🎋𝐵𝑜̈𝑙𝑢̈𝑚 𝐼 𝐹𝑒𝑙𝑎𝑘𝑒𝑡

159 17 17
                                    

'Maceramız şimdi başlıyor! '

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Her zaman bir umut olduğuna inanırmısın? Birden bire işler kötü gittiğinde, her şey yolunda olmadığında karanlık bir çukurun içinde kaldığında. Hiç bir şey yapamadığın zaman kendini kaybettiğinde hiç bir şey kazanamazsın!
Ne olursa olsun, tehlike burnunun dibinde olsa bile cesaretini yitirmeyen okurlarıma gelsin.

3 ülke gölgelerden kurtulunca rahatlamıştı. Bu 3 ülkenin isimleri Lejyon, Hanedan ve Müjdeciydi . 3 ülkenin her birinde birer kahraman yaşıyordu. Bunlar Lejyon'dan Hayran kız , Hanedanlıkdan Prenses June ve arkadaşı ve yardımcısı Jet ve Müjdecilerden 'den Kibo'ydu.

Aralarında 3 ülkeden olmayan bir kız vardı. Bu kızın adı Heniya'ydı. Güçlü, kararlı ve kibar bir kızdı. Arkadaşlarıyla ve yaşadığı bu müritle çok mutlu. Bir yandan da bilmediklerini öğrenmek ister. Ustaları onun için ellerinden geleni yaparlar. Ama Heniya'nın bir sorunu vardı. Heniya ailesini tanımıyordu ve onları hiç bir zaman görmemişti.
Ama o öyle sanıyordu.

Ailesinden tek bildiği, annesinin turuncu saçlı olduğu ve adının May olduğuydu. Babasını görmesine rağmen tanımıyordu. Daha doğrusu hatırlayamıyordu. Kimilerine göre Heniya'nın ailesi dağılmış ve ailesi ona bakmamış, kimilerine göre ise çocuklarını istemeyip atmışlardı. Evet, Heniya hakkında böyle bir söyleniş dönüp dolaşıyordu. Ancak Heniya bunların hiçbirine inanmıyordu. Çünkü onun hafızasında kalan, ailesinin her zaman iyi kalpli olduğuydu.

Şimdi bu 3 ülkenin nasıl gölgelenip kötülerin ellerine düştüğünü ve kahramanlar tarafından kurtarıldığını anlatayım.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Kibo, gizli 3 okun bir ajanıydı. Öğretmeni Galen'di.

Kibo iki hörgülü siyah saça, kahverengi gözlere sahip bir öğrencidir. Her zaman her ortamda ciddiliyini koruyan bu disiplinli kız, herkesin gözünde bir korku ve ciddilik yaratmıştı. Çekici bir güzelliğe sahipti Kibo. Ona bakan bir daha bakmak istiyordu ama kimse cesaret edemiyordu. Çünkü o kahverengi gözlerin içinde çekicilik kadar ölüm tehlikesi de vardı. Belinde sadık silah yoldaşı katanası vardı. Hanedanlıkta doğulsada, eğitimini ve hayatını müjdeciliğe adamıştı. Kendi açtığı okulu bile vardı.

Galen en az 50 yaşlarında olan bir öğretmen ustatdı. 'Boz ejderha' dojosunun sahibiydi ve yıllardır orada ustalık yapıyordu. Aynı zamanda gizli örgüt olan 3 Ok'un güç oku olarak bilinir. Beyaz renkte saçı vardı ve onları soylu gibi arkaya yığmıştı. Yüzünde olan beyaz sakal yok denecek kadar azdı ve gülümsemesine engel olmuyordu. Göz rengi boz'du.

Kibo Galen'nin uzun zamandır hem başarılı bir öğrencisi ve başarılı bir ajan'ıydı. Onların sayesinde İmparatora yönelik büyük bir suikastın önü kapatılmıştı. Ve suikastçı Deng Rao yakalanmıştı.
Elbette bunların hepsi gizlilikte kalmak zorundaydı.

~~~~~~~~~~~~~~~~

Havanın normal olduğu bir gündü. Ağacın yeşil yarpakları hafif rüzgarın esintisiyle hareketleniyor, kuşlar cıvıl-cıvıl ötüyordu. Bunların eşliğinde Galen dojosunun kapısında oturmuş, çayını içerek dışarıyı seyrediyordu. Ve o beklediği kişi sonunda geldi.
Kapının diğer taraftan kapanma sesi duyuldu.
"Hoş geldin."-söyleyerek selam verdi Galen.
"Merhaba Usta"-gelen Kibo'ydu.-"Allahım gelene kadar yoruldum. İnsanlar ne kadar içer?!"
"Yine kendinden geçmiş tüccarlarımı gördün?"
"Evet. Boş verin. Buyrun lütfen, bu kez ne var? Suikastmı?"
"Sakin ol sevgili ajanım. Otur."
Kibo sakinliğini koruyarak oturdu. Katanası belinden asılmıştı. Onu hiç bir zaman elinden bırakmıyordu. Yumruklada dövüşmeyi biliyordu. Ama o en çok kılıcıyla dövüşmeyi seviyordu.
"Bu seferki saldırı kime yönelik Usta? Yine bir Lejyon suikastimi?"
"Hayır Kibo. Bu sefer bu daha farklı. Bu çok daha zorlu."
"Görevim ne kadar zorlu olursa, dikkatli olmam o kadar gerekli. Buyrun sizi dinliyorum.".
Aslında Kibo Galen'nin ne söyleyeceğini pekde merak etmiyordu. Sadece yine bir soygunluğu ya da bir suikastin önünü ala bileceğini düşündü.

 GÖLGE FELAKETİ (Gölge Dövüşü #1) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin