sillage.' jeon jeongguk'

5

Luna

Peki. Orospu çocuğu motoru sürmekte baya bir iyiydi.

Hatta hız yapmasına rağmen dönüşleri gayet rahatlıkla idare ediyor gibiydi.

Karanlıkta süzülen siluetini zar zor seçebilsem de motorumun farları yanıyordu ve nerede olduğunu görmemi sağlıyordu.

Birden motorunu ara yola saptırdığında siktir çektim ve hızla bende döndüm.

Evet, işte bunu yapmamalıydım.

O ilerlemeye devam ederken hızlı dönüşümden ötürü motordan düşmüştüm.

Boş caddede düştüğüm için şükür bir yere çarpmamıştım.

Ama, siktir.

Dizim kanıyordu ve acısından ötürü ağzımdan küçük bir inilti çıkarmıştım.

Sızlanmanın mantığı olmadığı için yırtılmış olan siyah kot pantolonuma ve kanayan dizime baktım, hemen ardından yere tutunarak ayağa kalktım.

Motorumu düzelttim ve zarar gelmediğini görünce parama kıyıp kaliteli motor aldığım için şükrettim.

Dirseklerimde sızlıyordu, gerçekten sağlam düşmüştüm.

O ise çoktan gitmişti.

Kanayan dizimi fazla umursamadan çantamı açtım ve yara bandı aldım.

Şarıl şarıl boşalan kanları bununla durdurmak ne kadar mantıklıydı bilmiyorum ama en azından pantolonum yarama fazla yapışmazdı.

Motoruma tekrar bindikten sonra müziğimi açtım.

Jeon Jungkook benimle oynamıştı.

Unutmayacaktım.

**************************************************************

Eve gelmiştim ve 40 saattir Hara'nın anamvari öğütlerini dinliyordum.

-Bana haber vermeden peşine takılıyorsun Luna, nerede senin aklın? Adam şüpheliler listesinde. Ya o olsaydı, seni tek yakaladığı gibi...

Devamını getirmemişti. Ben ise sırıtıyordum. 

-Kim kimi yerse desene sen ona.

Dalga geçtiğimde göz devirdi.

Beni tanırdı ve kendimi savunmakta iyi olduğumu bilirdi.

Eh, tabii ki baya da bir şiddet meğilimindeydim.

Yetiştirilme tarzıydı.

Elimdeki kahveyi yudumladım ve hara zift gibi olan kahveme kısa bir bakış attı.

-Gecenin bir saati bunu nasıl içiyorsun asla anlamıyorum Luna. Garipsin.