Kırık Bebek 🙋

Ace

Adı Ace ve benimle aynı müzik grubunu seviyor. Sadece Almanca dersinde aynı sınıfı paylaşıyoruz. Okulun en popüler isimlerinden biri. Benim dikkatimi ise mavi gözleri çekmişti. Benim gibi bir kıza dönüp bakmayacak olduğunu biliyorum. Herkesin giydiği giysiler bizim evin bir yıllık kirasını öder. Üstüne burslu olarak geldim okula. Fakirler diye bizi aşağılayan grupla Ace oldukça samimi.

Ace geçen kış kar yağdığında beni evime bırakmayı teklif etmişti. Önce kabul etmedim. Hava soğuktu ve kar gittikçe artıyordu. Ace son kez teklifini yeniledi. Mecburen bende kabul etmiştim. Islanmış olduğum için arabasına biner binmez sıcak yüzüme vurmuştu. O yasak bir elma. Ben kül kedisi. İkimizin birbirine dokunmasına imkan yoktu. Ace'de zaten bu durumu daha kötüye getirdi benim açımdan.
- Seni arabaya aldığımı kimseye ötme. Erken öten horozun başı kesilir. Duydun mu ?
Başımı salladım.
- Neden saçlarını ikiye bölüp örgü yapıyorsun ?
Annem böyle okula beni göndermeyi severdi.
- Annem yapıyor saçlarımı.
- Geçmiş saç modası seni daha ezik yapıyor.
- Asıl eziklik nedir biliyor musun Ace ? Marka giyinip içi boş gezen bedenlerin kendileri model sanması. Çöplerin arasından ancak hurdacı çıkar. Siz fakir diye bizi gördükçe sadece karakterinizin erimesine vesile oluyorsunuz.

Ace yağan kardan dolayı kapanan trafiğe baktı.
- Seni arabaya almamış olsam donarak can vermiş olurdun.
- En azından ben şerefli ölmüş olurdum. Annem kanser hastası benim. Kimse onun ilaçlarını karşılamak için adım atmıyor. Binlerce kez yetkili mercilerin kapısını çaldım. Kovuldum.
Ace sanki biraz değişmişti. Yutkundu.
- Babamı iki yıl önce kaybettim. Akciğer kanseri olmuştu. Annem ile ikisi her türlü yöntemi denedi. Ölüm geldi ise para fayda etmez. Tanımadan sana tepeden bakan insanların yaşadığı binlerce travma var.

Arabadan inmeden önce tuşlu telefonumu istedi benden.
- Veremem.
- Öyle ise numaramı kaydet.
Ace ara sıra bira içtikten sonra beni arardı. Okulda ise hiç bakmaya tenezzül etmezdi. Bugün bana mesaj attığında yemekhanede oturuyordum.
- Resim odasında seni bekliyorum.
Ace'nin yanına giderken sağa sola baktım. Kimse bakmıyordu bana. Odanın kapısını açar açmaz Ace beni öpmeye başladı. Kapıyı kilitledi. Neden böyle yaptığını bilmiyordum.

Geriye çekilmek yerine öpücüğün tadını çıkartıp ona karşılık verdim. Biri bizi pencereden görür ise okul hayatım biterdi. Ace sanki durumum farkına varmıştı.
- Ben seni kıskandım. Başka bir erkeğin yanında seni görmek istemedim.
- Gabriel ile sadece Matematik problemi hakkında konuştuk.
- Tüm problemlerini bana anlatır mısın ?
- Ace. Biri bizi pencereden görür.

Pencerenin perdelerini Ace çektiğinde  loş bir ortamda ona bakıyordum. Beni resim çizdiğimiz uzun masaya yatırdı. Elindeki kalemi giydiğim eteğin üstünde gezdirdi.
- Beni istediğini söyler misin ?
- Çizerek göster Ace istediğini beni.
Ağzıma kurşun kalemi bıraktı. Külotlu çorabı çekip bileğime karar getirdiğinde Ace derin nefes aldı.
- Teninin rengine bitiyorum Siyam. Hep çikolata renginde sevgilim olsun istedim. Şimdi onu buldum.

Eteği indirdiği ve iç çamaşırın üstüne öpücük kondurdu.
- Benim olmak istediğini söyler misin ?
Kalemi aldım ağzımdan.
- Ace istiyorum seni içimde.
- Başka biri ile birlikte oldun mu ?
- Hayır.
- Öyle ise bu doğru olmaz.

Ace ardından iç çamaşırı biraz aşağıya kaydırıp eliyle hassas noktam üstüne yuvarlak şekiller çizdi.
- Siyam seni böyle bırakıp gitmek zorundayım.
Ace kapıyı açıp gittiğinde bir sızı vardı içimde. Toparlanıp sınıfa doğru yürüdüm. Son ders film izlemek için konferans salonuna giderken bir el beni çekti.
- Geliyorsun Siyam benimle.
- Nereye ?
Okulun kütüphanesine giden yolu biliyordum. Ace kütüphanenin açık kapısının arkasına koltuğu bıraktı.
- Şimdi herkes aşağıda Siyam. İnleme sesini duyacak kimse yok.

