Anlatıcı: Chuuya Nakahara
Dazai ile patronun yolladığ belgeleri incelemiştik. Gerçekten aralarında güçlü yetenekliler vardı. Ama yeteneklerini ne kadar iyi kullanıyorlar o kısım tartışılır. Kısa sürede takıldıkları mekanları ve gittikleri yerleri öğrendik.
Grup üyeleri kendilerine koruyucular anlamına gelen Purotekutā diyorlardı. Koruyucumu yaptıkları ile isimler ne kadarda alaksız. Mori-sanın gönderdiği dosyada bugüne kadar yaptıklar aptallıklar ve işledikleri suçlar yer alıyordu ve cidden bu salaklar ne yapmaya çalışıyordu Yokohoma'yı yıkmayamı istiyorlardı. Çünkü Yokohoma'da yeni bir kimyasal santral kuruyorlardı ve bu grup o santralin oralarda savaşıyor ve en ufak bir kaza bile ülkenin yarısından fazlasını yok edebilicek güçte bir patlama oluşturabilirdi.
Görev yerine giderken planı çoktan yapmıştık ve o zamandan beridir Dazai benimle konuşmuyordu. Alay bile etmemişti... kafamı yer eğip buruk bir tebessüm ettim sanırım benden tahminimden çok nefret ediyordu. Dalmış bir şekilde yürürken bir ağaca çarptım hemen elim burnuma gitmişti lanet çok acıyor. Burnum ovuşturmaya başlamışken başka bi el gelip burnumu hafifçe sıkmıştı. Çarptığım şey ağaç değil Dazai'miş. Yüzünde küçük bir sırıtış vardı fakat sonradan eli ateşe değmiş gibi elini çekmişti ve sırıtışı silinmiş yerine buz gibi boş ve keskin bakışlar gelmişti.D" Geldik ama sanırım yanlız biz varmışız gibi görünüyor."
Yalan söylüyordu , yanlız değildik şu an bile arkamdaki adım seslerini duyabiliyordum. Ona bıktım dercesine bir bakış attım. Karşılık olarak yine herzamanki gibi suratını yumruklamak istememe sebep olan sırıtışlarından birini almıştı.
D" Hadi Chibikko bir salyangoza göre ne kadar hızlı ve güçlü olduğunu misafirlerimize göster. Yaparsın sen."
C" DAZAİİİ!!!"
Şerefsiz omzumu pat patlayıp hızlı bir şekilde yumruğumdan kaçmış ve saklanmıştı. Salak sanki en sağdaki ağacın tepesinde olduğunu görmüyorum. Göz devirip etrafımı çevreleyen kişilere karşı sırıttım.
C" Anlaşılan en zahmet gerektiren işi benim yapmam gerek yine."
Dazai'nin kıkırdamasını duydum, ardından yerçekimini kullanarak yerden parçalar alarak karşıdaki adamlara fırlatmaya başladım. Dazai ise arada canı sıkıldığı için bikaç kişiye ateş ediyor sonra "Ahh yine çok iş yaptım biraz dinleneyim." diyip ağaç dalına daha çok yayılıyordu. Aslında bu çok sık olurdu ama tek soru ben adamları öldürdükçe onlar sürekli gelmeye devam ediyordu. Neydi bunlar sinek sürüsümü sonradan bir aydınlanma yaşadım bu adamlar neden birbirlerinin tıpa tıp aynısı? Sinirle etrafa bakıp gözlerini kör edicek bir toz bulutu yaptıktan sonra Dazai'nin yanına çıktım. Suratını yumruklama istiyorum çünkü yüzündeki imalı gülümseme bunu benden önce fark ettiğini gösteriyor.
C" Lanet olasıca adamların klon olduğunu niye söylemiyorsun lan!?"
D" Sadece senin gibi bir aptalın ne zaman fark edeceğini görmek istedim köpekçik bu kadar kızma. Yoksa uslu durmadığın için sana ödül vermem."
İşaret parmağını bana doğru uzatımıp tehtit edercesin sallamıştı. Derisini yüzüp kendime halı yapmak istiyorum , daha fazla dayanamayıp karnına yumruğu geçirdim oh rahatladım sonunda. Ama sanırım tahminimden daha fazla kuvvet uygulamış olmalıyımki Dazai aşşağı düşmüştü hemde mal gibi
görünüyordu bu duruma kıkırdayıp yanına indim.C" Ee bandaj israfı söyle bakalım kim bu klonları yönlendiren kişi?"
Dazai düştüğü yerden kalkıp üzerini çırptı sonra bana dönüp onaylamaz ve memnuniyetsiz bir bakış attı. Hafifçe sırıtarak karşılık verdim ona. Sadece gözünü devirip başı ile ilerdeki küçük tepeyi işaret etti. Başımı anladım dercesine sallayıp üstünde bulunduğumuz toprak parçasının ikimizi alacak şekilde büyük bir parça kopardım ve adamların üzerinden uçarak tepeye doğru ilerledik. Hala ateş etmeye devam ediyorlardı yeteneğim sayesinde mermilerden bana birşey olmazdı ama Dazai salağının yaralanma olasılığı vardı. Deri ceketimi çıkarıp yeteneğimle onu Dazai'ye doğru attım mermilerden böylece korunabilicekti.
Elimden geldiğince hızlı bir şekilde tepeye gitmeye çalıştım çünkü fazla hızlı olursam yanımdaki bandaj rulosu düşebilirdi. Sonunda tepeye vardığımda etrafa bir bakış attım adam hemen önümde kendini klonluyordu ve yanında bir kaç kişi daha vardı. Ne yani bu gruptaki kişiler aslında sadece 4 kişidenmi oluşuyordu.
Dazai'ye sorarcasına bir bakış attım başını iki yana salladı. Sanırım ilk konuşucağız eğer kabul etmezlerse öldürürüz artık. Aslında öldürmeyi pek istemiyordum fakat ben öldürmezsem Dazai adamaların bedenlerine 1 düzine mermi sıkardı. Tanrım en azından ölüye saygın olsun piç.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Regret -Soukoku-
Teen FictionDazai söylediklerinden çok pişmandı. Asla sahip olamayacağı şeyleri elinin tersi ile itmişti. Peki şimdi ne yapıcaktı?