Merhaba! Yeni bölümle karşınızdayım umarım beğenirsiniz. Buraya okuduğunuz tarihi yazabilirsiniz. Biliyorum uzun zaman oldu ama finallerim biter bitmez başladım . Medya Beren'in Meclis'te giydiği kıyafet
Beren'in ağızından
Pişmanlıklar insanı katleder. Her şeyi tek tek zihnine kazır Ve asla kaçacak yer bulamanıza izin vermez. Artık içine hapsolduğun hücrenin karanlık köşelerine bile çekilemezsin çünkü her zaman senin arkandadır Ve düşmeni bekliyordur.
Böyledir pişmanlık... bir kere tattın mı peşini bırakmaz tekrar tekrar başa sarar.
Bazen çok düşünüyorum eğer o mağaraya girmeseydim ya da o proje de seçilmeseydim yine böyle olur muydu? Şu an bulunduğum yerde bulunur muydum?
"Sizin kaderiniz bir Beren. Kaderin kırmızı ipi ile birbirinize bağlısınız. Senin buraya geleceğin binlerce yıl öncesinden belliydi. Kehaneti unutma."
Ah Lena bir türlü demek istediğimi anlamıyorsun! Bu kehaneti de asla anlamdıramıyorum. Bütün büyü kitaplarını alt üst etmeme rağmen kehanete dair önemli bilgiler edinemedim hala ne kehanetinden bahsediyorsun?
"Asıl gerçek kehanet kitabı büyük ihtimal baş kahin Kairos'un elinde . Ondan Ve Aris'ten başka kimseden öğrenemezsin."
Kairos nerdeyse 4 haftadır kayıptı ama bunu herkesten gizli tutuyorlardı. Vitali'ye ayin için başkent dışına gönderildiği söylenmişti.
Bu dört hafta da Aris , Komutan Güneş'e emir vermiş ve bana savaş sanatlarını öğretmesini istemişti. Bugün de bu dört haftadır yaptığım gibi Kılıç hareketlerini çalışıyordum. Elimde ki kılıç neredeyse benim boyum kadardı hatta ilk başta bunu kaldıramıyordum bile...
Sıkıca topuz yapılan turuncu saçlarımdan bir kaç tutam dışarı çıkmış Ve beni rahatsız etmeye başlamıştı. Bu yüzden büyük Demir'den yapılmış kılıcı yavaşça yere koydum. Üzerimde ki altından oluşan savaş kıyafetleri çok fazla terlememe neden olmuştu.
" Daha yeni başladık Beren. İndirme silahını gardını al!" Dedi Güneş hafifçe kızarak.
" Neden bana savaş sanatlarını öğretirken ismimle hitap ediyorsun?" Dedim merakla Ve yere çömeldim. Karşıma geçti ve elinde ki kılıcı toprağa batırdı.
" Sana savaş sanatlarına öğretirken asla statün ile çağırmadım neden biliyor musun?" Bana doğru eğildi yeşil gözleri keyifli bir şekilde kısılmış şekilde gözlerimin içine odaklandı.
" Neden?"
" Çalışmaya başladığımız an statüler geride kalır. Eline kılıç aldığın an sen benim öğrencim olursun bende usta . Her şeyi en baştan öğrenmen lazım bu yüzden statün hiç bir şeyi etkilemez Beren. Majestelerinin isteği bu asla sana iltimas geçemem." Dedi ve elini bana uzattı. Uzattığı elini tuttum Ve ayağa kalktım.
" Demek Aris böyle olmasını istedi?"
" Her şeyi baştan öğrenerek güçlü biri olmanı istiyor." Dedi ve açık bıraktığı kömür karası saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı.
" Bu kadar sohbet yeter! Sana geçen gün gösterdiğim Kılıç hareketine çalıştın mı?"
Bu Saray da Harmonia'dan sonra iyi davranan tek kişiydi. Bu yüzden onu seviyordum ama duyduğuma göre Kraliçe Keira ile beraber savaş eğitimi almışlar Ve onun ölümüne kadar çok yakınlarımış bu yüzden beni sevip sevmediğine bir türlü karar veremiyordum.
Bana öğrettiği şekilde bir ayağımı geriye aldım Ve kılıçımı ona doğru çevirdim istemsizce dudaklarımda sinsi bir gülümseme peyda oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EJDERİN UYANIŞI (+18)
FantasySiz hiç rüyanızda gördüğünüz tanımadığınız birine aşık oldunuz mu ? Ben oldum ... Küçüklükten beri giriyordu rüyalarıma ... bana ait olmayan bir isimle sesleniyordu . Hiç bir zaman tam olarak göremedim yüzünü karanlıkta saklıyordu kendini her zama...