Vahşi şekilde beni öpmeye başladı. Ellerimi ondan uzak tutmak yerine pantolonu çıkarmasına yardımcı oldum.
- Siyam. Benim çikolata kadar lezzetli sevgilim. Aletim senin için çırpınıyor.
Bacaklarımı masanın üstünde iken ikiye ayırdı. Diliyle önce yaladı vajinayı ardından girdi. Aşırı acıdım. Gözümden damlayan bir damla yaşı sildi. Dudağıma yapıştı.
- İlk giriş acıtır bazen. Unutacaksın Siyam. Zevk seni götürecek kadınlığa. Sonrasında seni doldurmak için bana muhtaç olacaksın.
Agresif seksin sonunda Ace'nin yüzünden terler damladı. Onun bana göre ciddi duyguları yoktu. Sadece cildimi sevmişti. Kapıyı açtığında ikimiz birbirimizi yine tanımıyor gibi yapacaktık.
- Siyam. Her santim seni aletim ölçtü. Akan suyuna bitiyorum.

Ace okul bittiğinde Siyam ismini hatırlıyor muydu ? Hiç sorma şansım olmadı. Mezun olduğum yaz Gabriel ile birlikte garson olarak iş bulmuştuk. Gabriel öğleye kadar çalışıyordu. O gün annem çok hastalandığı için işe gidemedim. Gabriel benim yerime mesaiye kaldı. Böylece bende haftasonu fazladan çalışmak zorundaydım. Ace'nin arabasını görünce şaşırdım. Üstelik yanında bir kız vardı.
- Bize sucuklu orta boy pizza. Ve iki tane soda.
Siparişleri aldığım saniye işten çıkıp gitmeyi çok isterdim. Onları öpüşürken gördüm.
Masaya verdiklerini siparişleri bırakırken Ace'ye baktım ve garson kimliğine geçtim.
- Afiyet olsun.
- Siyam. Bana ketçap getirir misin ?
- Elbette.
Bu kısa konuşma yanındaki sevgilisinin hoşuna gitmemişti.
- Garson kızla senin Ace ne işin olabilir ? Haftaya nişan için bize gelecek ailen.

Arkamı dönüp giderken yıkıldım. Akan yaşlarımı gizledim. İki hafta geçmişti. Annem vefat ettiği için evde hüngür hüngür ağlarken telefonum çaldı. Ace arıyordu.
- Ne istiyorsun yine ? Yeter Ace. Arama beni bir daha.
Telefonu kapattım. Bir saat sonra evimizin kapısının zilini alacaklı gibi çalan isim Ace olmuştu.
Kapıyı açar açmaz dudağıma yapıştı.
- Kahretsin. Seni seviyorum Siyam. Başkalarında seni aradım ama yapamadım. Sadece takılmak istemiştim sana.
Titreyerek odama koştum. Yatağıma uzandım. Yastığa sarıldım.
- Siyam. İyi misin ?
- Annem öldü Ace.
- Ben ne söyleyeceğim bilmiyorum. Çok üzgünüm. Yanlış bir zamanda geldim yanına.

Sonraki tüm zamanlar bize doğru gelecekti. Ace ailesinin tüm itirazlarına rağmen benimle evlendi. Arabasının anahtarını teslim etti babasına. Ace ailesinin çevresi sayesinde bir ofiste sekreter olarak çalışmaya başladı. Böylece tek kişilik odadan daha büyük bir daireye çıkmıştık. Bir mutfak ve iki mini odamız olmuştu.
Ace çalışmama karışıyordu. Fakat kira için mecburen çalıştım. Üç ay sonra hamile kalmıştım. Doğum kontrol hapı kullanıyor olmama rağmen test pozitif çıkmıştı.

Ace'nin ailesi hamile olduğumu öğrenmişti. Bir gece Ace annesini aradı. Ve büyükanne olduğunu söyledi. Bebekler rızkı ile doğar diye annem bana nasihat verirdi. Ace'nin ailesinin oturduğu saray yavrusu evde oğlum Ethan doğmuştu. O sabah sancı ile uyandım. Ace hemen beni doktora götürmek için yataktan kalktı. Ama Ethan aceleci davrandı. Doğum için bana Ace'nin annesi yardımcı oldu. Evlerinde çalışan eski ebe Eleni bana oğlumu verdiğinde gözlerimden akan yaşlara engel olamadım.
Şimdi evin en değerli üyesi oğlum Ethan. Tenimi çok seven eşim oğluma sütlü çikolata ismini verdi. Kucağından asla bırakıp işe gitmek istemiyor. Şirketteki toplantıları ihmal ettiği için babası geçen Ace'ye kızdı.
- Sen doğdun. Yönetim kurulunun toplantısı vardı. Deden hemen geliyorsun dedi Ace.
- Karımı tek bırakamam. Oğlumun bakımı ile yakından ilgilenen baba olacağım.

Babası gülümsedi ve Ethan'ı kucağına aldı.
- Ethan sende baban gibi olma benim akıllı torunum.
Siyam olarak şimdi aynada kendime bakıyorum. Ace kucağında oğlumuz ile bahçede. Ben ise kızımızın cinsiyet partisi için aldığım iki elbise arasında kararsız kalıyorum. Krem mi yoksa beyaz mı ?