GLADE

(KARAÇAMUR BATAKLIĞI)

"Bu ses ne lan böyle?"

Siren gibi çalan ses ile neye uğradığımı şaşırdım. Gözlerimi zar zor açmaya çalıştım. Kızlara baktığımda onlar da benim gibi isyan ediyordu.

"Hayır ya hayır."

Mahidevran yastığı kulaklarına bastırıyor bir yandan da bağırıyordu. Yataktan iyice doğrulup etrafıma baktım. Odanın tam ortasında hava asılı bir megafon vardı.

"Bir saat sonra herkes kahvaltı salonunda olsun. İkinci bir çağrı olmayacak."

Robotik sesin ardından megafon yok olmuştu. Gözlerimi kapatıp kendimi yatağıma geri bıraktım. Gözlerimi sıkıca kapatıp tekrar açtım. Kendime gelmek için soğuk dusa ihtiyacım vardı. Yatak ile bağlantımı kestikten sonra ayakta gerinmeye başladım.

"Banyoya gidecek var mı kızlar? Beni ancak bir soğuk duş kendime getirir."

Kızlar bana cevap vermek yerine uykularına devam etmişlerdi. Belli ki hepsi bana güveniyordu. Onları umursamadan banyoya attım kendimi. Soğuk suyu açıp altına girdim. Bir anda tüm vücudum titremeye başlamıştı. İstemsizce gülmeye başladım. Suyun altına bir girip bir çıkıyordum. Uzun süreli suyun altında kalmak her babayiğidin harcı değildi sonuçta.

Çok değil on dakika kalabildim suyun altında. Gidip pofuduk havluma sarındım. Banyodan çıkıp odaya geldiğimde kızlar hala uyuyordu.

"Kızlar son kırk dakika."

Yıldız yatağında döndü ama uyanmadı. Mahidevran uyanır gibi oldu ama o da dönüp uyudu. Uyanan bir tek İcy oldu. Yarı uykulu bir şekilde banyoya gitti.

"Hadi ama kızlar geç kalacaksınız."

Be sefer sesim daha gür çıkmıştı. Yıldız söylene söylene yataktan kalktı.

"Şu megafondan farkın yok."

Yıldız'ın peşinden Mahidevran'da uyanmıştı ve direkt çattığı kişi bendim.

"Sabahları senin ağzından bal damlıyor resmen."

Bana cevap vermeden yatağında sorumurtarak oturmaya devam etti. Bende onu umursamadan dolabıma gittim. Sabah sabah hiç kimseyi çekecek durumda değildim.

"Günaydın Fredy."

"Günaydın Senorita. Bugün ruh halin nasıl. Ona göre kombin yapalım."

Aynaya bakıo düşünmeye başladım. Benim bugün ruh halim nasıldı? Mutlu? Üzgün? Sinirli? Buldum. Kesinlikle sinirliydim. Sabah sabah o megafon yüzünden saçma bir şekilde uyanmıştım.

"Sinirliyim."

Fredy beni süzmeye başladı. Odanın içinde kıyafetlerim havalanmaya başladı. Daha çok renkli kıyafetler havalanıyordu.

"Siyah bir şeyler önerirsin sandım."

"Hadi ama. Kasvetli havana daha fazla mı kasvet katalım yani."

Fredy'nin söylediğini düşününce aslında mantıklı olduğunu anlaşılıyordu. Daha fazla yorum yapmadan kendimi Fredy'ye bıraktım. Bana seçtiği kombin lila renkli bir kazak ve kot bir pantolon. Aslında sade ve güzeldi. Hemen alıp giyindim. Saçımıda atkuyruğu yaptım. Çok hafif bir makyajla hazırlığımı tamamladım.

"Görüşürüz Fredy."

"Hey! Bana fazla hızlı alışmadın mı sen?"

"Evet. Alışmasa mıydım acaba?"

"Yok benim için daha iyi. Mızmızlardan hoşlanmam."

Gülümseyerek çıktım dolaptan. Fredy'nin de arkamdan güldüğünü duyabiliyordum. Odaya girdiğimde kızlar da hazırlıklarını tamamlamıştı. Mahidevran hala somurtuyordu ama demin ki halinden bir nebze iyiydi.