Untouchable

karar ve masal

ay çok özledim yazmayı bu kitaba. eğer ilgi gelirse her hafta bölüm atarım arkadaşlar...
çünkü tamamen başlıyo kurgu

benden size tavsiye hiçbir karaktere güvenmeyin ;)

**

bölüm8

Lee Minho hararetli geçen bir gece ardından uyandığında yataktan kalkmamıştı.
Uzandığı yerde dün yaptığı şeyin verdiği hafif bir utangaçlık duygusu ile kıvranıyor, diğerlerine karşı 'gittiğinizde ceza almayacaksınız' sözünü verdiği için de biraz pişman olduğunu hissediyordu.
Onların gitmesi kendisi ve çevresi için daha iyi olacağını bildiği halde neden böyle hissettiğini anlamıyor, bu yüzden de uzandığı yerde Prenslerin haberini beklerken bir sağa bir sola dönüp duruyordu.

Yine de akşam olana kadar ne kapısı çalındı ne de dışarıda belli bir şey olduğunu kanaat getirecek bir ses duyuldu.

Lee Minho, Saray'ın normalden de sessiz olmasını garip bulurken doğruldu ve üstüne her zaman giydiği klasik kıyafetlerinden giyip odasının kapısına yöneldi.

Kapıdaki kulpun üstündeki kilit merkezini kapattığını gördüğünde akşam bunu yaptığını hatırlamadığını fark etmişti. Şaşkın bakışlarla sürgüyü çekip de kapıyı açtığında karşısında gördüğü dört hizmetli Prensi gördüğü gibi hızlıca eğildi.

"Efendim, size duyuru sunmak için kapıyı açmanızı bekliyordum. Hızlıca konuşabilir miyim?"

Çaprazındaki kadın gerginliği yüzünden titreyerek konuştuğunda Lee Minho sabahtan beri odasına girilmeyişinin nedenini de anlamış oldu.Kilitlediği kapısı...

Ondan yanıt bekleyen kadına baktı.Demek hizmetli ona bir duyuru yapacaktı.Dün verdiği söz işe yaramıştı galiba. İçinden 'yedi genc kendisini bırakmak adına bu sözü bekleyecek kadar hevesliymiş' demekten alıkoyamadı diye düşünürken Sevilmek arzusu ile dolu olan kalbinin kırıldığını hissediyordu.

"Konuş."dedi daha fazla karşısındaki kadını bekletmemek adına.Çünkü ortamdaki sessizlik ile kadının titremeleri artmışa benziyordu.

"Efendim, 7 aday ile ilgili dün istediğiniz liste yapıldı. Bugünle birlikte haftanın 7 günü hepsine ayrı bir gün ayırmanıza karar verildi. Belirtmediğiniz için görüşme sırasını rastgele yaptık fakat eğer özellikle önce görüşmek istediğin bir aday varsa yeniden düzenleyip buluşmaları haftaya da başlatabiliriz."

Karşısındaki hizmetli başını ona kaldırmadan elindeki parşömen kağıdını açıklaması bittiği gibi Prense uzattığında Minho kalın dokulu kağıttaki isimlere göz attı.Yedi isim olduğunu gördüğü gibi mırıldandı.
"Yedi kişi burada mı yani?"

Hizmetli, Prensin sorduğu soruyu kendine göre algılarken fazla bekletmemek adına "Burada değiller. Kendi odalarında dinleniyorlar efendim." dediği gibi Minho şaşkınlık ile bedenini kapıya yasladı.

"Hepsi mi?"

"Evet efendim."

Lee Minho Saraydan ayrılmayan yedi kişiyi gözünün önüne getirirken bu sessizliği yanlış anlayan bir asker "Efendim rahatsız olduğunuz bir kişi varsa ismini söylediğiniz gibi Saraydan göndertiriz."

Lee Minho, yandaki adamın konuşması ile bir anlığına irkilse de kendisini hızlıca toparladı.
"Kimseyi sürgün etmek istemiyorum."

Prens, hizmetliler arasında arkadaşını görmediği için konuşmasını bitirdiğini anladığı hizmetliye doğru konuştu.

"Minju nerde?"

"Efendim, Baş Hizmetkarınız Minju ağır bir kızgınlığa girmiş.Bir hafta boyunca dışarı çıkması doktor tarafından yasaklandığı için size eşlik edemeyecek."