Artık kafamı dik bir şekilde tutamayacak kadar içmiştim. Ateşin dönmüş olması ihtimali bile beni germeye yetmişti. Hadi anlatayım Ateş kim neyin nesi bu velet?
Ateş ve biz çocukluk arkadaşıyız öyle ki herkesten çok daha yakındı bana kardeş gibi ikiz gibiydik. Ateş aile dostumuz olan aynı zamanda babamın çocukluk arkadaşı olan Aral Karahanlı'nın oğluydu. Biz o zamanlar İstanbul'da yaşıyorduk. Evlerimiz yan yana iki villadan oluşuyordu. Ama biz daha çok semtin orman kısmında bulunan orman evimizde takılıyorduk.
Çok seviyorduk birbirimizi yanlış anlaşılmasın kardeş gibi seviyorduk. Ancak bir gün bu mutluğumuz bitti çünkü ateş yurt dışına eğitim adlı bir sürgüne gönderildi. Sürgün diyorum çünkü hangi baba 11 yaşındaki oğlunu bir başına yurt dışına eğitim alması için gönderirdi ona bu kadar kızmış olmasa ya da bunu hak edecek kadar kötü bir şey yapmadıysa?
Ateşin ne yaptığını hiçbir zaman öğrenemedim. Sonra da zaten zamanla unuttum yokluğuna alıştım. Burada en büyük rol gece ye aitti. Gecenin babası Sadık amca bizim yanımızda çalışıyordu babamın şoförü aynı zamanda korumalığını yapıyordu. Ateşin gitmesiyle hemen hemen aynı vakitlerde babama bir saldırı düzenlenmişti. Sadık amca babamı korumak için silahların önüne atlamıştı ve o an ora da can vermişti. Babasının ölümü üzerine babam geceyi himayesine aldı ve ona soyadını verdi hem manevi hem de üvey kızıydı babamın. Benim içinse öz kardeşten farksızdı. Ben Ateşin gidişiyle yıkılmış oda babasının ölümüyle darmaduman olmuştu. Birbirimizin yaralarını sararak büyümüştük. 6 yılım can dostumdu. Şuan 17 yaşımdaydım. O ise 18 evet benden büyüktü. Ailede ki kardeşlerimi yaşlara göre sıralayacak olursam en büyüğümüz Aylin sonra ağabeyim Arda sonra Gece en sonda da ben vardım.
Aylin çok iyi bir beyin ve sinir hastalıkları uzmanıydı. Babam okumasını çok istemişti ve oda doktor olmuştu. Her ne kadar şuan kızı Eylül yüzünden çalışamıyor olsa da o iyi bir cerrahtı. Mesleği bırakalı 3 sene olmuştu. Eylülün zor bir çocuk olması yüzünden psikolojik sorunlar yaşamıştı oda. Bana göre ikisinin de sorunu Orkun'du ondan nefret ediyordum ablamı resmen bizden çalmıştı evlendiklerinde, en azından benim ve Ardanın gözünde öyleydi. Böyle düşünüyoruz çünkü ablam oldukça saf ve iyi kalpli biri yönlendirmelere ve yönetilmeye gayet müsait bir bünyesi var. Onun kocası tarafından bazı konularda yönetildiğini düşünüyoruz. Her neyse işte hayatımın son 16 yıllık özeti buydu.
Geçen yıl benim için çok zor bir yıldı. Tekerlekli sandalye de geçen 10 ay 23 gün... gün gün saydım yürüyemediklerimi. Doktor ameliyat diyordu. Ama riskleri çoktu ve doktorlar bu riski almayı istemiyorlardı. Aral amcamın Amerika da bulduğu bir doktor riskleri umursamadı ve beni ameliyat etmeyi kabul etti. 2 hafta Amerika da kalmıştım sonrasında özel ambulans uçakla geri İstanbul'a döndüm. Ameliyat sonrası fizik tedavilerle 5 ayın sonunda ayağa kalkmış 9. ayın sonunda ise tamamen iyileşmiştim. Artık eskiden yapabildiğim her şeyi yapabiliyordum.
Saate baktığımda saatin 5 olduğunu gördüm ağabeyimin yanına gitmeliydim. Ama kendime gelemiyordum. Aslında biraz uyusam fena olmazdı.
BİR SÜRE SONRA ****************************
Birinin beni dürtmesiyle bir gözümü açıp kim olduğuna baktım.
- Mira kalk hadi.
-Ne ?
-Hadi kalk mira!
-Ne oldu geldik mi?
- He he geldik kalk!
-Nereye geldik?
-Allah'ım sabır ver bana Mira kalk hadi abin geldi
-Abin kim? Çok tuhaf bir isimi varmış tanıyor muyum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MADEN SEMTİ SAKİNLERİ +18
Teen Fictionİstanbulun sahil kesiminde olan Maden isimli semtte yaşayan köklü bir aile kendi iç çatışmaları ve semt sakinleri dış düşmanları aşk sadakat sıralarla dolu geçmişler, sırların verdiği ağır yükler silahlar çatışmalar savaş dostluk ve kardeşlik konula...