🖤💚 JAMES CARTER💚🖤"Sen ne yaptın ona? Söyle yoksa seni kendi ellerimle hiç acımadan boğarım."
Sesimin bu kadar gür çıktığını ben bile bilmiyordum. Hayatım boyunca bu kadar sinirli olduğumu bile hatırlamıyorum. Nazenin'in kollarımın arasında bayılmasıyla kendimden geçmiştim.
"Sadece uyuyor. Ölmedi yani."
"Sadece uyuyor mu? Ölüm uykusu bu."
"Evet."
Toprak'ın bunu sırıtarak söylemesi benim kanıma dokunmuştu. Bütün gücümle üzerine atıldığımda iki kişi beni tuttu.
"Bırakın beni."
"Sakin ol James. Nazenin'e ne olduğunu o biliyor sadece."
Bu gerçeğin yüzüme tokat gibi inmesiyle ger durdum. Rain ve Brandon'ın ellerinden kurtulup Nazenin'in yanına oturdum. Sesimizi duyan herkes dışarı dökülmüştü.
"Nazenin!"
Sonay çığlık atarak yanınıza koştu. Gözlerinden kocaman yaşlar akıyordu. Titrek elleriyle Nazenin'i kaldırmaya çalıştı ama başaramadı.
"Ne oldu ona?"
"Net bir bilgim yok. Hain'in dediğine göre ölüm uykusuymuş."
Sonay yerden kalktığı gibi Toprak'ın gırtlağına sarıldi. Onlar orada kavga ederken ben Nazenin'in yanında kaldım. Elimden bir şeyin gelmemesi beni kahrediyordu. Nazenin'in kucağında kalan kitabı alıp gömleğimin içine sakladım.
"Burada neler oluyor?"
Sesin sahibi Profesör Røg'tu. Sinirli oluşu sesine yansımıştı. Bütün öğrenciler bir anda durup sesin geldiği yöne döndüler.
"Size bir soru sordum."
Kimseden ses çıkmamıştı. Herkes durup beklemeye başladılar.
"James! Sen anlatmak ister misin?"
Sol gözümden bir damla yaş aktı. Daha ben bile ne olduğunu bilmezken ne anlatabilirdim ki?
"Profesör, Toprak bir kara büyü yaparak onu ölüm uykusina yatırdı."
Susup Nazenin'e döndüm. Diyecek başka bir şeyim yoktu. Profesör Røg direkt Toprak'a döndü. Dudak hareketleriyle bir şey söyleyip Toprak'ın yok olmasını sağladı. Yanımıza gelip ellerini Nazenin'in üzerinde gezdirdi.
"Onun bir şeyi yok. Odasına gönderiyorum onu. Başına bir nöbetçi dikeceğim. Şimdi herkes yataklarına."
"Ben onunla kalabilir miyim?"
Profesör Røg onaylamaz bakışlar attı bana ama benim ısrarlı bakışlarım onun bu tutumunu kırmaya yetti.
"Pekala. Ama gözüm üstünde olacak."
Başımla onayladım Profesör'ü. Yerden kalkıp Nazenin'i kucağıma aldım. Profesör Røg ikimizi birden bir odaya ışınladı. Burada bir yataktan başka bir şey yoktu. Nazenin kucağımda mışıl mışıl uyuyordu. Onu yavaşça odadaki yatağın üzerine bıraktım. Nazenin'in uyurken ben de tekli koltuğa attım kendimi. Tek yapabildiğim ona zarar gelmesin diye beklemekti.
Onun huzur içindeki yüzüne baktım. Acaba rüya görüyor mu diye düşünmeden edemedim. Uyanmasını o kadar çok istiyordum ki. Daha onunla vakit bile geçiremeden uyumuştu. Kim neden böyle bir şeyi yapar ki?
Koltuktan kalkıp pencereye doğru yürüdüm. Yıldızlı bir gökyüzü vardı bu gece. Ay ise her zamankinden daha parlaktı. Elimi yumruk yapıp cama dayadım elimi. Ardın anlımı cama dayadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GLADE
RandomÇok güzel bir yaşantınız olsa... Tek derdiniz en iyi okula gidebilmek olsa... Sonra yaşadığınız her şeyin sahte olduğunu öğrenseniz... Ne olurdu sizce? Ben söyleyeyim. Olacak olan tek şey KAOS...