4

137 14 4
                                    

Bölümde konuşmadan sonra geçen kısım Demran'ın ağzındandır.*

demranside: günaydın çiçek
Sabahın*06:57

aykiricicek: günaydın Demranımmmm
06:57

demranside: ooo maşallah keyfiniz yerinde
06:57

aykiricicek: çünkü dün gece buraya taşınmışlar
06:58

demranside: kim
06:58

aykiricicek: komşularımızzzz
07:00

demranside: sanki benim komşum
07:03

aykiricicek: oğlu sabahtan işe gitmiş
07:03

aykiricicek: şu an ben de işteyim
07:03

demranside: nerede çalışıyorsun sen
07:03

aykiricicek: psikoloji okuduğum için akşama doğru psikolog oluyorum sabahları ise bir kafe de çalışıyorum
07:05

demranside: yorucu olmuyor mu ya senin için
07:05

aykiricicek: yoo neden olsun
07:05

aykiricicek: hayatımda her şey yolunda valla
07:05

demranside: nerede yaşıyorsun ve hangi kafe????
07:05

aykiricicek: neden kendimi ele vereyim????
07:06

demranside: neden vermeyesin????
07:06

aykiricicek: dur müşteri geldi
07:06

aykiricicek: onunla ilgilenip geliyorum
07:06

demranside: bekliyorum
07:06

Telefonumu kapattım. Ardından kasada duran kadına baktım. Bir müddet oturup kahve içmek istiyordum. Bir müddet rahattım. Sonra yine merkeze dönmek zorundaydım.

"Ne istersiniz?"

"Az şekerli kahve lütfen." Kadın başını kaldırıp bana baktığında ilk gözleri büyüdü sonra başını sallayıp gülümseyerek, dijital ekrana ne istediğimi girdi.

"Bir masaya oturun isterseniz. Kahveniz hazır olunca getiririm." Ona başımı salladım. Sırada ki müşteri hemen ardından siparişini verdiğini duyduğunda çoktan kasaya yakın olan bir masaya oturmuştum.

Uykum vardı. Gözlerimin kapandığını fark ettiğimde açık tutmak için uğraşmadım. Masaya kollarımı yaslayıp başımı üstüne koyduğumda, gözlerimi kapandı.

2,5 saat sonra...
Kolumdan dürtüldüğümü hissediyordum. Bir yandan da bir kadın sesi kulağıma ulaşıyordu.

Gözlerimi yavaşça araladığımda meraklı gözlerle bana bakın kadınla karşılaştım. Başımı yavaşça kaldırıp gözlerimi ovaladım. Tekrar yanıbaşımda bana bakın kadına baktığımda, bu sefer tanımıştım. Kasada ki kadındı.

"İyi misiniz?" Ona başımı salladım. Masada büyük ihtimalle siparişimden sonra gelen soğumuş kahve duruyordu.

"Telefonunuz yarım saattir çalıyor. Sizi rahatsız etmesin diye açmıştım ama önemliymiş bu yüzden uyandırdım sizi, kusura bakmayın lütfen." Elinde bana uzattığı telefona baktım. Uykuya doymuştum ama algılayamıyordum.

Elindeki telefonu aldım ve kulağıma yasladım.

"Tekrar aynı kahveden getirmemi ister misiniz?"

"Zamanım olacağını sanmıyorum, teşekkürler."

"Rica ederim." Önümdeki soğumuş kahveyi alıp, yanımdan uzaklaşmaya başladı.

Kulağımda olan telefondan sesi gelen Kırca'ya doğru konuştum. Bir şey anlamadığımdan ayıldığımda onu arayacağımı söyledim. Bana tamam deyip kapadığında oturduğum masadan ayağa kalkıp üstümden bile çıkarmadığım kabanımla uyuduğumu fark ettim.

Lavaboyu sormak için kasada elinde telefonuyla uğraşan kadına baktım.

"Pardon?" Kadın başını kaldırıp gülümseyerek 'buyrun' dedi.

"Lavabo ne tarafta acaba?" Sağ tarafımı gösterdi. Sonra oradan sola döneceğimi söyledi ve karşıma lavabonun çıkacağından söz etti. Ona teşekkür edip tanından ayrılarak hızlı adımlarla lavaboya gittim.

tatil/textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin