Fici unutmusum naber
Bozulan moralimle sandalyede otururken Jisung ve Seungmin sohbet ediyorlardı.Felix de edebiyat hocasının yanına gitmişti.
Moralimin neden sabah-sabah bozulduğunu bilmiyordum ancak 2 gün olmuştu zaten mutsuz olmaya devam etmem.
"Pişt" diyerek bacağıyla benim bacağıma temas eden Jisung'a bakmış ve düz bir sesle "Ne var?" diye sormuştum.
"2 gündür halsiz gibisin,sorun ne?"
Jisung'un konuşmasını beklerken Seungmin'in konuşmasıyla kafamı sola çevirmiş ve oynatmıştım.
"Sorun yok sadece hava kötü diye ruh halimi etkiliyor."
Cevabımdan sonra memnuniyetsizce kafasını sallamış ve masada sessizliğin oluşmasına neden olmuştu.
Dakikalarca devam eden sessizlik sonrası Jisung heyecanla sandalyede dönmüş ve ellerini masaya destekleyerek bana bakmıştı.
"Hyunjin ile ne zaman barışacaksın?"
Gelen soruyla birlikte kafamı sallamış ve ellerimle oynamaya başlamıştım.
"Asla." demiştim sonra birden.
İçimden geçmişti ve demek istemiştim.Arkadaşlarımın her gün aynı soruyu sorması da artık sinir bozucu bir durum olmuştu."Çocuk ruh gibi geziniyor ve belli ki seninle bir alakası var.Pişman olmuş ve gururuna yedirip özür dilemiş,senin onu bağışlaman en doğrusu olmaz mı sence?"
"Bu benim hayatım ve benim kararlarım,Jisung.Eğer onun hatalı olduğunu düşünüyorsam kimsenin buna karışma hakkı yok."
"Karışmıyorum zaten.Sadece abartıyorsun."
Abartmak?
Sinirle ayağa kalkıp bana doğru kafasını çeviren Jisung'un üzerine eğildim.İnsanların benim fikrime saygı duymaması en sinir bozucu olaydı benim için ve susmayacaktım da.
"Abartmıyorum sadece siz gurursuz insanların tekisiniz.Birileri size el kaldırıp sonra özür dileyince bunu normalleştirip hemen yumuşuyorsunuz ve bu ezikçe."
Dediklerimden sonra sandalyeden hemen kalkıp sinirle üzerime gelen Jisung ile histerik bir gülüş attım.Kelimelerim doğruydu ve bunun için tartışacağımızı çok iyi biliyordum.
"Bana bak,Jeongin. Sırf küçüğümüzsün ve hakkında fazla şey bilmiyoruz diye susuyorum ancak haddini aşma!"
"Ne yaparsın haddimi aşsam? Sende mi yumruklarsın ?"
Konuşarak üzerine yürürken ilk gerilemiş sonra adımlarını durdurumuştu önümde.Elleri göğüs kafesimi bulduğu gibi ittirmiş ve kelimelerim kadar güçlü olmayan zayıf bedenimin yere yığılmasını sağlamıştı.
"Sadece dövülmek istiyorsan bunu önceden söyle ve bizi uğraştırma.Ayakta bile duramayan bir insansın ve yapmayı becerdiğin tek şey havlamak."
"Senin yaptığın ne peki? Ha pardon sizin..." diyerek hâlâ sandalyede oturan Seungmin'e baktım.
"Tek derdiniz sorun çıksın ancak ben hasar almayayım derdi.Baksana iki arkadaşı kavga ederken bile ayırma gereği duymuyor."
Laflarımla gözlerime bakan Seungmin yine birşey dememiş ve kahvesini içmeye başlamıştı.
Seungmin de duran bakışlarım Jisung'un beni yakamdan çekip kaldırmasıyla bozulmuştu.
Tam yeniden kavga edecekken elinde duran kağıtları yere fırlatarak üzerimize koşan Felix hemen Jisung'u üzerimden çekmiş ve beni arkasına almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
field royal - hyunin
Fanfic"Bana bak!" derken beni sallayan sarışınla kafamı hafiften kaldırıp sinirli yüzüne baktım"Taşşaklarını koparmamı istemiyorsan ağzının ayarını bil" diyerek ağzında çiğnediği sakızı yüzüme tükürüp arabasına geri dönmüştü. (Çok fazla yazım hatası var b...