Alarmın sesiyle uyanmak gibi berbat bir his yok. Bir kerede kendim uyanıyım. Ama yok bana huzur yok yani.
Allah aşkına biri şu alarmı sustursun kim kurdu ya bu alarmı. Tam kalkıp alarmı camdan aşağı atacaktım ki alarmın susmasıyla kendimi yatağa geri bıraktım. Bugün okulda ilk günüm ve ben sıcacık yatağımı bırakıp gitmek istemiyorum. Öğrencilere sabah sabah ceza mı bu ?
Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve üstüme kot şortumu ve sıfır kol t-shirt giydim. Çanta alsam mı ki diye düşünürken küçük sırt çantamın içine gerekli malzemeleri koyup kapattım ve sırtıma taktım. Son kez aynada kendime baktıktan sonra aşağı indim.
Kahvaltıyı okulda hallederdim. Ayaklarıma vanslarımı giyip evden çıktım. Hava güzeldi. Saate bakıp daha zamanımın olduğunu görünce yürüyerek gitmeye karar verdim.
Şu 3 ay içerisinde hayatımda ne çok şey değişmişti. Bi anda canımdan çok sevdiğim ailemi kaybetmiştim. Teyzemgilin yanında kalmak zorunda kalmıştım. Evimizi satıp istanbuldan ev almıştım. Ankaradaki evimizde kalmaya devam etseydim annemgille geçirdiğimiz anılar hiç gitmezdi gözümden. Böyle daha iyi oldu. Yeni bir hayata başlamalıydım. Ve kimseye muhtaç olmadan yaşamaya devam etmeliyim.
Düşüncelerimi bölen omzumdaki acı ve yere düşüşümdü. Ben acıyla inlerken bir çocuk elini uzatmış kalkmama yardım etti ve dalgın olduğundan beni görmediğinden bahsedip özür diledi. Bende gülümseyip önemli değil dedim.
Halbuki önemliydi. Üstüm hep battı ve ben okulun ilk gününden bu halimle rezil olmak istemiyorum.
Oflayarak saatime baktım ve dersin başlamasına 10 dk kaldığını gördüğüm gibi hızlanmaya başladım ve bir yandan da üstümdeki tozları çırpıyordum. Okulun bahçesine geldiğimde duraksadım.
Her bir köşede toplanmış insanlar kendi aralarında gülüşüp eğleniyorlar. Bir grup kız hararetli bir şekilde konuşuyorlardı. İçlerinden kızıl olanı sürekli saçlarını düzeltip, giydiği gömleğin ön düğmelerini açıyordu. Bunlar neye bu kadar telaş yapıyordu? Bir kız koşarak kızıl saçlı kızın yanına geldi. Nefes nefese 'Arzu geliyorlar' dedi. Kim geliyordu ki bu kadar telaş yaptılar? Bende onların baktıkları yöne doğru baktım. Bir grup yakışıklı erkek okulun bahçesinden içeri giriyorlardı. Güneş en öndeki çocuğa vuruyordu. Gözlerimi kısarak yüzünü secmeye çalıştım. Vaov gerçekten en öndeki çocuk fazla yakışıklıydı.. Göz kamaştırıcı ama insanlara küçümser bir şekilde bakıyordu. Kendini beğenmiş.
Arkamı dönerek okulun içine doğru yürüdüm. Eski okulumu, hayatımı şimdiden özlemeye başladım bile. Ecem ve Enes şimdi ne yapıyorlardı? Ben orda olsaydım şimdi kantinde oturup Ecem ve Enes'i kızdırıyor olurdum:) 3 yıldır çıkıyorlardı. Bende şimdiye kadar hiç sevgili yapmamış biri olarak ikisinede kızıyordum. Gitsinler başka bir yerde aşklarını yaşasınlar.
Sınıfımı öğrenmek için müdürü bulmam gerekiyordü ama ben bu okulda müdürü bulcam diye kaybolmazsam iyidir. O kadar büyük,güzel ve ferah bir okul ki bir ara teyzemleri arayıp teşekkür etmem gerekecek.
Müdür yazısını görmemle kocaman bir ohh çektim. Kapıyı tıklatıp içeri girdim." hocam ben Arya Sayer" yüzünde kocaman bir tebessümle" hosgeldin Aryacım. Enişten senden çok bahsetti. Ailen için üzgünüm" Bir an yüzümdeki belli belirsiz gülümsemem yok oldu. Müdür bunu farketmiş olacak ki "aa çok üzgünüm. Hatırlatmam kötü oldu" " sorun değil hocam. Hiç unutmadım ki "
Müdür konuşmayı değiştirmek için "sınıfını söyleyim de ilk günden geç kalma " Bilgisayardan bir kaç tuşa tıklayıp" 11-H dasın Aryacım" dedi. Teşekkür edip odadan ayrıldım.
Şimdiki istikamet sınıff..
Medyadaki Arya nın okula giderken giydiği kıyafet :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN IŞIĞI
Chick-LitOnlar bu hayatta yalnız kalmışlar. Her şeyini kaybetmiş tutunacak kimsesi olmayan yalnızlığın içine hapsolmuş temiz ışık gibi bir kız,diğeri ise sevgiden yoksun ilgisiz ,soğuk kuralları yüzünden çocuklarıyla ilgilenmeyen karanlık bir ailenin karanl...