6

1.4K 146 123
                                    

Günün ilerleyen saatlerinde yatağımdan çıkmamayı seçtim. Zaten karnım ağrıyordu ve bende bunu bir bahane olarak kullandım. Hyunjin bir kere bile yanıma uğramadı ve yan odadan gelen o iğrenç sesleri duymadım. Belki de beni biraz düşünüp benim odamdan uzak bir odada halletmek istemiştir işini. Bunu düşününce kendi kendime kıkırdadım. Aslında bu gülünecek birşey değildi. Ağlanacak halime gülüyordum resmen ama ağlamak da istemiyordum işte.

Saat 10:21 civarlarında ise uyudum.

~SABAH~

Sabah hyunjin in o aptal sesi ile uyandım. Maalesef ki o aptal olası ses çekiciydi. Ben buydum işte beni sevmeyenlere aşık olurdum hep.

"FELİX UYAN!"

Gözümü açtığımda ona tek kaşımı kaldırarak baktım.

"Ne var? Ne öküz gibi bağırıyon Sabah sabah?"

"Bir arkadaşım geldi ona biraz senden bahsettim sorunca. O da seni merak etti."

Önüme birkaç parça kıyafet attı.

"Şunları giy hemen aşağıya inicez."

Bana uzattığı şort ve tişört ü giydim. Şort u giymemde yardımcı oldu çok sağolsun. tişört vücudumu çok fazla belli ediyordu. Şort ise çok kısaydı. Umursamadım, zaten giyim tarzım buydu.

Hyunjin beni aşağı indirip arkadaşı olarak bahsettiği çocuğun yanına oturttu. Kendisi ise bizim karşımıza oturdu. Yanımda oturan çocuk bana elini uzattı bende sıktım.

"Ben yeon"

"Felix, memnun oldum"

"Bende öyle"

Yeon bana gerçekten garip bakıyordu. Bu bakışlarından rahatsız olmuştum. Sessizce telefonuma bakmaya başladım. Yeon ile hyunjin ise konuşmaya başladılar.

Yeon'un eli arada sırada yanlışlıkla bacağıma sürtüyordu yani en azından ben öyle düşünüyordum. Umursamadan telefonuma bakmaya devam ettim. Bacaklarımı elimle birbirine yakınlaştırdım. Ondan uzak olmaya çalışıyordum.

"Liz bir sorun mu var? rahat değil gibisin."

Hyunjin in sorusu ile başımı kaldırdım. Bana bakıyordu.

"Ah, hayır. Rahatsız gibi mi duruyorum?"

"Hmhm" hyunjin kafasını olumlu anlamda aşağı yukarı salladı.

"Birşey'im yok. Merak etme."

Ettiğini de sanmıyordum zaten. Bu sadece burada arkadaşı olduğundan dolayı bana gösterdiği bir ilgiydi. Kafamı geri telefona çevirdim.

Birkaç dakika sonra yeon'un elinin bana yanlışlıkla değmediğini anlamış oldum. Çünkü şuan sadece deymiyor resmen bacağımı okşuyordu. Oldukça rahatsız olmuştum. Farkında bile olmadan stresten tırnaklarımı avcuma batırarak kanatmıştım. Bir süre bunun son bulmasını bekledim.


~2 DAKİKA SONRA~

~5 DAKİKA SONRA~

~7 DAKİKA SONRA~

~10 DAKİKA SONRA~


Tam olarak 10 dakika bekledim ama bu sona ermedi. Yeon farkında olduğumun farkındaydı. Bunu bilerek yapıyordu. En sonunda çok fazla rahatsız olduğum için konuştum.

"Hyunjin lütfen beni odama götürür müsün?"

"Tabi."


Hyunjin bunu neden istediğimi bile sormadan beni odama çıkardı. Beni nazikçe yatağa yatırdı ve aynı sessizlik ile odadan çıktı. O çıktığı anda gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Kendimi çok kötü hissediyordum. Elimle o aptal adamın ellediği yerlerime acı ile dokundum. Yüzümün yandığını hissediyordum.

Telefonu elime aldım. Arayacak bir sürü kişi vardı aslında ama onları canımdan daha çok seviyordum. Hiçbirinin üzülmesine katlanamazdım. En iyisi benim üzülmem diye düşündüm. Kulaklığımı taktım ve son ses açtığım bir müzikle sakinleşmeye çalıştım. İşe yarıyor gibiydi. Eski ve güzel olan şeyleri düşündüm. Yürüyebildiğim zamanları, koşup oynayabildiğim zamanları düşündüm. Anne ve babamın bir prens gibi yetiştirdiği oğulları ne haldeydi şimdi. Berbat, bitmiş ve taciz edilmiş. Çevresinde bir sürü kişi olmasına rağmen kimsesiz.

Başım çatlayacak kadar ağrıyordu. Yapacak hiçbir şeyim yokmuş gibi hissediyor, ölmek istiyordum. Herşeyden çok, sevdiğim adamın beni sevmeyen bir pislik olduğunu bilmek beni mahvediyordu. Belki de görmüştü o pisliğin beni taciz ettiğini. Bildiği halde böyle birşey yapar mıydı? Bu kadar kötü olabilir miydi acaba?



~HYUNJİNİN ANLATIMIYLA~



Felixi odasına bırakarak hiçbir şey sormadan aşağı indim. Çünkü odasına çıkmak istemesinin sebebini biliyordum. Yeon bizim zorla evlendirildiğimizi bilen tek arkadaşımdı. Arkadaşım? Arkadaşım mıydı?



~FELİXİN ANLATIMI İLE~



Sabah gözümü aşağı kattan gelen sesler ile açtım. Bir şeyleri sürükleme sesi. Bir süre hayal gördüğümü sandım ama gerçekti. "Kim bilir hyunjin orada ne yapıyor?" diye düşündüm. Tam o sırada merdiven çıkma sesleri ve hyunjin.

"Uyandın mı?"

"Yok hâla uyuyorum."

"Haha çok komik."

Gözlerimi devirdim. Böyle soruya böyle cevap vermek gerekir bana göre.

"Neden işe gitmedin?" Diye sordum.

"Bazı işlerim vardı onları halletmek için evde kalmak zorunda kaldım."


"Anladım" dedim yavaşça kafamı sallayarak.

"Sana kahvaltını getireyim. Bekle."

Hyunjin bana kahvaltımı getirdi ve odadan çıktı. Onunla Max bu kadar konuşabilirdik zaten. Yavaşça yemeğimi yemeye devam ettiğimde burnuma bir koku geldi.

"Kan..."







*****







Bu kadardı. Yazım yanlışı vb. varsa kusura bakmayın. Yeni bölüm en kısa zamanda gelecek.

Oy ve yorumlarınız benim için çok önemli. Fic ile ilgili fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim :))

engel evliliği //hyunlix//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin