Youngjae'nin hemen ardından Luna da girdiğinde Hara derin bir nefes verdi. Kendini kasmak istemese dahi gerilmişti ama Youngjae'yi gördüğü an rahatlık tüm vücudunu kapladı.
-Hara,çık.
Youngjae kısa ve öz bir sözle onu çıkardığında Hara garipsedi ve duracağı için ağzını açmak üzereydi. Ta ki Luna'nın simsiyah gözlerindeki 'Youngjae'yi dinle' ifadesini görene kadar. Uzun kirpikleriyle gözlerini yavaşça kırpmış, kafasıyla kapıyı işaret etmişti.
Hara önemli bir şey olduğunu fark ettiğinde üstelememiş , kapıya ilerlemişti.
Youngjae pis bir sırıtış sundu karşısındaki adama. Lay Zhang'inde ondan alta kalır yanı yoktu. Aynı Youngjae gibi sinir bozucu bir şekilde gülümsüyordu.
Biraz sonra aynı şekilde gülümsemeyeceğini adı gibi biliyordu Luna.
Youngjae normalde sakin ve idealist bir adam olarak tanımlanabilirdi. İş adamı gibi çalışır ve her işini temizce, sakince hallederdi. Ama konu bürodan biriyle alakalı olduğunda özellikle üniversiteden en yakını Hara olduğunda onun da ideallerini çiğnediği zamanlar olurdu.
Luna'nın eğlendirici, Hara'nın korkutucu bulduğu o zaman diliminden birindeydiler.
Hara'nın çıkması ardından Youngjae Lay'in karşısındaki sandalyeye oturdu. Luna ise arkasında hazırda bekliyordu.
-Biliyor musun Lay Zhang, her neye ortak olduysan anlatmak için hala zamanın var. Eğer aynı şekilde davranmak istiyorsan kendi obsesifliğimi sana gösterebilirim.
Az önce Lay Zhang'in dosyasına bakarken fark etmişlerdi.
Adam obsesif bozukluğa ve takıntılara sahipti. Baş sekreterini konuşturunca ise her şey sırayla karşılarına dizilmişti.
Hayatındaki en büyük takıntı ölen eski sevgilisiydi. Ve kadının fotoğrafını gördüklerinde Hara'nın tıpatıp aynısını bulmayı kimse beklememişti. Sekreter Lay'in eski sevgilisinin ölmesi sonucu ona tıpatıp benzeyen Hara'ya takıntı beslemişti ve onun yerine koymayı deniyordu.
Haliyle aynı ortamda bulunmaları büyük bir sıkıntı içeriyordu. Eski sevgilisinin ölümü ise çok büyük bir gizemdi.
-Yerinde olsam bu olaya karışmazdım Baş Komiser Choi Youngjae.
Lay uyarıcı bir ses tonuyla konuştuğunda hala gülümsüyordu. Luna, Youngjae'nin hafif bir kıkırtıyla güldüğünü farkettiğinde sırıtmıştı.
-Bu iş sizi aşacak. Mesela sahte kadın cesedi? Neden incelemenize izin verilmedi sanıyorsunuz? Veya bunu kim nasıl yapabildi?
Ses tonu alaycıydı, sıkıyorsa bulun der gibi ipucu sunuyordu ama ucu hep açıktı.
-Devlete dahi söz geçiren insanları el altına alamazsınız. Boşuna çabalıyorsunuz.
Son söylemiyle Youngjae iyice kahkaha atmaya başlamış hemen ardından büyük bir hızla ayağa kalkmıştı. Sandalyesini arkasından düştüğünde Luna bir adım geri çıkmıştı. Hyung'unun sinirli halini eğlenceli ve tehlikeli buluyordu.
Lay'in yakasını sıkıca tutup kalıplı bedenini hızla duvara ittirmişti. İznimiz olduğu için ona öldürmek dışında her şeyi yapabilirdik. Youngjae bunu tamamen kullanmak istiyor gibiydi.
Lay sırtını çarptığında hafif bir inleme çıkarsada sırıtmasını korumuştu.
-Elinden gelen buysa yerinde olsam yapmazdım Choi. Çıktığımda hepinizi işten attırabilecek güce sahibim. Hara dışında.
Hara derken iyice gülümsemiş ve dudaklarını yalamıştı.
-Luna.
Adımı seslendiğinde onu sorgulamaya değil, dövmeye geldiğini farkettim. Hafif bir nefes bıraktığımda bıkkınca pufladım. Asla olgun olamayacaklardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
sillage.' jeon jeongguk'
Fanfictionkokunun izi. aşina olduğumuz o kokular. kokunun hissiyatı. vişne çürüğü kokusu ve sigara' kafanız dağıldığında içeceğiniz kısa zamanlı sigaranız ve konfor alanınız sillage'. Jeon Jeongguk ve Hwang Luna.