Sabahın köründe hyunjin tarafından uyandırıldım çünkü jia ve ji-ho gelecekti. Bizde bu yüzden kalkıp kahvaltı hazırlamak zorunda kaldık. Uykum var iken en sevdiğim aktiviteyi yapmak bile işkence gibi gelirdi bana. Bu yüzden ilk başlarda bu kahvaltı hazırlama işi bana işkence gibi gelse de daha sonra içtiğim iki bardak kahve etkisini gösterince keyfim yerine gelmişti.
Zil çaldığında hyunjin kapıyı açmaya gitti. Bende fırından yaptığım keki çıkarıp, birkaç şey daha kahvaltı masasına koydum.
Önde jia, arkadan da hyunjin ve ji-ho girdi mutfağa.
"Hoşgeldiniz." Dedim neşe ile.
Jia: hoşbulduk
Ji-ho: hoşbulduk
Jia: yardım edilecek birşey var mı lix?
"Hayır. Herşey hazır."
"Masaya oturun hadi. Biz herşeyi hallettik." Dedi hyunjin.
Kahvaltımızı yaparken muhabbet ettik bu böyle yarım saat sürdü. Kahvaltımızı yaptıktan sonra ise hyunjin ve ji-ho içeri girdi. Ben ve jia da masayı topluyorduk.
Jia: bacağının iyileştiğine o kadar sevindim ki inanamazsın.
Gülümseyerek karşılık verdim ona. Biz öylesine havadan sudan konuşurken zil çaldı.
"Ben bakıyorum hayatım." Diyerek mutfağa seslendi hyunjin ve koridordan geçerek kapıyı açmaya gitti. Kulağımı oraya verdiğim de duyduğum şunlar oldu.
Hyunjin in kapıyı açması ve 2 el ateş edilen bir silah ın sesi.
Jia ile beraber kapıya koştuğumuz da ji-ho bizden önce davranmıştı. Yerde kanlar içinde yatan hyunjin i gördüm. Gözümde ki yaşlara hakim olamadım. Kapıya doğru baktım ama kimse yoktu. Kim yapardı ki bunu ona.
Ji-ho hızlıca hyunjin i kucağına aldı.
Ji-ho: burda kalın onu hastaneye götürücem.
"Ama-"
Ji-ho: burda kalın dedim Felix. Daha sonra yanınıza gelicem.
Diyerek hızlıca gitti. Korkuyla ardından kapıyı kapattım. Kendimi yere bıraktım. Göz yaşlarım akıyordu. Jia gelip yanıma oturdu. Beni teselli etmek istediği belliydi. Ama yapamıyordu. Çünkü o da biliyordu o iyi olana kadar bende asla iyi olamayacaktım.
*Jİ-HO NUN ANLATIMI İLE*
Yaklaşık 10 dakikalık bir süreçte evin yakınlarında ki hastaneye ulaştım. Hyunjin i kucağıma alarak hastanenin içine girdiğimde her taraftan bir ses geliyordu. Bebek ağlama sesleri, bağırışlar, konuşmalar ve daha birçok ses. Onların bütün hepsini bastıracak bir şekilde bağırdım.
"DOKTOR YOK MU!"
Hastanenin koridorunda başı boş dolaşan hemşirelerden biri sedye getirirken, diğeri bir doktor çağırmıştı.
Doktor: hasta adı soyadı?
"Hwang hyunjin."
Doktor: ne oldu ona?
"Evine yapılan bir saldırıda silah ile iki kez vuruldu" Dedim hızlıca.
Yanında ki hemşireye tek bir söz söyledi.
Doktor: ameliyathaneyi hazırlayın hemen!
Doktorun yanında duran 2 hemşireden biri ameliyathaneyi hazırlamak için gittiğinde, diğeri hasta kaydı oluşturmak için gitti.
Ameliyathane kapısına gelince orda kalmak zorunda kaldım. Duvarın dibinde yere çöküp toparlanmaya çalıştım. Bunu ona kimin yaptığını bulmam lazımdı. Bunu hep ben yapardım. Hyunjin sinirlerine hakim olamazdı ve ben onu sakinleştirip bütün herşeyi kendi çapımda hallederdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
engel evliliği //hyunlix//
Teen FictionUYARI:ilk ficimdir ben yazmamışım gibi okuyun yada direkt okumayın. İçinde bolca gurur yoksunluğu bulunur. yürüyemeyen 20 yaşındaki Lee Felix'in babasının şirketinin batmaması için 23 yaşındaki magazin sayfalarının göz bebeği olan çapkın model hwang...