz için bacak bacak üstüne attım. İstiyor ise beni almaya gelmeli. Yanına başka birileri gelmişti. Votka bitmişti bardağında. Ali ise telefonundan mesaj yazıyordu birine. Patronun onu kaideye alması sinir bozucu.
Ali ve ben onun için gelmiştik. Sekiz dövmesini ben incelerken takip ettiğim adam bağırdı.
- Limandan ben geçmedim patron. Bize oyun oynuyor bunlar.
İki adamına emir verdiğinde mekana sonradan gelenlere silahlar gösterildi. Bar onun umrunda değildi. Ali ve benim dışında eğlenen insanları kaideye alacağını düşünmedim. Acımasız mafya liderlerinin düşündüğü tek şey çıkarları olurdu.

Ayağa kalktım ve müziğin ritmine bıraktım kendimi. Alacağımız adam gelmişti bize. Ali ile ikimizin artık depo sıkıntısı yoktu. Rahatlamış olarak dansı sürdürdüm. Oynarken Ali'nin yerinde olmadığını gördüm. Kahretsin büyük balığın yanında adamlarda gitmişti. Panik yapma dedim kendime. Müziğin kapanması ve ardından adamlardan biri bağırdı İngilizce.
- Go away.
Eğlenen kalabalık koşar adım ilerledi.  Bende masadan eşyalarımı alıp gidecek iken mafya liderinin iki adamını gördüm. Ali'nin yüzü dağılmış ve adamların kollarında geliyordu. Masaya yaklaştım. Mafya liderinin sesini duydum.
- Bir yere gitmiyorsun.
Duymamış gibi yaptım.
- Bir adım daha atar isen arkadaşın gibi sende ölürsün.

Bıçakları hep severdim. Ali öter ben ise asla.
- Neden söz ettiğinizi bilmiyorum.
Ali için yapılacak en doğru hamleyi biliyordum.  Sağ elimi değen bıçağı fırlattım.
Ali, iki adamın kollarının arasında can verirken mafya liderine sol elimle diğer bıçağı gönderdim.
Bacağına gelen bıçak hedefini vurma konusunda benden daha becerikli olurdu.
- Bebeklerim için teşekkür etmeyecek misiniz ?
Çantamı aldım ve biliyordum artık ateşin ismi vardı gözlerimde.
Bardan yükselen silah seslerine kaçan kişilerin çığlıkları eklendi. Mafya lideri bıçağını çıkarmıştı. Saklanmış olduğum kolonlara doğru bağırdı.
- Tek başına asla kaçamazsın. Teslim ol.
Cevabım başka bir bıçağı göndermek oldu. Adamları gönderdiğini biliyordum. İki adamı öldürdüm. Yakalanmak için eğitim görmedim.
Mafya lideri küfür etti ve teklifini yeniledi.
- Seni sağ bırakmak isterim. Sadece kim için çalıştığını bilmek istiyorum.
- Sence hepinize yeterli değil miyim ? Ölüm isteyen gelsin buraya. Şimdi teslim oluyorum.

Kolonun arkasından çıktım. Mafya liderinin yanındaki üç adama baktım.
- Bardan gider isem karizma sağlam kalır sekiz.
- Benim adım sekiz değil ?
- Anthony Anderson.
- Adımı biliyorsun.
- Patronum seni istiyor.
- Öldürün şu kadını.
Yanlış cümle. Ona sıktım. Sol omzuna gelmişti. Yanındaki üç adam bağırıyordu.
- Patron iyi misin ?
- Adamlar niye gelmedi ? O kızı canlı istiyorum.
Yeterince kurşun yoktu yanımda. Bar sandalyesine çantamı bıraktım. Kaçmak istiyor isem elbisemi çıkardım. Sandalyeye astım. Tayt ve atlet ile tuvaletin arka camından burayı terk edecektim.
Tuvalete koştum. Mafya lideri peşimden geldi.
- Kuşlar sadece kafesi açık bırakır isem gider.
Saçımı çekti. İkimiz dövüşmeye başladık. Yaralı bir kurt kadar bünyesi sağlamdı. Dudağıma gelen yumruk ile geriye düşerken o beni tuttu.
- Kimsin ?
- Niye umrunda olacak ?
Mafya lideri bileğimi tuttu.
- Suikast için eğitim aldın. Öyle ise ailen yok.
Dudağımda akan kanı silmeye çalıştı. Mafya liderinin içindeki iyilik perisi hareket etmişti sanki.
- Annen seni yetimhaneye mi bıraktı ?
- Niye soruyorsun ?
- Gözlerin. Ünlü bir mafyanın sevgilisine benziyor. Babam ona aşıktı. Kadının resmi hala evimizde. Sen onun kopyası gibisin.
- Ben mi ? Sanmıyorum.

Annemin mafya liderinin sevgilisi olması çok uçuk olurdu. Üstelik Anthony Anderson'un babası yine anneme mi aşıktı? Böyle şeyler dizilerde olurdu ancak.
- Patronunu tanıyor musun ?
- Hayır.
Omzundan akan kanı görmüyor muydu ? Sanki tanrıça vardı karşısında. Yoğun bakışlardan çıktım.
- Kan kaybından öleceksin sekiz.
Mafya lideri kollarıma yığılır iken adamları yardımına koştu. Yaşadıklarım bana fazla gelmişti. Kargaşadan payıma düşeni aldım. Bardan koşarak kaçtım. Telefonum çalıyordu. Arayan patronum bağırdı.
- Ali nerede ?
- Öldürdüm.
Telefonu yüzüne kapattım. Mafya liderinin şefkati olmamış olsaydı zaten bardan morga gönderilmiş olurdum.
Canım sıkılmış şekilde Alex'den anahtarı alıyorum. Barda kavgaya karışmış olduğumu duyunca Alex üzülüyor. Evimden içeriye giriyorum.
Bilgisayarı açıyorum. Patrona durum raporunu veriyorum. 
- Ayşe daha fazla yardıma ihtiyacın olduğunu defalarca sana söyledim.
- Tek çalışacak olduğumu biliyorsun. Ali bana ayak bağı oldu.
Ertesi sabah Ali'nin defin işlemlerini halletmek üzere evden çıkıyorum.
Patron ile köprünün altında buluşmaya gidiyorum. Yüzüne taktığı maskeleri hiç sevmiyorum. Patron Asla kim olduğun birisi görsün istemez.

Kırık Bebek 🙋Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin