oy sınırı:25
yorum sınırı:100arkadaşlar olayları toparlıyorum.birçok şeyi iki üç bölüme tamamen anlayabilcez.
bekleyin olur mu beni 🥺🥺🥺***
bölüm5
Lee Minho yüzüne gelen ışığın rahatsız ediciliği yüzünden gözlerini açtığında uzun süredir uyuduğunu ağrıyan başı sayesinde algılayabildiEn son Minju'nun yanına gelmesini istediğini hatırlıyordu fakat kıvrıldığı yatakta tüm gün boyunca uyumuş, kapı aralandıysa bile bunu duymamıştı.
Vücudunu yataktan kaldırdığı gibi üstünü değiştirmeye gerek duymadan kapıyı açıp kapının önünde duran hizmetliye doğru yüreğinin derinliklerinde hissettiği garip bir arzu ile yürüdü.
"Minju'yu çağır. Bir de bugün başka birisi tarafından rahatsız edilmek istemiyorum.Herhangi birisi gelirse rahatsız olduğumu söyleyin."
Hizmetli, ona sertçe bakarak sözlerini keskinlikle söyleyen Prens yüzünden ellerinin titremeye başladığını fark ederken konuşamayacağını anlayıp sadece başını eğdi ve Prensin yanından gitmesini beklemeye başladı fakat Minho bu titreyen bedene karşılık kendini tutamadan fısıldayarak konuştu.
"Niye karşımda titriyorsun?"
Hizmetli ona soru soran Prens yüzünden nefesinin kesildiğini hissederken titrekçe konuştu."Efendim üzgünüm durduramıyorum.Ben de bilmiyorum neden titrediğimi."
Minho karşısında böylesine alçalan gencin çenesine ellerini yerleştirip yüzüne bakmasını sağladı.Vücudunda garip bir onu alt etme arzusu belirdi.Bu garip arzuyu belli etmemeye çalışarak elinden geldiğince bakışlarını yumuşattı
"Benden korkuyor musun yoksa ?"
Lee Minho karşısındaki hizmetlinin çenesini kavrayışı ve bakışlarının yumuşaklığıyla karşısındakini çoktan büyülerken bu küçük parmak hareketinin etkisinin farkında dahi olmadan baş parmağı ile gencin çenesinin üstünü okşamaya başladı.
Hizmetli kendisinin baskın bir omega olmasına rağmen deliğinde hissettiği akmaya başlayan sıvısını anlamlandıramazken genzini temizleyerek onu saran etkiden çıkmaya çalışıyordu.Fakat vücudunun birden bire güçsüzleşmesini anlayamıyor,kendini Prens'in çekim alanından uzaklaştıramıyordu.
"Efendim çenemi tutmayı bırakır mısınız?"
Minho karşısındaki gencin isteği üzerine ellerini ondan çekerken daha yeni kavradığı hiçbir feromon dahi salmadan elde ettiği baskınlık ile içindeki alevlerin harlandığını hissederken karşısındaki bedene sırıttı."İsmin neydi senin?"
Gözlerini kaçırarak "Jungwo." diyen hizmetliye karşı arkasını döndü."Jungwo deliğinden fazlaca akan sıvılarını yüzünden dahi anlayabiliyorum.Onu bir şekilde halledip sonra da sana daha demin dediklerimi unutmadan yerine getir."
Hizmetli duyduğu kelimeler ile birlikte hızlıca koridordan ayrılırken fazlasıyla şaşkındı.Bir feromon kokusu dahi olmadan her şeyi bırakıp bu adamın altına yatmak istemişti.Delirmek üzereydi resmen.Çenesine yapılan bir dokunuşla etkilenmesi normal miydi ki?
Bunun normal olduğunu hiç zannetmiyordu.
Jungwo emir üzerine tutamadığı feromonlarla birlikte Minju'nun odasını tıkladığında Minju kapısındaki tanıdık olan yoğun feromon ile hızlıca kapıyı açtı.
"Ne oldu da böyle feromon yayabiliyorsun?"Hızlıca konuşan Minju'ya karşılık Jungwo bakışlarını ona çevirdiğinde Minju karşısındaki ihtiyaç içinde olduğu belki olan bedeni tutup hızlıca odasından içeri soktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Untouchable
FanfictionUlaşılmazlığı ile ün salan Prens Lee Minho babası öldüğü zaman kendisi ile evlenmek isteyen 7 erkekten birini seçmek zorundaydı ~omegaverse~