Luna
Taehyung adamı tam da dediği gibi beni kameranın olmadığını teyit ettiğim bir odaya soktuğunda gülümsedim.
Sanırım cinayet işleyip üstünü kapatacak kadar zeki değildi.
Ama yine de emin olmaktan fayda vardı.
Odaya girmemizin hemen ardından kapıyı üstümüzden kapadığında emir verircesine konuşmuştum.
-Kitle.
Buna verdiği karşılık hafif sesli bir kahkahaydı. Hemen ardından kapıyı tekte kilitledi. Sanki insanların ters olarak nitelendirdiği konuşmam hoşuna gidiyor gibiydi. Sadece saygı duyduğum insanlara üslubuma dikkat ederdim, bu adamda tanımadığım bir cinayet komplosu şüphelisi olduğuna göre sanırım dikkat etmemem normaldi.
Yavaş adımlarla masasının başına ilerledikten sonra kalçasını masaya yasladı. Hala kapının önünde dikildiğimden ötürü çekik gözleriyle pahalı çift koltukları işaret etti.
Kapıyı kilitlediğinden ve kamera olmadığından emin olduğum için işaret ettiği koltuklardan birine oturdum.
Eğer ses kayıt cihazı varsa o sorun olabilirdi ama şükürler olsun ki bunu düşünmüştük.
Hara bebeğimin cihazlarından bir tanesi kayıt cihazlarının ağını bozuyordu ve tahmin edin kimin yanında o bebeklerden vardı?
Ah, tabii ki benim.
-Buyrun Bayan Hwang, tüm dikkatimle dinliyorum sizi.
Hala bana karşı aşırı saygılı konuşmasından ötürü sırıttım, ona bok gibi davranmama rağmen hala çizgisini bozmuyorsa bu çocuğu açmak zor olabilirdi.
En azından şu an için cinselliği kullanmama gerek yoktu.
-Konumuz basit. Annenin ölümünden haberin vardır.
Çok saçma bir konuşmayla başladığımın farkında olsam da bozmamıştım. Acemi görünmem bizim açımızdan iyi olurdu. Acemi olduğumu düşünürse gardını düşürür ve açıklamalarına dikkat etmezdi. İşte o zaman Hwang Luna'nın ağına düşmüş olurdu. İşte bu da tam istediğim şeydi.
-Evet, maalesef. Annem yakın zamanda vefat etti. Tanrı onu cennetinde ödüllendirsin.
Onun bu duasına ne yapmam gerektiğini bilemiyordum çünkü dinsel bir inancım yoktu. Elimden gelen en iyi şey bu çocuk her kim ise annesinin ölmesinden ötürü kadıncağıza dua etmekti.
Yavaştan konuya girmekte fayda vardır diyerekten oturduğum koltukta kalçamı kaldırarak dikleştim.
Başlıyordum.
-Annenin ölümünde sonra senden haber alamadık uzun süre. Cenazeye dahi katılmamışsın.
Ucu fazlasıyla açık bir konuya girdiğimde en masum suratımı yerleştirmiştim.
Hafif büzülmüş dudaklarımı öne uzattığımda büyük gözlerim daha masum görünmemde büyük bir rol oynuyordu.
Onu gerçekten sorguladığımı anlamaması iyi olurdu.
-Önemli bir toplantım için yurtdışındaydım, annemin ölümünü öğrendiğimde çok geçti. Saat farkından ötürü de cenazeye katılamadım.
Hafif dolu gözleriyle konuşurken afallamıştım.
Yalan söylüyordu.
Şirket içinde ne bok döndüğünü bir kaç kişiyi daha sorgulayarak öğrenmiştik ama sorun bu değildi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
sillage.' jeon jeongguk'
Fanfictionkokunun izi. aşina olduğumuz o kokular. kokunun hissiyatı. vişne çürüğü kokusu ve sigara' kafanız dağıldığında içeceğiniz kısa zamanlı sigaranız ve konfor alanınız sillage'. Jeon Jeongguk ve Hwang Luna.