"Siz iyisiniz. Gözlerime inanamıyorum."
Yerden kalkıp kızlara sarıldım. Onlara bir şey oldu diye çok korkmuştum. O bataklıkta yok olduklarında onları sonsuza dek kaybettim sanmıştım. Neredeyse aklımı kaybedecektim.
"Çok korktuk. Neredeyse kafayı yiyecektik."
Hepimiz Hale'yi onayladık. Gerçektente korkmuştuk. Bir anda bir bilinmezin ortasında kaybolmuştuk. Ne yapacağımızı bilememiştik. Şimdi ise hepimiz iyiydik.
"Bütün herkes burada olduğuna göre artık gidebilirsiniz. Yarın ikinci bölümde görüşürüz. Biraz sakinleşmeye çalışın."
Profesör Ørken hiçbir şey demeden öylece yok olmuştu. Sadece birkaç cümle söylemek de ne demek oluyor.
"Bu kadar mı?"
"Bir açıklama yapması gerekmez mi? Sadece sakinleşin deyip gitti."
"Yapmıyor. Sınavda olan sınavda kalır mantığı var burada."
"Hani sen hatırlamıyordun?"
"Sınavı hatırlamıyorum. Kalan her şey duruyor. Sonuçta hatıraları silmek yasaklı büyülere girer ve bunun cezası vardır."
Sonay'ın bu anı ikinci kez yaşaması bizi üzmüştü. Biz şimdiden delirmiştik. O ise sakin bir şekilde bekliyordu.
"Ben odama gidiyorum. Yorgunluktan başıma ağrılar girdi. Daha fazla katlanamayacağım."
"Aynen iyi bir dinlenmeyi hak ettik gençler."
"Akşam yemeğinde buluşalım. Geç kalmayın."
"Gelmezsem de beni aramayın. Rüyamda sahillerde yatıyor olurum."
"Aman be. İyi seni çağırmayız."
Hepimiz Hale'yi onaylayarak odalarımıza doğru yol aldık. Kızlarla laflaya laflaya odamıza çıktık. Odamıza gider gitmez kendimi duşa attım. Kısa sürede sıcak bir duş alıp dolabıma gittim.
"Ooo kimleri görüyorum. Nasıldı sınav bakalım?"
"Çılgınca."
"Öyle mi? Çoğu kişi zor diyordu."
"Zor ama bir o kadar çılgınca diyelim."
"Sen yaparsın. Ben sana inanıyorum."
"Bak sen. Daha beni tanımıyorsun bile."
"Elbette tanıyorum şekerim. Mesela uzun boylu siyah saçlı biri vardı adı neydi? Tamam hatırladım. James Carter..."
"Sakın cümleni bitirme. Yoksa seni kırarım. Üzerine rujla saçma cümleler yazarım."
"Tamam. Sadece gözlemlerimi söyleyecektim. Hem bu tehditlerde ne. Kaç yaşındasın. On falan mı?"
"Seni sadece bir ayna sanıyordum. Baya baya anneme benziyorsun sen."
"Burada her sey mümkün. Öğrensen iyi edersin tatlı şey. Mesela bak izle şimdi beni."
Fredy'nin yüzü aynadan kaybolunca yerini bir banyoya bıraktı. Merak edip izlemeye başladım. Ne olduğunu anlamaya çalıştım. Yavaş yavaş aynada görüntüler netleşmişti. Ne olduğunu anlamam ile çığlık atmam bir oldu.
"Fredy!!!! Sen bunu nasıl yaparsın? "
"Üzgünüm. Hatlar karıştı. Yanlışlıkla oldu."
"Merak etme o seni göremez."
"Sen diğerlere bizi de gösteriyor musun böyle? Sapık. Bir aydan fazlasısın dedikte bu çok fazla."
"Hayır tabi ki. Yanlışlıkla oldu. Hem göstermem için karşı tarafın izni gerekiyor. Ne demişler ver yetkiyi gör etkiyi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GLADE
RandomÇok güzel bir yaşantınız olsa... Tek derdiniz en iyi okula gidebilmek olsa... Sonra yaşadığınız her şeyin sahte olduğunu öğrenseniz... Ne olurdu sizce? Ben söyleyeyim. Olacak olan tek şey KAOS...