Bölüm 4

13 4 0
                                    

ateş geri dönmüştü...... işte karşımdaydı ama neden ona onun bana gülümsediği gibi gülmek gelmiyordu içimden? adeta şoktaydım transa girmiş bir halde abimin koluna tutundum.

-gerçek mi o ? diyebildim bir tek. 

-keşke gerçek olmasa. dedi oda aynı benim gibi şoktaydı. başım dönüyor kulaklarım çınlıyor ayakta durmam zorlaşıyordu. ateş bizim şokta olmamızın aksine gayet neşeliydi. ve bu gerçek anlamda sinir bozucuydu.

koşar adımlarla yanıma geldi,

-ben geldim mira sonunda geldim.  dedi bense şaşkınlık ve onun bu rahatlığına duyduğum öfkeyle tepkisiz kaldım sadece yüzüne bakmakla yetindim.

sonunda içimde bulunan şok dalgasından sıyrılıp konuştum,

-neden geldin? dedim.

bu soru üzerine ateşin yüzünde ki gülümseme solmuştu. belli ki benden beklediği tepki bu değildi. ne bekliyordu ki onca zaman sonra çıkıp geldiğinde benden güler yüz ve samimiyet mi bekliyordu? 

-mi- m... mira geldiğim için sevinmedin mi? dedi hayal kırıklığıyla. 

onu üzeceğini bilsem de 

-hayır sevinmedim! dedim. gözlerinden parçalanan kalbini görebiliyordum, ben daha çok acı çektim oda üzülsün onunda canı yansın istiyordum. benim gibi onunda ruhu kanasın istiyordum. 

sol gözünden bir damla yaş firar etmişti. pes etmiyordu elinin tersiyle göz yaşını sildi yine sordu.

-hiç özlemedin mi beni? dedi bu kez.

-hayır özlemedim. dedim bu kez iki gözünden de yavaşça yaşlar süzülüyordu. ağlamıyordu  aslında  gözyaşları kendi kendine akıp gidiyordu. tekrar sordu.

-hiç mi? diyebildi titreyen sesiyle.

pes et artık ne olur pes et sus soru sorma ve git.... gitme ama sus işte sus...

-hiç. çünkü yokluğuna alışmak gidişine üzülmekten yokluğunda seni özlemekten daha kolaydı. ben senin olmayışına alıştım ki bir kez, sen yoktun, sen hep yaşayacaksın bir yerlerde var olmaya devam edeceksin ama ben .. biz bir daha yan yana  gelmeyiz diye düşündüm. buna inandım... alıştım. dedim.

bende ağlıyordum şuan da bu hale geldiğimiz için üzülüyordum. bir zamanlar hayatımın en güzel günlerini yaşadığım insanla şuan iki yabancı gibiydik. hayat  çok acımasızdı. en yakınlarını alıp birer yabancıya dönüştürebiliyordu işte. 

her gece nasıl ağladığımı, rüyalarımda gördüğümde nasıl uyanmak istemeyişimi nasıl gözlerimi sıkı sıkı yumup yeniden onu görmek için ağladığımı unutmamıştım. geçen sene ölümün kıyısından döndüm ben gelmedi, o zaman bile gelmedi. sürgün! evet ama eğer benim tanıdığım ateş olsaydı bir yolunu bulup beni görmek için gelirdi. belki de ben onu gözümde çok büyüttüm. 

-gittiğimde bana 13 mektup gönderdin. dedi.

duyduğum şeyle gözlerim şaşkınlıkla açıldı ona baktım duyduklarımın gerçek olmamasını diledim. 

-gönderdiğin mektupların hepsi bana ulaştı, ama hiç birine cevap ver-

-vermedin! aptal gibi onca zaman senden bir cevap bekledim! dedim bağırarak.

-vermedim değil! "onunda sesi yükselmişti." vermezdim! çünkü yanımda sevgili annemin "burada sesinde alaylı ve iğrendiğini belli eden bir iğnelemeyle konuştu" gönderdiği bir koruma vardı. yazdıklarına tek kelime bile cevap vermezdim. anladın mı şimdi? daha fazla üzülüp beklentiye girmemen için bir mektup gönderdim sana benim yazını tanırdın yanımda ki korumaya yazdırdım bu yüzden. dedi kendini paralıyordu aklanmak için.

MADEN SEMTİ SAKİNLERİ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin